Ümmühan Tünen

Aşkın ve Teslimiyetin Gecesi…

Ümmühan Tünen

Her sene Aralık ayı geldiğinde Konya’nın üzerinde bambaşka bir manevi atmosfer oluşur. Şehir, gündelik telaşın gürültüsünü bir kenara bırakır; sokaklar, meydanlar, türbe çevresi adeta maneviyatla nefes alıp verir. Çünkü yaklaşan sadece bir etkinlik ya da bir tören değildir; bir buluşmadır… Bir vuslattır…

Bugün hâlâ dünyanın dört bir yanından binlerce insanın Konya’ya akın etmesi boşuna değil. Çünkü Mevlânâ’nın dili zamana, mekâna ve kültüre sığmayacak kadar geniş ve evrenseldir. Onu anlamak için ortak bir kelime bilmenize gerek yok, kalp dili yeterlidir. Bu yüzden semâ sadece estetik bir gösteri değil; insanın kendi özüne yaptığı sessiz bir yolculuktur.

Şeb-i Arus aslında bir hatırlatmadır. Unuttuğumuz değerleri, sertleşen kalplerimizi, kaybolan nezaketimizi yeniden bulma fırsatıdır. Semâzenlerin dönüşünde sadece ritim yoktur; teslimiyet vardır. Kollarını açışlarında sadece estetik yoktur; yaradana uzanan bir dua vardır. Belki de bu yüzden geceye “düğün” denilmiştir. Çünkü ölüm değil, kavuşma vardır.

Bugün toplum olarak hızlı yaşıyoruz, çok konuşuyoruz ama az duyuyoruz. Kalabalıklar içinde yalnızlaşıyor, birbirimizi anlamayı unutur hale geliyoruz. İşte Şeb-i Arus, bu gönlü yeniden diriltme, hafızamıza ruh üfleme gecesidir.

Konya, Aralık ayında sadece bir şehir değil; büyük bir nefes alanı olur. Türbenin yeşil kubbesinden yükselen huzur, bütün şehri sarar. Belki bu yüzden her gelen, buradan giderken biraz daha sakin, biraz daha düşünceli, biraz daha “insan” olur.

Şeb-i Arus’u sadece izlemek değil, yaşamak gerekir. Sözlerin içinden geçmek, sessizliğin kıymetini anlamak, Mevlânâ’nın yaktığı ışığın karanlık zamanlarda bile sönmediğini hissetmek…

Bu yıl da Konya’da yine binlerce insan aynı amaçla toplanacak. Kimisi arayışta, kimisi dua hâlinde, kimisi sadece ruhuna bir nefes arıyor. Ama hepsinin yolu aynı yerde kesişecek: Aşkın merkezinde.

Ve belki bu gece, hepimiz için yeniden doğuşa bir kapı aralayacak.

Yazarın Diğer Yazıları