İçime Atmama Hakkımı Kullanıyorum
Ne sabırmış; bir türlü tükenmiyor. Başbakan Erdoğan, Ramazan ayındaki şehitlerle ilgili olarak "Bu mübarek Ramazan gecesinde, Ramazana hürmeten biz şu anda sabrediyoruz ama Ramazanın bitiminden sonra bilesiniz ki bu ülkede barışın miladı, bu dayanışma ayıyla birlikte çok daha farklı olacak" ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan’ın Ramazan diye sabretmesini anlamaya çalışırken, şehit haberleri gelmeye devam ediyordu. Hatta kamuoyunda Ramazan’dan sonra büyük bir sınır ötesi operasyon yapılması bekleniyordu. Ama bizim hükümet kıpırdamadı bile. Nasıl bir sabırdır anlamaya çalışırken, her eve şehit haberleriyle kor parçaları düştü. Özetle AK Parti’nin açılımı, asker tabutları oldu.
Küçük bir arşiv taraması yaptım. Seçimlerden sonra şehit sayısı 100’ü çoktan geçmişti, Konyalı şehit sayısı da 10’u. Biz 24 askerimizi eş zamanlı baskında şehit verdiğimiz için tek tek kaybettiklerimiz araya kaynadı.
İnternette bu işin özetini çıkarmışlar:
1998 yılında Öcalan’ın İmralı’da hapis cezası başladı.
1999 yılında PKK kendini fesih etme kararı aldı.
2000 yılında 4 sehit
2001 yılında 3 şehit
AK Parti çıraklık dönemi:
2002’de 13 şehit
2003’de 21 şehit
2004’de 73 şehit
2005’de 92 şehit
2006’de 121 şehit
AK Parti kalfalık dönemi:
2007’de 118 şehit
2008’de 150 şehit
2009’da 135 şehit
2010’da 141 şehit
AK Parti ustalık dönemi:
2011’de 100 şehidi geçti
AK Parti döneminde 2003-2010 yıllarında Türkiye Büyük Millet Meclisi kayıtlarına göre 822 şehidimiz oldu. İşin içine istatistik girince duygu yok oluyor.
Ailesini Van depreminde kaybetmiş bir çocuk kadar, bombalanan Irak’ta geride kalanlar kadar, mezhep çatışmalarında birbirini kesen Afrikalıların yetimleri kadar, Acıklı bir Türk filminin ölümlü ayrılık sahnesi kadar üzgünüz.
Sözün bittiği yerinde bittiği yerdeyiz. Nasıl anlaşılırsa öyle bilinsin. ‘Sakin olun, galeyana gelmeyin, provokasyona dikkat edin, metanetinizi koruyun’ söylemlerine gönül indirmiyorum. Serinkanlı olmamaya yok mu hakkım. Bir gecede 24 şehidi olan bir milletin ferdi olarak bırakın öfkeleneyim biraz. Metanetli davranmak zorunda mıyım? İçime atmama, kızma, eleştirme, üzülme, küsme, sesimi yükseltme, dışa vurma hakkımı kullanıyorum. Bırakın sesli düşünüp, sert konuşayım.
Artık halkı oyalamayın. Her şehit haberinden sonra, kanı yerde kalmayacak masalını anlatmayın. Biliyoruz ki kanlar yerde kalıyor. Kararlılık kelimesinin hakkını verin. Teröre karşı sürekli caydırıcı olun. Bu ülkeyi bölünmenin eşiğine getirmeye çalışanlara taviz vermeyin. Bu terörü bitirin. Eğer bitiremiyorsanız, generalinden, İçişleri Bakanına kadar istifa edin.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.