• Haberler
  • Ekonomi
  • Konyalı uzmandan kritik asgari ücret açıklaması! Yüzde 60 artarsa bu bir felaket!

Konyalı uzmandan kritik asgari ücret açıklaması! Yüzde 60 artarsa bu bir felaket!

Yıl sonuna yaklaşılırken milyonlarca çalışanın gözü 2026 yılı asgari ücret zammına çevrildi.Ekim ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte memur ve emeklilerin alacağı zam oranı netleşmeye başladı.

Yıl sonuna yaklaşılırken milyonlarca çalışanın gözü 2026 yılı asgari ücret zammına çevrildi. Ekim ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte memur ve emeklilerin alacağı zam oranı netleşmeye başladı. 2025 yılı başında 22 bin 104 TL olarak belirlenen asgari ücretin, 2026 için ne kadar olacağı ise merak konusu. Konya’da bazı sendika temsilcileri, artan yaşam maliyetleri nedeniyle asgari ücretin 36 bin lira seviyesine çıkarılması gerektiğini savunurken, uzmanlardan temkinli açıklamalar geldi.

Konya’nın Sesi’ne özel değerlendirmelerde bulunan Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal, asgari ücretin yalnızca maaş artışıyla değil, piyasa denetimiyle birlikte ele alınması gerektiğini vurguladı.

Haber

“Asgari ücret artıyor ama alım gücü düşüyor”

Prof. Dr. Öcal, asgari ücretin belirlenme sürecine ilişkin yaptığı değerlendirmede, devletin bu süreçte hakem rolünde olması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Asgari ücret her yıl ocak ayında belirleniyor. Ancak belirlenen rakam, genellikle işçilerin beklentilerinin altında kalıyor. Devlet burada taraf değil, hakem olmalı. Fakat sonuçta ortaya çıkan rakam, genellikle işverenin istediğine daha yakın oluyor. Ayrıca ücret belirlenirken TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı temel alınıyor. Fakat toplumun geniş kesimi TÜİK verilerine güvenmiyor. Çünkü TÜİK’in hesapladığı 406 kalem mal ve hizmetin ortalama fiyat artışıyla, halkın en çok tükettiği 80-100 temel ürünün fiyat artışı aynı oranda değil. Bu yüzden asgari ücret artsa da reel gelir düşüyor.”

“Yüzde 20 zam mantıklı ama denetim olmadan faydasız”

Yeni dönemde asgari ücretin yüzde 10 ila 20 arasında artırılmasının ekonomik olarak makul olacağını belirten Prof. Dr. Öcal, “Normal şartlarda yüzde 20 civarında bir artış beklenebilir.

Bu durumda asgari ücret 27-28 bin lira seviyesine çıkar

” dedi.

Haber

Ancak Öcal’a göre asıl sorun, maaş artışı değil; bu artışın piyasaya yansıyış biçimi. Öcal, bu noktaya da değinerek,

“Asgari ücret belirlenmeden önce marketlerde, perakende zincirlerinde fiyatlar artmaya başlıyor. Henüz zam yürürlüğe girmeden raf etiketleri değişiyor. Bu da asgari ücret artışının çalışanlara yansımadan erimesine neden oluyor. Hükümetin burada mutlaka fiyat artışlarını denetlemesi, keyfi zamların önüne geçmesi lazım.”

diyerek çağrıda bulundu.

“Cezalar caydırıcı değil, büyük firmalar için önemsiz”

Prof. Dr. Öcal, denetimlerin etkinliğine dair de dikkat çeken eleştirilerde bulunarak,

“Zincir marketlere 10-20 milyon lira ceza kesiliyor ama bu rakam onların birkaç saatlik kazancına denk geliyor. Yani caydırıcı değil. Eğer bir ilde bir markette haksız fiyat artışı tespit edilirse, o firmanın tüm şubeleri ülke genelinde bir hafta kapatılmalı. İşte o zaman herkes dikkat eder. Aksi halde barkod değiştirip zam yapmaya devam ediyorlar.”

diye konuştu.

Haber

“Asgari ücrete yüzde 60 zam yapılırsa felaket olur!”

Bazı sendika temsilcilerinin yüzde 60 oranında zam talep etmesini değerlendiren Öcal, bu oranın piyasada zincirleme etkilere neden olabileceği uyarısında bulundu. Prof. Dr. Öcal,  “Bazen yapılmayan zam, yapılmış zammın kendisinden daha faydalıdır. Eğer asgari ücrete yüzde 60 zam yapılırsa, maliyetler de aynı oranda artar. Bu, üretim yapan KOBİ’lerden hizmet sektörüne kadar herkesi etkiler. Sonuçta hem iç piyasada hem de dış ticarette rekabet gücü düşer. Dahası, işletmelerin maliyet artışları fiyatlara yansır; bu da enflasyonu daha da körükler. Temel çözüm fiyat istikrarı ve piyasa denetimi. Asgari ücretin yılda bir ya da iki kez belirlenmesinin önemi yok. Önemli olan, mal ve hizmet fiyatlarının keyfi şekilde artmasının önüne geçmektir. Eğer fiyat artışları kontrol altına alınırsa, maaş artışı gerçek anlamda işe yarar. Aksi halde bir kısır döngü yaşanıyor: Asgari ücret artıyor, ardından fiyatlar daha da fazla artıyor ve çalışan yine aynı noktaya dönüyor.” dedi.

“Reel gelir düşüyor, yaşam kalitesi geriliyor”

Öcal, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

“Eğer asgari ücret yüzde 25 artarken mal ve hizmet fiyatları yüzde 50 artarsa, vatandaşın reel geliri azalır. İnsanlar yediğinden, içtiğinden, yaşam kalitesinden kısmak zorunda kalır. Oysa asıl hedef, maaş artışının enflasyonun önünde gitmesi ve vatandaşın alım gücünün korunması olmalı.”

Bakmadan Geçme