Faizsiz Ekonomi Hayal mi, Gerçek mi? Uzmanından Çarpıcı Açıklamalar!

Faizsiz Ekonomi Hayal mi, Gerçek mi? Uzmanından Çarpıcı Açıklamalar!
 İnternet Editörü
Ekonomist Yüksel Okşak, faizsiz bir ekonomik modele geçmenin mümkün olduğunu savunarak, Türkiye'nin yüksek faiz oranları nedeniyle finansmana erişimde ciddi güçlükler yaşadığını ve bu durumun ticari faaliyetleri olumsuz etkilediğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, faiz politikalarına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Faizsiz bir ekonomi idealinden vazgeçmediğini vurgulayan Erdoğan, mevcut ekonomik sistemin değişmesi gerektiğine dair net mesajlar verdi. Erdoğan, yaptığı konuşmada, “Faizsiz ekonomi özlemimi gür bir şekilde dillendirmeye devam edeceğim. Faize alternatif bir çözüm üreteceğiz. Bu ekonomik nizam değişmeli” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı'nın bu açıklamaları, Türkiye’nin mevcut ekonomik politikalarında yeni bir dönemin sinyali olarak yorumlandı. Erdoğan daha önce de sık sık yüksek faize karşı olduğunu belirtmiş, faizin enflasyonun sebebi olduğuna inandığını dile getirmişti. Erdoğan’ın sözlerinde, geleneksel finans sistemine alternatif oluşturabilecek yeni ekonomik modeller üzerinde çalışmaların sürdüğü mesajı da yer aldı. Faize dayalı düzenin toplumsal ve ekonomik maliyetlerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, üretim ve istihdam odaklı bir ekonomi inşasının önemine değindi. Erdoğan’ın açıklamaları, ekonomik çevrelerde ve piyasalarda geniş yankı uyandırırken, söz konusu ifadelerin ilerleyen süreçte ekonomi yönetiminin atacağı adımlara nasıl yansıyacağı merak konusu oldu.

faiz-indirimi.jpg

FAİZSİZ BİR EKONOMİ MODELİ İSTENİYOR

Faize alternatif çözümler hakkında açıklamalarda bulunan Ekonomist Yüksel Okşak ise, uzun zamandır alternatif finansman yöntemlerine dair çeşitli çalışmalar yapıldığını aktardı. Akademide de bunlarla ilgili çok sayıda sempozyum ve çalıştaylar düzenlendiğini belirten Okşak, "Ülkemiz yaklaşık 9 ay kadar yüzde 50 faizle, şu sıralarda da yüzde 40'a yakın faizle yolculuğuna devam ediyor. Faizsiz ekonomi politikasının altında yatan temel argüman Türkiye'de enflasyon sorununu çözmek ve yenmek. Bu noktada her ne kadar bir mesafe katedilmiş olsa da uzun süredir faizin yüksek oranlarda olması hem iş dünyasında finansmana erişimi zorlaştırıyor hem de ticari hayatı yavaşlatıyor. Sayın Cumhurbaşkanının ifadesi, faizin bertaraf edildiği ekonomik alt yapıyı uygun hale getirme çabalarının devam edeceğine işaret ediyor. Çünkü yüksek faizin hayatımızın içerisinde yer alması bir anlamda bizi ciddi manada yoruyor. Bunu geçen günlerde işsizlik rakamlarının geldiği noktada gördük. Büyüme rakamları daha önce açıklananların oldukça altında kaldı. Sanayi gitgide küçülüyor, iş dünyasından gelen negatif talepler var. Bu taleplerin ortaya konulmasıyla beraber Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde uzun süre yüksek faiz oranına dayanma gücü az oluyor. Bir süre sonra ciddi kırılganlıklar başlıyor. Biz bu süreçte biraz da kırılganlıklar yaşıyoruz" diye anlattı.

1-001.jpg

"ARZ YÖNLÜ POLİTİKALAR NETİCESİNDE TÜRKİYE FAİZİ BERTARAF EDEBİLİR!"

Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasında yer aldığını hatırlatan Yüksel Okşak, ülkede düşük büyüme oranlarının sıkıntıya sebep olduğunu söyledi. Okşak, "Biz piyasada bir daralma varsa bunu ihracat yaparak karşılıyoruz. Ama bugün elimizde böyle bir imkan yok. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu sonuçlara bakarak faiz açıklamalarında bulunduğunu analiz edebiliriz" dedi. Faizsiz bir ekonomi modeline geçiş için atılması gereken somut adımlar hakkında da bilgi veren Ekonomist Okşak şunları dile getirdi: "Faiz politikasında gelinecek olan noktayı biraz daha aşağıda bir yerde oluşturabilmek, faizsiz ekonomide ilk somut adım olabilir. Bunu yapmanın yolları var. Türkiye ekonomisinin ihtiyacı olan temel argüman büyüme ve ihracat. Çünkü sermaye yanlısı politikalar bizim gibi ülkelerde çok uzun soluklu uygulandığında ekonomiyi geriye götürme ihtimalinden başka etki bırakmıyor. Dolayısıyla atılması gereken adımların başında; Türkiye'nin katmadeğerli üretimi artıracak adımların hayata geçirilmesi, aldığından daha fazlasını yurt dışına satması, nitelikli ürün üretmeye başlaması, dövize olan ihtiyacını azaltması geliyor. Bütün bunlar yapıldığında göreceksiniz ki Türkiye'nin dış borca çok fazla ihtiyacı olmayacak ve dolayısıyla faiz oranlarının yukarıda kalması da ortadan kalkacak. Aslında bunlar Türkiye'nin yalnız atabileceği adımlar değil. Dünyadaki ekonomik konjöktörün de müsade etmesi gerekiyor. Pandemi sonrası risklerin artması, savaşların çoğalması sermayeyi ciddi manada pahalı hale getirdi. Bu süreçte Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler zarar gördü. Küresel anlamda barışın sağlanması faiz oranlarını aşağıya çekecektir. Özellikle arz yönlü politikalar neticesinde uzun vadede Türkiye faizi bertaraf eden bir ekonomi modeline kavuşabilir." -Tuba KAYA

a2415d9f-65bb-481e-8dd4-4c9ec746fcf4.jpg