METAFİZİK BOYUT VE İLETİŞİM
İnsanın varoluşu, bir görünen fizik, birde görünmeyen (soyut) olarak iki boyuttan oluşmaktadır.Görünen fiziki yönü hakkında bir çok bilgiye ulaşma imkanımız varken, görünmeyen tarafımız hakkında çok bir bilgi sahibi değiliz. Aristo'nun tabiri ile değerlendirirsek görünmeyen tarafa ancak metafizik bilgisi ile ulaşabliriz. Bunun temelide modern tabirle teolojik bilgiye dayanır.
Teolojiye baktığımızda ise,
insanın biyolojik gelişimi tamamlandıkdan sonra, insana bir ruh verildiğini ve bunun nasıl bir şey olduğu hakkında ancak yaratıcının bize bildirdiği kadar bilgiye sahibiz.Bu bilgilerden bir tanesini evrensel hayat kitabında şöyle geçer. Yani teolojik olarak, yaratıcının insanlığa gönderdiği en son kitap Kur'an'ı Kerim'de.
"Onun şeklini tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim vakit siz de hemen onun için secdeye kapanın.”Hicr /29
Bu gönderilen mesajda insanın yaratılış süreveninden anlaşıldığına göre yaratıcının ruhundan bir parça taşıyoruz.Bunu kabul etmek veya reddetmek bu gerçeği değiştirmiyor.Her insanda bu parçadan bulunuyor.Ve bu parça insanı yaratıcısına bağlıyor.
Bugüne kadar gelmiş olan bütün inanç sistemlerine bakıldığı zamanda bunu görmek mümkün.Tüm inanç sistemlerindeki ritüellerin arka planında yaratılmış insanla yaratan arasındaki bu bağın (ruh'un) iletişimi ve beslenmesi vardır.Hatta bir yaratıcı olduğuna inanmayan ateist toplumlarda bile mistik akımlara yoğun ilgi olmasının nedeni budur.
Yaratıcıdan bir parça taşımak ve bu parçayı sahibi ile görüştürmemek insanda bir boşluk hissi oluşturur.Bu hissi doldurmak için insan bir çok aracı metalar bulur.
Bunların adı farklı olsada yaptığı şey metafizik tarafını
tatmin etmeye çalışmaktır.Fakat hiç bir zaman gerçek anlamda aradığı huzuru bulamaz.
Çünkü insana verilmiş olan ruh ancak kendi özü ile iletişim kurunca huzura erer.
Yine bu bilgiyi de evrensel kitapda buluyoruz.
".... Dikkat edin, kalbler ancak Allah'ı anmakla huzura kavuşur." (Rad/28)
Bu mesaj aslında gayet açık, insan hayatında sürdürülebilir bir mutluluk, huzur istiyorsa, kendine bir müddetligine verilen metafizik yönünü (ruh) beslemelidir.Onu özünden mahrum etmemelidir.Her anında tek başına olmadığını, içinde tanrısal bir gerçeklik taşıdığının bilincinde olarak yaşamını sürdürmeli ve iletişimini sağlam tutmalıdır.
