Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Terörsüz Türkiye' Noktasında Kritik Açıklamalarda Bulundu!

Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Terörsüz Türkiye' Noktasında Kritik Açıklamalarda Bulundu!
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Önce Terörsüz Türkiye, ardından Terörsüz Bölge hedefimize ulaşarak şehitlerimizin ruhlarını şad edecek, fedakarlıklarının boşa gitmediğini göstereceğiz." dedi.

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmasına, son günlerde hadsiz ve seviyesiz saldırıların muhatabı olan AK Gençliği ve heyecanlarında, coşkularında, duruşlarında ülkenin aydınlık yarınlarını gördüğü gençleri selamlayarak başladı.

Dost yüreklere güven veren, rakiplere korku salan çalışmalarından dolayı gençleri canıgönülden tebrik eden Erdoğan, Türkiye'nin dört bir yanında AK Parti'nin millete hizmet sancağını gururla taşıyan her bir yol arkadaşına emeklerinden ötürü teşekkür etti.

ŞEHİT ASKERLERE RAHMET DİLEDİ

Grup toplantısını Pençe-Kilit Harekat Bölgesinde şehit olan 12 kahraman askerin derin üzüntüsü içinde gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, 6 Temmuz Pazar günü, 3 yıl önce şehit düşen Piyade Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt'un naaşını bulmak için yürütülen arama-tarama faaliyetinde, mağarada biriken yoğun metan gazına maruz kalan 19 kahraman askerden 12'sinin maalesef şehit olduğunu anımsattı.

Şehit Mehmetçikleri rahmetle ve minnetle yad eden Erdoğan, Üsteğmen Ege Akar'a, Teğmen Furkan Sert'e, Astsubay Kıdemli Çavuş Abdurrahman Akdoğan'a, Astsubay Kıdemli Çavuş Fikret Mangura'ya, Uzman Çavuş Ümit Üzüm'e, Uzman Çavuş Enver Yaman'a, Uzman Çavuş Kani Obi'ye, Sözleşmeli Er Özkan Özkanlı'ya, Sözleşmeli Er Mahsun Yeşildemir'e, Sözleşmeli Er Ahmet Kuşak'a, Sözleşmeli Er Celalettin Uyanık'a, Sözleşmeli Er Ahmet Gültekin'e, Cenabıallah'tan sonsuz rahmet niyaz etti.

"ŞEHİTLERİMİZ, YALNIZCA CESARETLERİYLE DEĞİL, FAZİLETLERİYLE DE TEMAYÜZ ETMİŞLERDİ"

Kur'an-ı Kerim'in, aziz şehitlerimizin ölmediğini, yaşadıklarını, ancak bunun bilinemeyeceğini, Allah katında şehitlerin rızıklandırıldıklarını müjdelediğini aktaran Erdoğan, şunları söyledi:

"Biz, bu ilahi müjdeye tüm kalbimizle iman ediyoruz. Evet, onlar, peygamberlik makamından sonra rütbelerin en yücesine kavuştular ve Rabb'imizin nimetiyle rızıklandırılmaktadırlar. Rabb'im onlardan razı olsun, mekanlarını inşallah cennet eylesin. Şehitlerimiz, yalnızca cesaretleriyle değil, faziletleriyle de temayüz etmişlerdi. Ay yıldızlı al bayrak uğruna canlarını feda eden kahramanların yüreklerimize ateş düşüren nice anısı, nice vasiyeti, örnek alınacak nice hikayesi var."

Rahmetli Abdürrahim Karakoç'un bir şiirinde, "Ardıçlı dağlardan sökerken şafak, nasıl ki dalından düşer bir yaprak, senin de son göçün öyle olacak, ölürsen kimseler duymaz Mehmed'im." dizelerine yer verdiğini anımsatan Erdoğan, dalından düşen bir yaprak misali toprağa düşen o yiğitlerin hatıralarını daima yaşatacaklarını, kahramanlık hikayelerinin dilden dile, nesilden nesle aktarılmasını sağlayacaklarını ifade etti.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE

Şehit askerlerin yakınlarına, silah arkadaşlarına, aziz Türk milletine sabır ve başsağlığı dileğinde bulunan Erdoğan, tedavileri devam eden askerlere Allah'tan acil şifalar diledi.

