Boş Mağaraları Bombalatmak Tarihe Karıştı! Türkiye Kaderini Yeniden Yazıyor!

Türkiye, son yıllarda savunma sanayii alanında attığı adımlarla artık yalnızca bir kullanıcı değil, aynı zamanda teknoloji üreten, ihraç eden ve sahada fark yaratan bir ülke konumuna geldi. Yerli mühendisliğin ürünü olan İHA’lar, SİHA’lar, deniz platformları, kara araçları, füze sistemleri ve radar teknolojileriyle dünya vitrininde yerini alan Türkiye, kendi güvenliğini kendi kaynaklarıyla sağlamanın ötesinde, dost ve müttefik ülkelere de teknoloji ihraç eden bir güç haline geldi.

Yerlilik Oranı Yüzde 20’den Yüzde 80’e Yükseldi

2000’li yılların başında yüzde 20 civarında olan yerlilik oranı, bugün yüzde 80’leri aşarak tarihi bir seviyeye ulaştı. Bu süreçte savunma sanayiine yön veren ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, HAVELSAN, BAYKAR, FNSS ve STM gibi kurumların yanı sıra, Anadolu şehirlerinde kurulan üretim merkezleri de Türkiye’nin teknolojik gücüne omuz verdi.

Konya

, Kayseri, Eskişehir ve Bursa gibi şehirler; yedek parça, elektronik sistem, mühimmat ve mekanik üretimde kritik halkalar haline geldi.

Konya, Savunma Sanayiinin Yeni Üssü Olma Yolunda

Bu güçlü dönüşümün Anadolu’daki en önemli duraklarından biri de Konya. Savunma sanayiine yönelik tedarikçi ekosistemi her geçen yıl büyüyen şehir, ana sanayiye parça üreten ve ileri teknoloji sistemler geliştiren firmalarıyla öne çıkıyor. Konya Sanayi Odası tarafından Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın destekleriyle düzenlenen 8. Konya Savunma Sanayi Tedarikçi Buluşmaları, bu gücün somut bir göstergesi olarak TÜYAP Konya Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ve Konya Sanayi Odası Başkanı Mustafa Büyükeğen’in katılımıyla başlayan fuar; yerli üreticiler, tedarikçiler ve kamu kurumlarını bir araya getirerek, savunma teknolojilerinde iş birliğini güçlendiren bir platform oluşturdu. Burada sergilenen sistemler ve yürütülen görüşmeler, Konya’nın sadece tarım ve otomotivde değil, artık savunma sanayiinde de söz sahibi bir şehir haline geldiğini ortaya koydu.

Türk Mühendisliğinden Dünyaya Açılan Bir Hikâye

Türkiye’nin son yıllarda gerçekleştirdiği en çarpıcı savunma başarıları ise, teknolojik bağımsızlığın artık bir hayal değil, bir gerçek olduğunu gösteriyor.

Bayraktar TB2

ve

AKINCI

SİHA

’lar; Orta Doğu’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Asya’ya kadar 30’dan fazla ülkeye ihraç edilerek Türkiye’yi bu alanda küresel bir marka haline getirdi.

ATAK helikopterleri

ve

Altay tankı

projeleri kara gücüne yerli kabiliyet kazandırırken,

TGC Anadolu

ve geliştirilen

insansız deniz araçları

ile denizlerde milli varlık güçlendirildi.

HİSAR

ve

SİPER

hava savunma sistemleri ise Türkiye’nin hava sahasını koruma kapasitesini üst seviyeye taşıdı. Bu gelişmeler, yalnızca askeri gücü değil, aynı zamanda yerli teknoloji üretim kapasitesini, ihracatı ve sanayi istihdamını da büyüttü. Savunma ihracatında 2024 yılında 5 milyar doları aşan rekor bir gelir elde edilmesi, sektörün ekonomik katkısını açıkça ortaya koydu.

Küresel Rekabetin Yeni Oyuncusu: Türkiye!

Dünyanın en gelişmiş savunma sanayii sistemleri arasında artık Türk yapımı ürünler de yer alıyor. Yapay zekâ destekli komuta sistemlerinden otonom insansız araçlara, lazer teknolojilerinden radar füzyon sistemlerine kadar pek çok alanda Türkiye’nin imzası bulunuyor. Bu durum, uluslararası pazarlarda rekabetin dengelerini de değiştiriyor.

Konya’da düzenlenen tedarikçi buluşmaları gibi organizasyonlar ise bu teknolojilerin arkasındaki güçlü tedarik zincirini büyütüyor. Küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerinin, savunma sektörüne entegre olmasıyla birlikte hem istihdam hem de bilgi birikimi Anadolu’ya yayılıyor.

“Yerli Üretim, Güçlü Türkiye” Vizyonu

Savunma sanayii artık sadece bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda ekonomik kalkınma, ihracat ve teknoloji bağımsızlığı için stratejik bir alan. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın yürüttüğü “Yerli Üretim, Güçlü Türkiye” vizyonu, ülkenin gelecekteki savunma doktrinini de şekillendiriyor.

Konya’daki fuar, bu vizyonun sahadaki yansıması olarak dikkat çekiyor. Yerli üreticilerin geliştirdiği sistemler, ulusal güvenliği güçlendirmenin yanı sıra, Türkiye’nin uluslararası itibarını da pekiştiriyor.

Anadolu’dan Dünyaya Yayılan Teknoloji

Türkiye’nin savunma sanayii hikâyesi, kararlılıkla, vizyonla ve mühendislik gücüyle yazılıyor. Konya gibi şehirlerde yükselen üretim merkezleri, bu hikâyenin kalbini oluşturuyor. Bugün Konya’da düzenlenen fuarlarda sergilenen teknolojiler, sadece birer ürün değil; aynı zamanda Türkiye’nin bağımsızlık manifestosu niteliğinde. Her yeni sistem, her yeni proje, “Kendi göklerimizi koruyacak, kendi denizlerimizi savunacak, kendi geleceğimizi inşa edecek gücümüz var” diyen bir Türkiye’nin sesi oluyor.