Coğrafi işaretli Seydişehir leblebisi 175 yıllık ocakta üretiliyor
Babasından devraldığı mesleği sürdüren leblebi üreticisi 30 yaşındaki Eyüp Şenarslan, 175 yıllık leblebi ocağının sönmemesi için çalışıyor.
Şenarslan, babasının emekli olmasına rağmen zaman zaman kendisine yardıma geldiğini söyledi.
Kendisinden 5 kuşak öncesinin de leblebi ürettiğini anlatan Şenarslan, "Babam bana devretti, nasip olur da bir oğlum olursa ben de ona devretmeyi düşünüyorum." dedi.
Okul çıkışlarında babasına yardım ederek mesleğe başladığına değinen Şenarslan, "Dükkanı sabah 08.00'de açıyor, akşam 20.00'de kapatıyoruz. Taze taze sıcak leblebi kavuruyoruz. Çok fazla yapıp bayatlamasını istemiyoruz. Günde aşağı yukarı 50 kilogram civarında kavuruyoruz. Ertesi gün bir daha yapıyoruz." diye konuştu.
Şenarslan, leblebinin coğrafi işaret almasının işlerine de olumlu yansıdığını dile getirdi.
"LEBLEBİ KAVRULURKEN ÇOK GÜZEL KOKU ÇIKAR"
Emekliliği sonrası ata mirası ocağı oğluna devreden Hulusi Şenarslan da babasından öğrendiği mesleği oğluna bırakmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Şenarslan, Seydişehir'de leblebiciliğin 730 yıllık tarihi olduğunu, o günden bu yana da ilçede leblebi üretiminin yapıldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Leblebi kavrulurken çok güzel koku çıkar. Bir nohut dört sefer ateşten geçer, iki ay emek çekilir. Zor bir meslek. Babam, alüminyum fabrikası kurulmadan evvel 365 tane bu tezgahtan olduğunu söylüyor ama günden güne azaldı. Sadece şu anda iki kişi kaldık. Lise yıllarında babama yardıma gelirdim. Üniversiteyi bitirdikten sonra baba mesleğine sarıldık. 1993'ten beri bu işi yapıyorum. Aslında makine teknikeriyim. Ufak tefek tamiratları kendimiz yapıyoruz. Emekli olunca oğluma devrettim. Şimdi ona yardım ediyorum. Gelen müşteriler eskiden babamı sorarlardı, şimdi beni soruyorlar. Bu iş silsileyle devam ediyor."
Kaynak:Anadolu Ajansı