Bu vesileyle, vatanı uğrunda canlarını feda etmiş tüm şehitleri rahmetle anan, gazilere şükranlarını sunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu cennet vatanın, bu şanlı bayrağın bize kahraman şehitlerimizin ve gazilerimizin emaneti olduğunu hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız. İnşallah önce Terörsüz Türkiye ardından Terörsüz Bölge hedefimize ulaşarak şehitlerimizin ruhlarını şad edecek, onların fedakarlıklarının boşa gitmediğini dost düşman herkese göstereceğiz. Daha önce de pek çok kez ifade ettim. Terörsüz Türkiye çalışmalarının hiçbir yerinde şehitlerimizin hatırasına gölge düşürecek, onların ruhunu incitecek bir adım yoktur ve olamaz. Şehitlerimizin uğruna can verdiği değerlerin rehberliğinde, Türkiye'yi inşallah yarım asırlık bir musibetten kurtarıyor, ülkemizin ayağına vurulmuş bu kanlı prangayı tamamen söküp atıyoruz. Şehitlerimizin fedakarlıklarıyla yazılan kardeşlik destanımızı çok daha güçlü, çok daha muhkem bir şekilde geleceğe taşıyoruz."

"OLUMLU HABERLERİN ALINACAĞI BİR EVREYE GİRİYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör duvarı yıkıldıktan sonra, Allah'ın izniyle, her şeyin çok daha farklı olacağını dile getirdi.

Daha fazla acının, daha fazla gözyaşının önüne geçileceğini vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunun da kazananı, hep söylediğim gibi; Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı ile tüm Türkiye olacak, ardından tüm bölgemiz ve bölgedeki kardeşlerimiz olacak. Ne yapıyorsak, işte bu anlayışla, bu hassasiyetle yapıyoruz. Pazartesi günü DEM Parti Meclis Başkanvekili Sayın Pervin Buldan ile Şanlıurfa Milletvekili Sayın Mithat Sancar'ı, Külliyemizde kabul ettik. Kendileriyle oldukça verimli, yapıcı, samimi bir görüşme gerçekleştirdik. Terörsüz Türkiye hedefimizi kuvveden fiile çıkarma irademizi teyit ettik. Önümüzdeki günlerde olumlu haberlerin alınacağı bir evreye giriyoruz. Bu hayırlı sürecin herhangi bir yol kazası yaşanmadan, karanlık ve kirli mahfiller tarafından sabote edilmesine fırsat vermeden, mümkün olan en kısa sürede, başarıyla neticelenmesini temenni ediyoruz."

Erdoğan, Cumhur İttifakı ortakları MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dünkü grup toplantısında verdiği güçlü mesajlardan ötürü kendisine kalpten teşekkür etti.

"İttifak ortakları olarak ilk günden itibaren nasıl tam bir dayanışma, işbirliği ve eş güdüm içinde hareket ettiysek, inşallah bundan sonraki süreçte de yine birlikte yol yürüyeceğiz. Milletimize, on yıllardır hasretle beklediği o tarihi müjdeyi, Allah'ın izniyle, yine birlikte vereceğiz" ifadesini kullanan Erdoğan, Allah'tan işlerini kolaylaştırmasını diledi.

ORMAN YANGINLARI

"Muhalefetin hezeyanlarına, tahriklerine ve artık darbe çığırtkanlığına varan sorumsuz söylemlerine geçmeden evvel son grup toplantısından bu yana ülke gündemini meşgul eden iki konuya kısaca değinmek istiyorum" diyen Erdoğan, son haftalarda herkesi yaralayan çok sayıda orman yangınının meydana geldiğini hatırlattı.

