İstanbul'daki sanayi bölgeleri büyük depremden önce Konya'ya mı geliyor? Detaylar açıklandı!

İstanbul'daki sanayi bölgeleri büyük depremden önce Konya'ya mı geliyor? Detaylar açıklandı!
 İnternet Editörü
İstanbul’da olası büyük depreme dair artan endişeler, bireysel göç dalgasını ve sanayi kuruluşlarının taşınma planlarını tekrar gündeme taşıdı. Deprem riskinin düşük olduğu güvenli şehirler arasında öne çıkan Konya, bu süreçte yeni göç adresi oluyor

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan sarsıntılar, “Büyük İstanbul Depremi” olasılığını yeniden ülke gündemine taşıdı. Bu gelişme sonrası, sadece bireysel değil kurumsal ölçekte de yeni bir hareketlilik gözlenmeye başladı. İstanbul’da faaliyet gösteren bazı organize sanayi bölgelerinin, üretim ve yönetim merkezlerinin Konya’ya taşınması gerektiği belirtiliyor. Bunun yanında 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili etkileyen yıkıcı depremlerin ardından Türkiye genelinde ve Konya’da konut ile sanayi yapılarında ciddi bir dönüşüm süreci başladı. Özellikle Konya gibi zemin yapısı güçlü, deprem riski düşük iller, hem bireysel hem de kurumsal taşınma taleplerinde dikkat çeken bölgeler arasında yer alıyor. İstanbul’da yaşayan kişilerin şimdiden Konya’ya taşınmaya başladığı da söyleniyor. Ancak 6 Şubat depremlerinde olduğu gibi, büyük İstanbul depremi yaşanırsa da konut fiyatlarının yeniden tavan yapıp yapmayacağı merak konusu. Uzmanlar ise bu konularda özel açıklamalarda bulundu.

b08929cd-4802-4a9f-b149-8e45343475f7.jpeg

İSTANBUL’DAKİ OSB’NİN KONYA’YA TAŞINMASI ŞART!

Yıllardır çok sayıda uzmanın sürekli uyardığı Marmara Bölgesinde yaşanacağı tahmin edilen depremin başlangıçları meydana geldi. İstanbul Silivri açıklarında en büyüğü 6.2 olmak üzere bölgede art arda çok sayıda deprem ve artçı oldu. Ayrıca 5.9, 4.9 ve 4.4 büyüklüğünde artçı depremler daha yaşandı. Ardından Silivri, Büyükçekmece, Beylikdüzü, Avcılar ve Küçükçekmece'deki afet koordinasyon merkezlerinde toplantı düzenlendi. 24 Nisan Perşembe günü de Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgiye göre, merkez üssü Marmara Denizi, Büyükçekmece açıkları olan 4,1 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi. Depremin yerin 7 kilometre derinliğinde meydana geldiği belirlendi. Depremlerin derinliği yaklaşık 6 ila 15 km aralığında gerçekleşti. Yüksekten atlayan 151 kişi yaralandı. Sokağa dökülen halk park ve açık alanlarda toplandı. 23 Nisan nedeniyle resmi tatil olması ve okulların kapalı olması kentteki paniğin artmasının önüne geçti. İstanbul’da okullar iki gün daha tatil edildi. Bölgede yaşayan insanlarda depremin hissedilen şiddetinden dolayı panik yaşandı. Çoğu kişi evlerine giremezken arabasında, tatil evlerinde veya çevresinde bulunan kongre merkezlerinde kalanlar oldu. Deprem, çevre illerden de hissedildi. İçişleri Bakanı Yerlikaya, tüm ekiplerin saha taramalarına başladığını ve olumsuz bir ihbar alınmadığını açıkladı. Bunlardan sonra İstanbul’da birçok sarsıntı yaşanmaya devam etti. Uzmanlar bu sarsıntıların “büyük depremin” sadece bir başlangıcı olduğunu belirterek bölgede en az 7.2 büyüklüğünde deprem beklediklerini açıkladı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan uzmanlar ise ekonominin kalbi olan İstanbul’da yer alan organize sanayi bölgelerinin büyük depremden zarar görmeden önce acilen Konya’ya taşınması gerektiğini vurguluyor.

