BİR YİĞİT
Yer etmiyor adalet duygusu içimizde. Yurdumuzun Mega kenti İstanbul’da 2025 yılının ilk dokuz ayında yaklaşık 122.862 suç vakası yaşandı. Hırsızlıklar, dolandırıcılıklar, kapkaçlar, tecavüzler... gırla gidiyor. Tabi ki olayın hemen akabinde gereği yapıldı, paketlendi, etkisiz hale getirildi cümleleri duyuyoruz.
Belki biraz zaman alacak, belki biraz hazım problemi çekilecek ama özgürlüklerin herkese eşit uygulandığı yeni Türkiye'yi inşallah herkes kabullenecek sözüyle başlıyor cümleler.
Neye alışalım, neyi kabullenelim; huzursuzluğa, güvensizliğe, suçlulara mı?
Yoksa suçluların, zalimlerin serbestçe kol gezdiği özgür ülkeye mi?
Oysa bir zamanlar bu topraklardan şöyle bahsediliyordu;
A.de Motraye (1698-1712); “Hırsızlar İstanbul’da son derece nadirdir. Türkiye’de 14 sene kaldım, bu müddet zarfında sadece 6 haydut kazıklandı onlar da hep Rum cinsindendi."
Sir James Porter (1747-1762): “Türkiye’de soygun, dolandırıcılık ve yankesicilik adeta meçhuldür. Gerek İstanbul’da gerek Osmanlı İmparatorluğunun bütün şehirlerinde hüküm süren emniyet ve asayiş fevkaladedir.”
Adalet, güven, huzur denince aklımıza hep geçmiş tarihler ve geçmişte kalmış yiğitler geliyor. Toplumu çıldırtmak, huzurunu kaçırmak için suçlular ve haberler var güçleriyle çalışıyor.
Anayasamızın 5. maddesinde devletin temel amaç ve görevinin toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak diye söz eder, etmesine ama... Yasa mı? Kimin için? Kimi korkutur yasa?
Ancak bir istisna yasandı tamda umutlarımız suya düşmüşken. İstanbul İl Emniyet Müdürü Selami YILDIZ şehrin ağır suç yüküyle mücadele etmekle kalmadı birde faili meçhul dosyalarını açtı. Yıllardır acı çeken, gözyaşı döken ailelerin gönlüne su serpti.
Adalet duygusunun vicdanında yer etmediği bir yiğit.
Tek bir yiğit yetmez.
Ceza kanununu değiştirecek yiğit siyasetçilere, suçlunun gözyaşına bakmayacak yiğit yargıçlara ve suçluları enseleyecek yiğit polislere ihtiyacımız var.
Bu yiğitlerin çoğalması umuduyla...
