Ortadoğu'ya ilişkin kritik açıklama: Türkiye’yi Karşısına Alan Kaybeder!

Ortadoğu'ya ilişkin kritik açıklama: Türkiye’yi Karşısına Alan Kaybeder!
 İnternet Editörü
Ortadoğu yeniden tansiyonun yükseldiği bir döneme girdi. Konuyla ilgili konuşan Prof. Dr. Vakur Sümer, İsrail Türkiye'ye saldırırsa bunun İsrail açısından kötü olacağının altını çizdi!

13 Haziran’da İsrail, İran’ın farklı şehirlerinde yer alan nükleer tesisleri ve askeri üst düzey kadroları hedef alan geniş çaplı saldırılar gerçekleştirdi. Özellikle Tahran ve çevresine yönelik hava operasyonlarında İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Komutanı ile birlikte birçok üst düzey askeri yetkili ve 9 nükleer bilim insanı hayatını kaybetti. Saldırılarda çok sayıda sivilin de yaşamını yitirdiği açıklandı. İran ordusu ise bu saldırılara balistik füzelerle karşılık verdi. Misillemede onlarca kişi hayatını kaybederken, 500’den fazla kişi de yaralandı. İsrail Savunma Kuvvetleri, gece saatlerinde 50'den fazla savaş uçağıyla İran’daki pek çok askeri hedefin vurulduğunu duyurdu. Yapılan resmi açıklamada, İran’ın nükleer silah üretimine yönelik altyapısının hedef alındığı belirtildi. Tahran yakınlarındaki bir santrifüj üretim tesisi de bu kapsamda vurulan yerler arasında yer aldı. İsrail ordusu, saldırıların amacının İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durdurmak olduğunu savundu.

2025-15-aa-38309295.jpg

Açıklamada ayrıca, İran’ın İsrail’e fırlattığı karadan karaya füzelere ait montaj alanları ve bu sistemlerin üretiminde kullanılan hammadde tesislerinin de vurulduğu ifade edildi. Uçaksavar sistemlerine ait ekipmanların üretildiği merkezlerin de hedef alındığı bildirildi. Karşılıklı saldırıların artarak devam etmesi, bölgede tansiyonu daha da yükseltirken, kamuoyunda “Sıradaki hedef Türkiye mi?” sorusu yankı buldu. Konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vakur Sümer, Türkiye’nin mevcut çatışma ortamında doğrudan hedef alınacak bir ülke olmadığını belirtti. Prof. Dr. Sümer, “Türkiye, bu süreçte dengeli ve akılcı bir dış politika izliyor. İsrail için bir tehdit unsuru oluşturmuyor. Bölgesel krizin daha da büyümemesi için Türkiye’nin izlediği diplomatik yol oldukça yerinde” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE GÜVENLİK ŞEMSİYESİYLE KORUNUYOR

Prof. Dr. Vakur Sümer, Türkiye’nin durumunun İran’dan çok farklı olduğunu belirterek Türkiye’nin özellikle NATO güvenlik şemsiyesine 1952’den itibaren dahil olarak soğuk savaşın en hararetli günlerinden itibaren Batı ittifakının bir parçası olduğunu ve dolayısıyla güvenlik açısından kendisini koruduğunu söyledi. Sümer, “İran’ın ise durumu daha farklı. İran, nükleer enerji üretimine 1970’li yıllarda hız vermeye çalıştı. Daha sonra dünyadan ayrışarak, bilhassa Batı blokundan uzaklaşarak, tabiri caizse uluslararası sistemde Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere büyük güçler tarafından istenmeyen adam ilan edildi. Günümüzde gelinen noktada da Çin ve Rusya müttefiki ülke var. Ama Türkiye’nin NATO ile girdiği ittifak ilişkisi gibi bir şey söz konusu değil. İran çok daha yalnız. Dolayısıyla Türkiye ile İran’ı karşılaştırmak çok anlamlı olmaz. Tabi Türkiye Silahlı Kuvvetler anlamında da özellikle NATO standardını takip eden güçlü bir orduya sahip. Eğitim, disiplin gibi konularda Türkiye’nin İran’dan daha ileride olduğunu düşünüyorum. Ayrıca İsrail’in Türkiye’de olan çıkarlarının, İran’la İsrail’in çıkarlarının çatıştığı ölçüde kesinlikle olmadığını düşünüyorum.