f4ee3973-6975-49a0-8a8e-8f888fdc7914.jpeg

“MARMARA’DA DENGE SAĞLANINCAYA KADAR BU TARZ ARTÇILARI YAŞAYACAĞIZ”

Konuyla ilgili gazetemize özel açıklamalarda bulunan Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Fetullah Arık, Orta Marmara fayının kuzey bölümlerinde Silivri açıklarında meydana gelen depremin büyüklüğünden ziyade şiddetinin insanlarda panik havası oluşturduğunu söyledi. Dolayısıyla depreme hazırlıklı olmanın önem arz ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Arık, İstanbul’da meydana gelen depremin orta büyüklükte ve yıkıcı olmadığını dile getirdi. Arık, “Ancak zemin etkilerinden dolayı insanlar yoğun bir şekilde hissettiği için paniğe neden oldu. Ayrıca İstanbul’da beklenen büyük bir deprem var. 1999’dan beri tartışılıyor. O yüzden 23 Nisan Çarşamba günü meydana gelen depremin ardından yıkıcı bir deprem yaşanır mı diye düşünülüyor. Bunu tahmin etmek oldukça güç. Ama daha büyük depremi de oluşturacak diye bir şey yok. Anca daha bağımsız deprem olabilir. Nitekim Maraş depremlerinde bunu yaşadık. Sabah saatlerinde oluşan büyük depremden sonra öğlen saatlerinde daha yıkıcı deprem meydana gelmişti. Dolayısıyla deprem noktasında şu olursa bu kesin olur demek çok zor. Ama Marmara fayının enerji biriktirmeye devam ettiğini söyleyebiliriz ve daha büyük bir deprem oluşacak gibi görünüyor. Bu yüzden her an büyük deprem olabilir mantığıyla hareket edilmeli” diye konuştu. İstanbul’da meydana gelen artçı depremlere de dikkat çeken Arık, “Artçılar, genelde ana depremden daha küçük olan depremlerdir. Maraş depreminden sonra bugüne kadar artçı depremler yaşanmaya devam ediyor. Dolayısıyla Marmara’da da denge sağlanıncaya kadar bu tarz artçıları yaşayacağız” dedi.

f7ce6ab3-bb8d-499b-8af2-d03e87c8d1fe-001.jpeg

“KONYA İSTANBUL’A GÖRE DAHA GÜVENLİ”

Daha önce gündemde yer alan, İstanbul’da meydana gelmesi tahmin edilen büyük ve yıkıcı depremden önce bu bölgede bulunan Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) bir an önce taşınması gerektiği konusu, 23 Nisan Çarşamba günü yaşanan depremden sonra tekrar gündeme geldi. İstanbul, Türkiye’nin ekonomik kalbi olduğu için bu bölgede bulunan sanayi bölgelerinin olası yıkıcı depremde zarar görmesinden dolayı endişeler arttı. Bu noktada Konya’nın güvenli olduğunu belirten Prof. Dr. Arık, OSB’lerin Konya’ya taşınmasının yarar sağlayabileceğini belirterek, “Ülkemiz doğal güzelliklerinin yanı sıra doğal afetlere karşı da hassas. Sonuç olarak bir deprem ülkesiyiz. Sadece deprem değil; heyelan, taşkın, sel, Konya’ya özel obruk riskleri gibi çok sayıda doğal kaynaklı problemleri hissedebiliyoruz. Ama Konya deprem noktasında diğer illere göre daha güvenli bir bölge. Ancak Konya’da hiç deprem olmaz demek de yanlış. Şehrimizi de etkileyebilecek olan bazı diri faylar var ve bunların çevresinde deprem beklenebilir. Ama Konya’nın daha güvenli olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