Bu yıl 1387'si ormanlık alanda, 1895'i orman dışı alanlarda olmak üzere toplam 3 bin 282 yangının farklı şehirleri etkisi altına aldığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Yangınlara ilk andan itibaren 27 uçak, 105 helikopter, 6 bin kara aracı, 25 bin personelle müdahale ettik. Hava araçlarımız yaz başından bu yana 19 bin 880 sorti yaptı, 65 bin 300 ton su attı. Bu yangınların 864'ü ise 26 Haziran'dan sonra yaşandı. Yani, yıl başından itibaren çıkan yangınların dörtte biri sadece son 13 günde vuku buldu. Yangınların tamamını hamdolsun kontrol altına aldık. Son iki haftada İzmir, Sakarya, Hatay, Bilecik, Manisa, İstanbul ve Bursa'da ciddi boyutlara ulaşan 20 büyük yangına karşı amansız bir mücadele verdik. Bu vesileyle, orman yangınlarının bertaraf edilmesinde canları pahasına görev yapan tüm personelimize buradan teşekkür ediyorum. İzmir Ödemiş'teki yangına müdahale ederken şehit olan orman işçilerimiz İbrahim Demir ve Ragıp Şahin'e, Cenabıallah'tan rahmet diliyorum."

"BİR KARIŞ TOPRAĞIMIZI DAHİ TESLİM ALACAK GÜÇ, DÜNYA ÜZERİNDE HENÜZ MEVCUT DEĞİLDİR"

Erdoğan, "Değil tarım alanlarımızı, bir karış toprağımızı dahi teslim alacak güç, dünya üzerinde henüz mevcut değildir." dedi.

Erdoğan, "100 yıllık Halk Partisi, olmuş haraç partisi. Neticede, yüzlerce mağdur son çare olarak gidiyor yargıya başvuruyor. Ellerini attıkları her şey gibi, ülkemizin en meşhur markalarından olan baklavayı da kirletmişlerdir. CHP zihniyetinin en son kurbanı, baklava olmuştur. CHP yönetimi hırsıza, yolsuza, sahtekara, sırf kendi partilerinden diye hoşgörülü davranabilir fakat devletin hiçbir kurumu böyle yapmaz, yapamaz. Milletin emanet ettiği belediyeleri arpalığa çevirdiyseniz, halkın parasını hamutuyla götürdüyseniz, kusura bakmayın, yargıya tıpış tıpış hesap vereceksiniz." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Anayasa ve Seçim Kanunu değişmediğine göre, Cumhurbaşkanı ve milletvekilliği seçimi 2028'de, mahalli idareler seçimleri 2029 yılında yapılacak Bay Özgür. Takvimde parmağını rastgele bir pazar gününe bastırıp, 'şu tarihte seçim yapılsın' demek hayaliniz olabilir ama siyasetin ve milletin böyle bir gündemi yok."

"Cumhuriyeti, hukuk önünde hesap veren hırsızlarınızı milletvekili yapıp yargıdan kaçırma projesine dönüştürmek istiyorsanız, millet buna müsaade etmez." diyen Erdoğan şunları kaydetti:

"Millet en son seçimde bize yüzde 52,18 ile ülkeyi 5 yıl yönetme görevi verdi; Allah'ın izniyle bu süreyi sonuna kadar kullanacağız. AK Parti'nin CHP'yi sarmaşık gibi saran rüşvetle, yolsuzlukla, hırsızlıkla işi olmaz, bunlarla işi olanla da işi asla olmaz. Her zaman öncelikli olan milletimizin hakkıdır, yetimin, hakkının olduğu beytülmalin korunmasıdır. Bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmadık, bakmayız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ısınma ve iklim krizinin yol açtığı sorunları Avrupa'dan Amerika'ya herkesin yaşadığını belirtti.