iran-israil.png

Yani Türkiye’nin bir tehdit olması, İran ölçeğindeki gibi değil. İsrail için İran varoluşsal bir tehdit. Türkiye nükleer silah iddiasında değil. Uluslararası sisteme yönelik güvenlik azaltıcı özellikler gösteren bir ülke değil. Ama İran’ın ‘direniş ekseni’ dediğimiz güçleri ve müttefik olduğu kuvvetler genellikle uluslararası sistemde büyük güçlerin çoğunluğu tarafından güvenlik riski olarak kabul ediliyor. Türkiye’nin uluslararası sistemdeki güvenliği azaltıcı ülke olarak değerlendirilmediğini görüyoruz. Tabi ki Türkiye’nin de komşularıyla her zaman mükemmel ilişkileri olmuyor. Suriye’ye dahil olduk. Ancak İran’ın burada desteklediği gruplar sadece Suriye ile sınırlı değil, aynı zamanda İsrail’in varlığına tehdit olarak algılanıyor. Bu yalnızca İsrail’le kalmıyor, Amerika’nın da değişmeyen görüşü oluyor. Yani İran Amerika Birleşik Devleri için de İsrail için de tehdit. 1979’dan itibaren ‘Amerika için İran’ın düşüşü olarak kabul edilen’ İran İslam Devriminden sonra dostluktan düşmanlığa doğru hızlı bir şekilde ilerlediler. O tarihten bu yana da çok değişen bir şey olmadı.

aa-35499805.jpg

Ara ara ilişkiler yumuşar gibi olsa da İran üzerinde Amerika ve İsrail’in birbiriyle örtüşen politikaları var. Bu da İsrail’e büyük bir güç veriyor. Ama Türkiye özelinde durum çok farklı. Dediğimiz gibi Türkiye NATO üyesi bir ülke ve Avrupa Birliğiyle müzakereler ilerletiyor. Özellikle silah konusunda ülkemizde çok büyük atılımlar gerçekleştirildi. SİHA, İHA, KAAN, donanmaların güçlendirilmesi, yeni tankların yapılması ve daha nice değişik teknolojiler ile Türkiye, kendi kendine yetebilme yolunda büyük atılımlar yaptı. İran ile Türkiye arasındaki bir diğer fark da, İran’ın çok uzun bir süredir ambargo altında olması. Bundan dolayı ticareti çok kısıtlı ve verimli bir ekonomik yapılanması yok. Türkiye sanayi ile üretim kapasitesi anlamında çok daha ileride olan bir ülke olarak karşımıza çıkıyor. İran ise daha ziyade petrol ve doğal gaz ihracatına dayalı olan ülke. Bu da İran’ı sadece ekonomi değil aynı zamanda silah anlamında da çok kırılgan hale getiriyor” şeklinde anlattı.

“İSRAİL TÜRKİYE’YE SALDIRAMAZ!”

İsrail, Türkiye’ye rakip olursa ve saldırırsa bunun İsrail açısından çok büyük bir yanlış olacağını vurgulayan Prof. Dr. Vakur Sümer, Türkiye’nin İsrail’e varoluşsal bir tehdit yöneltmediğini aktardı. Sümer, “Şüphesiz ilişkilerin kötü olduğu bir dönemden geçiliyor. Ama bu İran-İsrail ilişkisi kadar değil. İsrail’in bir NATO ülkesi olan Türkiye’ye saldıracak olması akıllara zarar bir ihtimal” dedi. Türkiye’nin bu konuda iyi bir dış politika yürüttüğünü de dile getiren Vakur Sümer, sözlerine son olarak şunları ekledi: “Türkiye bu kriz ortamında son derece rasyonel, soğukkanlı ve dengeli bir dış politika takip ediyor. Tabi ki Türkiye, İsrail’in İran’a olan saldırısını saldırganlık olarak görüyor. Ama onun ötesinde son derece olayları tartarak ilerliyor. Türkiye bu şekilde daima kriz dönemlerini yönetebilen bir ülke olmuştur. Dolayısıyla Türkiye’nin politikasını başarılı ve barışa katkı sağlayıcı buluyorum. Çünkü biri komşumuz İran, diğeri de Amerika olarak okuduğumuz İsrail. Sonuç olarak Türkiye şu anda ateşin kendisine sıçramamasına özen gösteriyor ve ben bunu doğru buluyorum.”

-Tuba KAYA

a2415d9f-65bb-481e-8dd4-4c9ec746fcf4.jpga2415d9f-65bb-481e-8dd4-4c9ec746fcf4.jpg