Türkiye Her Şeye Hazır! Görünmez uçaklar ve düşman yakalayan sensörler...

Ortadoğu’da tansiyon bir kez daha yükseliyor. 13 Haziran itibarıyla İran ve İsrail arasındaki gerilim yeniden tırmanışa geçti. Bölgeden gelen karşılıklı saldırı haberleri, sadece Ortadoğu'yu değil, tüm dünyayı tedirgin ediyor. Çatışmaların daha da büyüme ihtimali, gözleri Türkiye'nin savunma kapasitesine çevirdi. Uzmanlar, Türkiye’nin böyle bir ortamda olası sıcak çatışmaya ne kadar hazır olduğu sorusunu yeniden gündeme taşıdı. Savunma envanteri, teknolojik altyapısı, silahlı kuvvetlerin modernizasyon düzeyi ve sınır ötesi operasyon yetenekleri kamuoyunun merak konusu haline geldi. Son yıllarda özellikle savunma sanayisinde yerli üretim atılımlarına hız veren Türkiye, insansız hava araçları (İHA/SİHA), yerli füze sistemleri ve modern tank projeleriyle öne çıkıyor. Bayraktar TB2 ve Akıncı gibi yerli SİHA’lar, Türkiye’nin hem savunma hem de caydırıcılık gücünü artıran önemli unsurlar arasında yer alıyor. Ancak uzmanlar, askeri envanter kadar diplomatik duruşun da belirleyici olacağını vurguluyor. Türkiye'nin NATO üyeliği, bölgede izleyeceği stratejik pozisyon ve uluslararası ilişkilerdeki denge politikası, olası bir savaş halinde kritik rol oynayacak. Tüm bu gelişmeler, Türkiye'nin güvenlik politikalarını ve savunma kapasitesini yeniden gözden geçirmesi gerektiğine işaret ediyor. Konuyla ilgili gazetemize özel bilgiler veren Selçuk Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Rüştü Güntürkün ise, Türkiye envanteri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
KORAL TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN EN ÖNEMLİ UNSURU
KORAL Elektronik Harp Sisteminin ASELSAN tarafından tasarlanmış ve üretilen mobil elektronik harp sistemi olduğunu açıklayan Prof. Dr. Rüştü Güntürkün, bu teknolojinin düşman radarlarını kör etmek, aldatmak ve şaşırtmak için tasarlandığını aktardı. Güntürkün, “KORAL Sistemi, bilgi hakimiyeti oluşturarak ve zor ortamda hızlı yanıt süresi sağlayarak Düşman Hava Savunmalarının Bastırılması operasyonlarını destekler. KORAL, her biri 8×8 taktik kamyona monte edilmiş bir Elektronik Destek ve Elektronik Saldırı Sisteminden oluşur. Ayrıca NBC (nükleer, biyolojik, kimyasal) korumasını destekler. KORAL hava, deniz ve kara araçlarına takılarak düşman radarını kör ederek yanlış değer göstermesini sağlar ve düşman radarının yerini, mesafesini belirler. Böylece düşmanın bir uçak mı, füze mi veya insansız hava aracı mı olduğunu tanıyabilir. Aynı zamanda uydudan hava araçlarından ve radarlardan bilgi alır, sinyalin nereden geldiğini destek birimlere anında bildirerek imha edilmesini sağlar. Yaklaşık 150 kilometre etken menzili ile KORAL, herhangi bir kara, deniz ve borda radar sistemlerini göndermiş olduğu sinyalle etkisizleştirebilir ve aldatabilir. KORAL Elektronik Harp Sistemi savaşların kaderini değiştiren en büyük etmenlerden biridir. KORAL bugünlerde Elektronik harbin Mercedes’i olarak adlandırılabilir. Libya açıklarında Fransız gemisi KORAL’ın etkisiyle kaçtı. Yine Hindistan-Pakistan savaşında Hindistan uçaklarının bütün sinyallerini karıştırarak birçok uçağı görev yapamaz duruma getirdiği hakkında haberler de çıktı. KORAL Türk Silahlı Kuvvetlerinin en önemli unsuru” diye anlattı.