Avrupa ülkelerinin, Türkiye gibi ciddi orman yangınlarıyla mücadele ettiğini, Amerika'nın Teksas eyaletinin son yılların en büyük sel felaketiyle boğuştuğunu aktaran Erdoğan, Akdeniz Kuşağında yer alan Türkiye'nin, iklim krizini çok daha şiddetli bir şekilde hissettiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021'de özel koşullar ve kalkınma hedefleri ön planda tutularak Paris İklim Anlaşması'nın imzalandığını hatırlattı.

Paris İklim Anlaşması'nın devamı ve gereği niteliğindeki İklim Kanunu'nun da Meclis'te kabul edildiğini, bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini anımsatan Erdoğan, İklim Kanunu ile afetlerin sebep olduğu kayıp ve zararları asgari seviyeye indireceklerinin altını çizdi.

Erdoğan, Ulusal Katkı Beyanı doğrultusunda hazırladıkları eylem planlarıyla sera gazı emisyonlarını azaltacaklarını ifade etti.

Temiz teknoloji kullanımını Türkiye'nin tamamını kapsayacak şekilde daha da yaygınlaştıracaklarını kaydeden Erdoğan, İklim Kanunu ile sektörlerin daha temiz ve daha verimli üretim süreçlerini de yasal güvence altına aldıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İklim Değişikliği Başkanlığının görev ve sorumluluklarını netleştirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şunu da açık ve net ifade etmek isterim; 'Tarım yasaklanacak', 'Çiftçi istediği ürünü ekemeyecek', 'Millete yapay et yedirilecek' türünden safsatalarla bu Kanunu kötülemek çok büyük bir şuursuzluk örneğidir. 'Paris İklim Anlaşmasıyla küresel güçlerin tarım arazilerimize el koyacağı' iftirasını kulaktan kulağa yaymaya çalışanlar, milletimize ve devletimize karşı yürütülen sinsi operasyonun bilinçli veya bilinçsiz maşalığını yapmaktadır. Milletimizin her bir ferdi şu konuda emin olsun; İklim Kanunu, tamamen yerli ve milli bir kanundur, halkımızın sırtına yük bindirmek için değil evlatlarımıza daha temiz bir çevre, daha sağlıklı bir gelecek bırakmak için hazırlanmıştır. Buradan komplo teorileriyle mantıklı düşünme yeteneklerini kaybedenlere de şunu hatırlatıyorum; değil tarım alanlarımızı, bir karış toprağımızı dahi teslim alacak güç dünya üzerinde henüz mevcut değildir. Yeri geldiğinde her şeyden, hatta serimizden geçeriz ama evelallah Türkiye'yi ve Türk milletini savunmaktan asla vazgeçmeyiz."

"CHP'NİN HAZIMSIZLIĞININ KÖKLERİ 14 MAYIS 1950'YE KADAR UZANIYOR"

Türk siyaseti tarihinin, en tuhaf, en hayret verici, en ibretlik dönemlerinden birini yaşadığına işaret eden Erdoğan, çok partili hayata geçildiği yıldan itibaren siyasette renkli simaların, akıl sınırlarını zorlayan hadiselerin hep yaşandığını ama hiçbirinin bu dönemdekilerle mukayese edilemeyeceğini dile getirdi.

Bu tablonun başını, her zaman olduğu gibi, CHP'nin çektiğini vurgulayan Erdoğan, "Peki mesele ne? Aslında CHP'nin hazımsızlığının kökleri 14 Mayıs 1950'ye kadar uzanıyor." ifadesini kullandı.

CHP ve devamındaki zihniyetin, milletin, iradesine sahip çıkarak Demokrat Parti ve Adnan Menderes'i iktidara getirmesini asla kabullenemediğini söyleyen Erdoğan, "Siz bakmayın bunların demokrasi, özgürlük, hak, hukuk laflarını ağızlarından düşürmediklerine." sözlerini sarf etti.

