Ünlü İsimlerin Tutuklanması Sonrası Uzmandan Sert Uyarı: Bu Bağımlılık Artıyor!
Son dönemde yasa dışı kumar bağımlılığı nedeniyle tutuklanan ünlü isimlerin artması, kumar bağımlılığını yeniden gündeme taşıdı.Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Psikolog Mehmet Aker, teknolojinin gelişmesiyle birlikte kumarın her yaştan insan içi
Son dönemde yasa dışı kumar bağımlılığı nedeniyle tutuklanan ünlü isimlerin artması, kumar bağımlılığını yeniden gündeme taşıdı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Psikolog Mehmet Aker, teknolojinin gelişmesiyle birlikte kumarın her yaştan insan için daha ulaşılabilir hale geldiğini belirterek, bu durumun ciddi bir halk sağlığı sorununa dönüştüğüne dikkat çekti. Aker, günümüzde kumarın çoğu kişi tarafından “eğlenceli bir kaçış” olarak görüldüğünü ancak zamanla kontrol edilemeyen bir bağımlılığa dönüştüğünü ifade etti. “Cep telefonlarımızdan tek bir tıkla erişebildiğimiz bahis siteleri, insanları farkında olmadan bu girdabın içine çekiyor. Kumar genellikle masum bir deneme olarak başlıyor ama sonuçları ağır olabiliyor” dedi.
“Küçük Bahislerle Başlıyor, Hayatı Ele Geçiriyor”
Kumar alışkanlığının çoğu zaman ani bir kararla başlamadığını vurgulayan Aker, sürecin genellikle arkadaş ortamında küçük miktarlarla başladığını belirtti. “Kaybedildiğinde ‘şans döner’ düşüncesiyle tekrar oynanıyor, kazanıldığında ise ‘bu işte iyiyim’ algısı oluşuyor. Zamanla bu döngü kişinin günlük yaşamını, ailesini ve iş hayatını etkileyen ciddi bir bağımlılığa dönüşüyor” diye konuştu. Bu duruma örnek veren Aker, 42 yaşında, evli ve iki çocuk babası bir danışanının yaşadıklarını anlattı. Eskiden ailesiyle vakit geçiren bu kişinin, zamanla günlerini telefon başında canlı bahis oynayarak geçirdiğini belirten Aker, “Çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı halde, ‘bir kuponla her şey düzelir’ umuduyla kumara devam ediyordu” ifadelerini kullandı. Kumar bağımlılığının tıbbi literatürde “kumar oynama bozukluğu” olarak tanımlandığını belirten Aker, bu durumun kişinin kumar oynama dürtüsünü kontrol edememesiyle ortaya çıktığını söyledi. Aker, “Kişi hem kendisine hem de çevresine zarar verdiğini bilmesine rağmen kumar oynamaya devam eder. Bu da bağımlılığın en belirgin göstergesidir” dedi.
Sadece Maddi Kayıp Değil, Sosyal Yıkım
Kumar bağımlılığının yalnızca maddi kayıplarla sınırlı olmadığını vurgulayan Aker, aile ilişkilerinin bozulduğunu, güven duygusunun zedelendiğini ve psikolojik yıpranmanın arttığını dile getirdi. Borçlarını gizlemek için yalan söyleyen bireylerin zamanla sosyal çevrelerinden uzaklaştığını belirten Aker, bazı vakalarda yasa dışı yollara başvurulduğunu da ifade etti. Aker, danışanlarından birinin yaşadığı süreci şöyle aktardı: “Genç bir kadın, nişanlısının sürekli borç istemesi üzerine şüphelendi. Gerçeği öğrendiğinde, düğün için biriktirilen paranın sanal kumar sitelerinde kaybedildiğini gördü. Bu durum ilişkinin sonlanmasına neden oldu.” Kumar bağımlılığının tek bir nedene bağlı olmadığını söyleyen Aker, genetik yatkınlık, beynin ödül sistemi, stres ve toplumsal etkilerin bu süreçte rol oynadığını belirtti. “Kumar kısa vadede yoğun bir haz verir. Beyin bu hissi tekrar yaşamak ister. Ayrıca bahis reklamlarının sürekli görünür olması, özellikle gençler için kumarı normalleştiriyor” dedi. Üniversite yıllarında kumarla tanışan bir danışanının sözlerini paylaşan Aker, “Yalnız hissettikçe oynuyordum. Kaybedince daha da yalnızlaşıyordum” ifadesinin bağımlılığın psikolojik boyutunu net biçimde ortaya koyduğunu söyledi.
Belirtiler Çoğu Zaman Gizleniyor
Kumar bağımlılığının genellikle inkâr edildiğini belirten Aker, bazı önemli uyarı işaretlerine dikkat çekti. Kumar oynamayı bırakamama, sürekli bahis düşünme, maddi sıkıntılara rağmen devam etme, yalan söyleme, sosyal hayattan çekilme ve uyku problemlerinin bağımlılığın başlıca belirtileri arasında yer aldığını ifade etti. Emekli bir öğretmenin tüm maaşını sanal kumar oyunlarına yatırdığı bir vakayı da paylaşan Aker, “Ailesi fark ettiğinde iş işten geçmişti. Ancak profesyonel destekle toparlanma süreci başladı” dedi. Kumar bağımlılığının tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Psikolog Mehmet Aker, en önemli adımın sorunun kabul edilmesi olduğunu vurguladı. Psikolog Aker, tedavi sürecinde en etkili yöntemlerin başında Bilişsel Davranışçı Terapi, aile ve grup terapileri ile gerektiğinde ilaç tedavisinin geldiğini belirterek destek gruplarının da süreci kolaylaştırdığını ekledi. Aker açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Kumar bağımlılığı sessizce ilerleyen ama hayatları altüst eden bir problemdir. Ancak çaresiz değildir. Bağımlılık bir zayıflık değil, bir hastalıktır. Yardım istemek ise bir güç göstergesidir. Küçük bir adım, büyük bir değişimin başlangıcı olabilir.”
Bakmadan Geçme