PLANLI AFET HARİTALARI ÇIKARILMALI

Şu anda özellikle ülkenin kökleşmiş kurumları olan AFAD ve META gibi kurumların sahada sürekli çalıştığını aktaran Prof. Dr. Arık, ayrıca üniversitelerin içerisine kurulmuş çeşitli araştırma merkezlerinin bulunduğunu kaydetti. Arık, “İmar çalışmaları içerisinde mekânsal planlama çalışmaları da yapılıyor. Ülkemizin belki de en fazla üzerinde hassasiyetle durduğu doğal kaynaklı olan deprem için birçok çalışma gerçekleştiriliyor. Ama bu noktada yapılması gereken en önemli şey doğrudan afetlerle ilgili bir bakanlığın oluşturulması. 7269 sayılı yasanın güncellenmesi de gerekiyor. Ayrıca oluşabilecek olan bütün riskleri ön görmek için ülkenin deprem, heyelan, taşkın ve obruk haritasının planlı bir şekilde çıkarılması lazım. Ortaya çıkan riskin durumuna göre hareket edilmeli. Bu çalışmalar neticesinde imar planlaması sağlanmış olacak. Bina yapılırken de yine jeoloji mühendislerinin çalıştığı jeoteknik çalışmalarını içeren etütler yapıp, bina-zemin etkileşimi ortaya konulup, bina da ona göre tasarlanıp imar edilirse riskin büyük bir çoğunluğunu bertaraf edebiliriz” diye anlattı.

11.jpeg

DEPREME DAYANIKLI YAPILAR ŞART

İstanbul’un depremden etkilenen yerlerine bakıldığında alüvyon bir zeminin mevcut olduğunu kaydeden Arık, sözlerine son olarak şunları ekledi: “Konya’nın zemin yapısı da böyle. Dolayısıyla Konya’da oluşacak olan herhangi bir sığ deprem, büyüklüğü çok fazla olmasa da, meydana geldiği zaman kentte yaşayanlar bunu çok ciddi bir şekilde hissedecekler. Yıkımlar da gerçekleşebilir. O nedenle batımızda yer alan Konya fayzonunun bütün olarak kırılması ihtimalinde 6, 6,5 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli var. Dolayısıyla yerleşimleri ve binaları tasarlarken 6,5 büyüklüğü ve üstündeki depremlere karşı dayanıklı yapılar yapmalıyız. Ayrıca insanları konuta muhtaç hale getirmeden daha güvenli kentleşmeye doğru gidebilmek için 6030 sayılı afet riskli alanların dönüştürülmesi hakkında kanunun doğru bir şekilde uygulanması gerekiyor. Sağlıklı zeminler üzerinde kentsel dönüşüm desteklenmeli.”

İSTANBUL DEPREMİ KONYA’DAKİ KONUT PİYASASINI DA ETKİLEYEBİLİR

İstanbul Organize Sanayi Bölgesi’nin Konya’ya taşınmasının yanı sıra 6 Şubat depremlerinin ardından Konya’da tavan yapan kira fiyatları da, son İstanbul sarsıntılarının ardından yeniden gündemde. “Büyük deprem” endişesi, deprem riski düşük illerde konut piyasasında fiyatların nasıl olacağı noktasında artıyor. 6 Şubat 2023’te merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ili etkileyen yıkıcı depremlerin ardından Türkiye genelinde, özellikle de Konya gibi güvenli illerde kira fiyatları hızla yükselmiş, gayrimenkul piyasasında büyük dalgalanmalar yaşanmıştı. Depremin ardından göç eden binlerce vatandaşın güvenli konut arayışı, arz-talep dengesini bozarak fiyatları kısa sürede tırmandırmıştı. Benzer bir endişe, geçtiğimiz günlerde İstanbul'da meydana gelen sarsıntılar sonrası tekrar gündeme geldi. “Büyük İstanbul depremi kapıda mı?” sorusunun sıkça sorulmaya başlandığı bu günlerde, özellikle Konya gibi deprem riski düşük illerde kira fiyatlarının yeniden artıp artmayacağı noktasında merak uyandırıyor. Konut piyasasını yakından takip eden uzmanlar, deprem sonrası oluşan psikolojik etkilerin, kısa vadede taşınma eğilimlerini artırabileceğine dikkat çekiyor. Bu durum, İstanbul’da beklenen olası büyük depremin yaratabileceği göç dalgasının, İç Anadolu başta olmak üzere pek çok şehirde kira artışlarına zemin hazırlayabileceği yönünde yorumlanıyor. Konya’da yetkililer, henüz piyasada belirgin bir hareketlenme gözlemlenmediğini ancak vatandaşların son günlerde sıkça “deprem riski olmayan bölgeler” hakkında bilgi aldığını belirtiyor. Özellikle zemin yapısı sağlam ve yeni yönetmeliklere uygun inşa edilmiş binalara olan ilgi dikkat çekiyor.

