Bir şehri sadece binalar değil içinde yaşayan insanlar şekillendirir. Bu insanların en dinamikleri ise kuşkusuz üniversite öğrencileridir. Onlar bir şehre sadece okumaya gelmez; aynı zamanda o şehrin enerjisini yükseltir, kültürünü zenginleştirir ve geleceğini inşa eder. Ancak her şehir bu potansiyelin farkında değildir. Gerçek anlamda “öğrenci dostu” şehirler gençleri yalnızca eğitim alan bireyler olarak değil toplumsal hayatın aktif birer paydaşı olarak görür. Gönüllü projelere katılmaları için fırsatlar sunar, sosyal etkinliklerde onlara alan açar. Bu katılım öğrencilerin şehre aidiyet hissetmesini sağlar.

Ayrıca güvenli sokaklar uygun fiyatlı ulaşım ve barınma imkanları, gençlerin şehirde kendilerini güvende ve değerli hissetmelerine yardımcı olur. Yerel halkın ve esnafın sıcakkanlı, anlayışlı yaklaşımı da bu bağın önemli bir parçasıdır. Kültür-sanat etkinliklerine erişimi kolaylaştırmak öğrencilere özel mekanlar ve fırsatlar yaratmak da onları kent yaşamının tam ortasına çeker. Çünkü bir öğrenci bilgi kadar deneyim de biriktirmek ister. Öğrencileri kucaklayan şehirler sadece daha yaşanabilir hale gelmez aynı zamanda gençliğin dinamizmiyle geleceğe daha sağlam adımlarla yürür.