MİLLİ İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI
İnsansız Hava Araçları (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) hakkında bilgi veren Rüştü Güntürkün, bunların TUSAŞ Aksungur, TUSAŞ Anka, TUSAŞ Anka-3, TUSAŞ Baykuş, TUSAŞ Gözcü, TUSAŞ Martı, TUSAŞ Şimşek, Bayraktar Akıncı, Baykar Bayraktar Kalkan, Baykar Bayraktar Mini İHA, Baykar Bayraktar TB2, STM Kargu II, TOGAN ve ALPAGU olduğunu açıkladı. Dünyanın en iyi İHA sıralamasında yer alan Bayraktar Akıncı, Bayraktar TB2 ve ANKA-S’nin ülkenin gururu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Güntürkün, “Baykar Teknoloji tarafından geliştirilen Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı gelişmiş özellikleri ve üstün görev performansıyla adını tüm dünyaya duyurdu. Bayraktar TB2 Taktik S/İHA Sistemi, Yer Kontrol İstasyonu, Yer Veri Terminali, Uzak Görüntü Terminali, İleri Üs ve Jeneratör ile Römork modüllerinden oluşur. Baykar’ın teknolojik kabiliyet ve yetenekleri sayesinde tüm sistem yerli ve milli olarak üretilmektedir. ANKA-S Projesi ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin keşif, gözetleme, hedef tespit/imha ihtiyacını karşılamak üzere ihtiyaç duyulan milli insansız hava aracı olarak gerçekleştirildi” şeklinde konuştu.
Güntürkün, TUSAŞ ANKA III’ün, Türk Savunma Sanayi Şirketi TUSAŞ tarafından tasarım ve geliştirme çalışmalarına devam edilen turbofan motorlu, gövde içinde silah sistemleri barındıran, yüksek yük taşıma kapasiteli, stealth (görünmezlik), delta kuyruk yapısına sahip bir insansız savaş uçağı projesi olduğunu açıkladı. Güntürkün, “Baykar Bayraktar Kızılelma, Türkiye merkezli insansız hava aracı üreticisi Baykar Teknoloji tarafından tasarım ve geliştirme çalışmaları devam eden, turbofan motorlu, radarlardan gizlenebilme ve havadan havaya füze atabilme kabiliyetine sahip insansız savaş uçağıdır. İnsansız uçakların insanlı uçaklara üstünlüğü; belli bir yükseklikten sonra pilotların G basıncından dolayı rahatsızlanabilmeleri. İnsanlı Savaş ve Eğitim Uçaklarımız olan HÜRKUŞ ise TUSAŞ tarafından tasarlanan ve geliştirilen, temel eğitim ve hafif kara saldırı uçağı olan iki kişilik, alçak kanatlı, tek motorlu turboprop bir uçaktır. HÜRJET de Harbe Hazırlığa Geçiş Eğitimi, Hafif Taarruz (Yakın Hava Desteği), Eğitimlerde Karşıt Kuvvet Görevi, Hava Devriyesi (Silahlı ve Silahsız), Akrobatik Gösteri Uçağı, Uyumlu Uçak olarak belirtiliyor. TUSAŞ HÜRJET 1.4 Mach azami hız ve 45,000 ft azami irtifada görev yapacak şekilde tasarlanacak ve son teknoloji görev, uçuş sistemlerini barındıracak. TUSAŞ HÜRJET, turbofan motorlu, ileri seviye jet eğitimi ve yakın hava desteği uçağıdır. HÜRJET’in, Türk Hava Kuvvetlerinin jet eğitim uçağı olarak kullandığı T-38 Talon uçaklarının yerini alması, özellikle 5. nesil savaş uçağımız olacak KAAN’a pilot yetiştirmek ve ileride Türk Yıldızları olarak kullanılması planlanıyor. HÜRJET’in herhangi bir eylemde kullanılması, F-16’nın kalkış maliyetinin yaklaşık beşte biri gibi olması bu uçağın kullanılmasını mümkün kılıyor” ifadelerine yer verdi.
