Konya'da çok fazla görülüyor! Aileler dikkat...

Konya'da yaşanan, ev kapısına bıçakla gitmeye kadar varan akran zorbalığı olaylarının ardından, Psikolog Mehmet Aker, akran zorbalığı hakkında çarpıcı tespitlerde bulundu. Zorbalığın yalnızca mağduru değil, uygulayanı da derinden etkilediğini vurgulayan Aker, aileleri, okulları ve toplumu acilen harekete geçmeye çağırdı. Psikolog Mehmet Aker, akran zorbalığının salt bir kabadayılık eylemi olmadığını, altında "süreklilik" ve "güç dengesizliği" barındıran kasıtlı bir incitme süreci olduğunu belirtti. "Bazen bir teneffüste herkesin ortasında duyduğumuz alaycı bir kahkaha, bazen de okul çantasını gizlice çöpe atan bir 'arkadaşın' yaptığı küçük bir ihanettir. Üzerinden yıllar geçse de izleri kolay kolay silinmeyen türden," diyen Aker, zorbalığın dört temel türüne dikkat çekerek bunları "Sözel, Fiziksel, Sosyal ve Siber Zorbalık" olarak sıraladı.  Özellikle ergenlik döneminde siber zorbalığın intihara varan trajik sonuçlar doğurabildiğini belirten Aker, bu türün okul duvarlarını aşıp cep telefonlarına kadar sızdığına dikkat çekti.

Suç ve Depresyon Riski Artıyor

Aker, zorbalığın görünmeyen etkilerine dair bilimsel verileri paylaşarak, uygulayan ve maruz kalan çocukların gelecekteki yaşamlarının tehlike altında olduğunu söyledi. Aker, şunları kaydetti:

"Zorbalık Yapan Çocuklar: İlerleyen yaşlarda daha yüksek oranda suça karışma, madde kullanımı ve antisosyal davranışlar gösteriyor. Mağdur Çocuklar: Depresyon, özgüven kaybı, okuldan kaçma ve intihar eğilimleri gözlemleniyor."

Psikolog Aker, "Zorba da çoğu zaman kendi yaralı çocuğudur" diyerek, bu çocukların genellikle evde değersizlik ve ihmal hissiyle büyümüş olabileceğine işaret etti.

Şiddet Çözüm Değil, Öğrenilmiş Davranış!

Mehmet Aker'e göre, çocukların zorba davranışları sergilemesi yalnızca kendi seçimleri değil; aile, medya ve toplumun birleşik etkisiyle şekilleniyor. Aker, evde problemleri şiddetle çözüldüğünü gören bir çocuğun bu davranış kalıplarını arkadaş ortamına taşıdığını aktararak, "Medya ve oyunlardaki 'güçlü olursan ayakta kalırsın' mesajı da, çocukları empati yerine rekabete yönlendiriyor" dedi.   Aker ayrıca, ailelerin aşırı korumacılığının da bir risk oluşturduğunu, bu şekilde büyüyen çocukların kendi sınırlarını koymayı öğrenemediği için zorbalar için kolay hedef haline geldiğini ekledi. Psikolog Mehmet Aker, bu tehlikeli döngüyü kırmak için somut öneriler sundu ve mücadeleyi "hepimizin sorumluluğu" olarak nitelendirdi. Aker, akran zorbalığına karşı çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:

"Okullarda duygu farkındalığı çalışmaları zorbalığı ciddi oranda azaltır. Okul yönetimlerinin de zorbalığı görmezden gelmeyerek anonim bildirim sistemleri kurması gerekiyor. Anne babaların çocuklarının duygusal ihtiyaçlarını okuyabilmesi için ise aile eğitimlerinin güçlendirilmesi lazım. Ayrıca hem mağdurlar hem de zorbalar için rehberlik çalışmaları ve destek gruplarının oluşturulması şart."