Erdoğan, "Bunların demokrasiden anladıkları, darbeyle, kargaşayla, iç ve dış güçlerin kumpaslarıyla millet iradesini tepeleyip iktidarı gasbetmektir. Bunların özgürlükten anladığı, milletin değerlerine hakaret etmek, milletin öz evlatlarını muhtelif yaftalarla eğitimden, iş hayatından, sosyal hayattan uzak tutmaktır. Bunların hak ve hukuktan anladığı, 86 milyonun tamamına değil, sadece ve sadece kendilerine hizmet edecek yargı, medya, bürokrasi, iş dünyası ve sivil toplumdur." diye konuştu.

CHP'nin, kendilerine tabi olmayan, kendi ellerine teslim edilmeyen her şeyi kötü ve tepelenmesi gereken bir tehdit kaynağı olarak gördüğünü ifade eden Erdoğan, AK Parti ile CHP'nin, 2002 Kasım ayından bu yana halk oylamasıyla 18 defa sandıkta kozlarını paylaştıklarını anlattı.

"ÜLKEYE BİR FAYDASI YOK AMA EN AZINDAN MİLLETİ EĞLENDİRİYOR"

"Bunlara yabancı değiliz, iyi tanırız bunları" ifadesini kullanan Erdoğan, son yıllarda seçim yarışlarını ittifak çatıları altında da yürüttüklerini hatırlatarak, şu görüşleri paylaştı:

"Peki sonuç ne oldu? Bila istisna bu seçimlerin tamamında, kendi arkadaşlarının ifadesiyle AK Parti ve Cumhur İttifakı 'CHP'yi yendi de yendi, yendi de yendi'. Hatta geçen Cumhurbaşkanlığı seçiminde 'Altılı Masa' diyerek güya tüm muhalefeti bir araya getirdiler. Ne oldu? Yine yenildiler. Sadece 'Yüzde 60'la kesin geliyor' dedikleri Bay Kemal'i değil yanında yöresinde kim varsa hepsini birden sandığa gömdük. Daha seçim kazanmadan 'Emredersiniz Sayın Cumhurbaşkanım' diyerek Bay Kemal'e şirinlik yapan sağlı, sollu kapı kullarını da hezimete uğrattık. Milletten sandıkta öyle bir şamar yediler ki bir daha kendilerini toparlayamadılar. Güya anketlere göre tarih yazacaklardı ama tarih olup gittiler. Konuşmalarında tutarlılık desen, yok."

"'Türkiye'nin umudu' diyerek pazarladıkları Bay Kemal'e bugün layık gördükleri muameleyi, hepimiz ibretle takip ediyoruz" diyen Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın Türkiye'ye her biri altın kıymetinde 5 yıl kazandırmakla kalmadığını aynı zamanda milletin istikbalini de kurtardığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi bu partinin başında, şaibeyle anılan Kasım 2023 Kurultayının ardından getirilen bir şahıs var. Oturduğu koltuğu bir türlü dolduramayan bu zat, her fırsatta kürsüye çıkıyor, affedersiniz meyhane ağzıyla bağırıyor, çağırıyor, höykürüyor, tuhaf el, kol hareketleri yapıyor, sonra da dönüp arkasını gidiyor. Bir sonraki kürsüde, daha önce söylediklerinin tam tersi bir sürü zırvayı arka arkaya sıralayıp, yeni hezeyanlara yelken açıyor. Paniğin, telaşın, tükenmişliğin tüm emarelerini biz bu zatta görebiliyoruz. Konuşmalarında tutarlılık desen, yok. Mantık örgüsü desen, hak getire. Bizim halkımız karikatür tipleri sever. Milletimiz, CHP Genel Başkanı sıfatıyla mecburen maruz kaldığı bu şahsın sahnedeki garip hallerini, çekirdek çitleyip çay içerek seyrediyor, gülüyor, eğleniyor, sonra da işine gücüne bakıyor. Bir nevi bedava komedi. Ülkeye bir faydası yok ama en azından milleti eğlendiriyor. Fakat Türkiye açısından trajikomik bir durumla karşı karşıyayız. Çünkü bu pespayeliğin gerisinde utanç verici bambaşka bir tablo var."

Kaynak:Anadolu Ajansı