DÜŞMANIN BÜTÜN HAREKETLERİ İZLENEBİLECEK!
5. nesil savaş uçağı KAAN’ın TUSAŞ tarafından geliştirilen ve Türkiye'nin 2020'li yılların sonunda seri üretim aşamasına getirmeyi planladığı çift motorlu, düşük görünürlük, sensör füzyonu, hava-hava ve havadan yere hâkimiyetlerde üstün özellikleri bulunan beşinci nesil jet savaş uçağı projesi olduğunu belirten Rüştü Güntürkün, şunları kaydetti: “KAAN üstün hava hâkimiyetini: Yeni silahlarla arttırılmış havadan havaya muharebe menzili- yüksek/süpersonik hızda dahili silah yuvalarından hassas ve tam vuruş, yapay zekâ ve nöral ağ desteğiyle arttırılmış muharebe gücü ile sağlıyor. 2002 yılında savunma sanayiinde yüzde 20 olan yerlilik oranı, günümüzde yaklaşık yüzde 85’ler seviyesine çıktı. 2024 yılında bütün dünyada ihraç edilen insansız hava araçlarının yüzde 65’ i Türkiye Cumhuriyeti tarafından yapıldı.
Bir ülkenin bağımsızlığının temel şartlarından olan savunma sanayinde bağımsız olma yolunda çok hızla ilerlemekteyiz. Ülke olarak içeriden ve dışarıdan gelebilecek her türlü saldırıyı engelleme kabiliyetine sahibiz. Ayrıca şuan yaklaşık 240 adet F-16 savaş uçağımız aktif halde bulunuyor. Envanterimizde başka savaş uçakları da yer alıyor. 2026’da HÜRJET envanterimize girecek. 2028’ de 5. nesil savaş uçağımız olan KAAN envantere girecek. KAAN’ın envantere girmesiyle KAAN da kullanılacak. ASELSAN yapımı AESA radarlarıyla hava üstünlüğü tamamen ülkemize geçmiş olacak. AESA radarının etkili menzili 250 kilometreye ulaşabiliyor. Bu mesafeden düşmanın bütün hareketleri izlenebilecek” açıklamasında bulundu.
RADARA YAKALANAN DÜŞMANIN VAY HALİNE!
Son olarak Türkiye’nin “güvenlik şemsiyesi” olacak Çelik Kubbe hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Güntürkün, sözlerine şunları ekledi: “Ülkemizin hava savunma sistemi olacak Çelik Kubbe; kapsamlı ve çok katmanlı savunma yapısına sahip, hem konvansiyonel hem de asimetrik tehditlere karşı Türkiye’nin hava sahasını koruma amacıyla tasarlanmış, entegre bir sistemdir. Kara, hava ve elektromanyetik spektrum gibi farklı alanlardan gelebilecek saldırılara karşı elektronik katmanlarda etkin bir savunma sistemi oluşturulmuştur. Çelik Kubbe, sadece füze ya da hava aracı tehdidine değil, aynı insansız hava araçları (İHA, SİHA, TİHA), Seyir ve Balistik füzeleri, dron sürüleri ve elektronik harp saldırıları gibi karmaşık tehdit tiplerine karşı yanıt verebilen bir yapıya sahip olacaktır. Sistemin temelinde, yapay zekâ destekli komuta-kontrol algoritmaları, radar füzyonu, elektro-optik sensör entegrasyonu ve elektronik harp yeteneklerinin eş zamanlı kullanımı yer alıyor. Bu sistemde ASELSAN, ROKETSAN ve TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen KORKUT, SUNGUR, HİSAR A+, HİSAR O+ ve SİPER gibi sistemler, çok alçak, alçak, orta ve yüksek irtifa tehditlerine karşı koruma sağlıyor. Çelik Kubbe dört katman halinde yaklaşık 400 kilometreye kadar bir savunma kalkanı oluşturuyor. Ayrıca Türkiye'nin elinde Rusya'nın ürettiği en iyi hava savunma sistemlerinden biri olarak kabul edilen S-400 hava savunma sistemi de bulunuyor.” -Tuba KAYA