d8f4f5e1-3c61-466c-8be5-33bd004b1741.jpeg

“DEPREM GİBİ KRİTİK OLAYLAR, KISA VADEDE TALEP AKIŞINI ETKİLEYEBİLİR”

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Konyap Gayrimenkul Genel Müdürü Ali Şimşek, Konya’da gayrimenkul sektörünün, ekonomik göstergeler ve piyasa dinamikleri çerçevesinde oldukça hareketli bir dönemden geçtiğine dikkat çekerek şehir genelindeki yeni yerleşim projeleri, sanayi yatırımlarındaki artış ve gelişen altyapı imkânlarının, yatırımcıların ilgisini canlı tuttuğunu aktardı. Özellikle şehir merkezindeki konut arzının, sanayi bölgesine yakın yerlerdeki arsa taleplerinin gerisinde kaldığını belirten Şimşek, “Bu durum da fiyatlarda dönemsel yükselişlere neden oluyor. Özetle; talep güçlü, arz ise planlı şekilde artıyor” dedi. Ancak deprem gibi kritik olayların, kısa vadede talep akışını etkileyebileceğini söyleyen Şimşek, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan sarsıntılardan sonra büyük deprem yaşanırsa çok sayıda kişinin İstanbul’dan Konya’ya göç edeceğini ve konut piyasasının bundan payını alabileceğini dile getirdi. Şimşek, “Deprem gibi kritik olaylar, kısa vadede talep akışını etkileyebilir. Deprem sonrası şehirler arası talep değişimleri olabilir, ancak Konya’da kira bedelleri piyasa talepleri ve ekonomik gerçekler çerçevesinde şekilleniyor. Hızlı fiyat sıçramaları yerine, sağlıklı bir büyüme eğilimi gözlemliyoruz ve bu da uzun vadede kiracı ve ev sahibi dengesini koruyor” şeklinde konuştu.

BAZI LOKASYONLARA TALEP DAHA FAZLA OLUYOR

Ali Şimşek, konut alımında merkez ilçelerde, üniversite ve sağlık kampüslerine yakın bölgelerin her zaman tercih edildiğini de açıklayarak ayrıca, gelişmekte olan konut projelerin hemen yanı sıra, sanayi tesislerine yakın organize sanayi bölgelerinin de yüksek getiri potansiyeli sunduğunu kaydetti. Şimşek, “Yeni trafiğe açılan ana arterlere cephe bölgeleri de yatırımcıların radarında. OSB’lerde yeni fabrika ve depo yatırımları, bölgedeki arsa ve ticari alan fiyatlarını yukarı çekiyor. Nitelikli işgücü ve lojistik imkânları, bu bölgeleri kısa ve orta vadede en cazip yatırım lokasyonları haline getiriyor. Tramvay hattı güzergâhındaki bölgeler, konut ve ticari alanlarda daha hızlı değer kazanıyor. Ulaşım kolaylığı, hem günlük yaşamı hem de ticari potansiyeli artırıyor. Bu nedenle geçmişte fiyatların yüzde 10-15 aralığında prim yaptığını gözlemledik; benzer bir ivme yeni hatla birlikte tekrar yaşanacaktır” diye konuştu.

YENİ PROJELER KONUT PİYASASINI ŞEKİLLENDİRİYOR

Konya’da yakın gelecekte öne çıkacak yeni projeler hakkında da bilgi veren Şimşek, “Şehrin doğusunda planlanan yeni iş ve yaşam bölgeleri öne çıkıyor. Modern ofis-konut karma projeleri, teknoloji parkları ve yeşil alan odaklı yaşam siteleri cazibe merkezi haline geliyor. Özellikle Meram ilçesindeki kentsel dönüşüm alanları ve Karatay’da yükselecek yeni konut projeleri, gelecek 3-5 yılda önemli değer artışlarına işaret ediyor. Bu bağlamda gayrimenkul, uzun vadeli birikim ve getiri aracıdır. Yatırımcıların kısa dönem dalgalanmalara değil, bölgenin 5–10 yıllık gelişim planlarına odaklanması gerekiyor. Konyap Gayrimenkul olarak, her adımda güncel veriler ve yerel uzmanlıkla destek veriyor, yatırımcının en doğru projeye yönelmesini sağlıyoruz” diyerek sözlerine son verdi. -Tuba KAYA

13591c99-63cd-45be-b4e9-9c15060f5298.jpeg