Yılmaz Sandıkcı

MÜSLÜMANLAR İSRAİL İLE BARIŞTI MI?

Yılmaz Sandıkcı

MÜSLÜMANLAR İSRAİL İLE BARIŞTI MI?

Filistindeki soykırımı durduracağını beklediğimiz barış haberleri ile rahatlamaya çalışırken, son iki yıldaki haberleri ve yazılarıma da yansıyan bazı yorumları paylaşmak istiyorum sizinle;

*

Müslümanların üçüncü kutsal mabedi kabul edilen Mescid-i Aksa’nın, İsrail işgali altındaki Kudüs'te bulunduğunu biliyoruz. Radikal bir gayr-i müslim kişinin 21 Ağustos 1969 tarihinde bu mabedi yakmaya kalkışması ile İslam dünyasında gelişen tepkiler üzerine, Eylül 1969’da Fas’ın başkenti Rabat’ta İslam Zirve Konferansı toplanmış ve sonuç olarak İslam Konferansı Teşkilatı’nın kurulmasına karar verilmiş ve 25 Eylül 1969 tarihinde Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde resmen kurulmuş.

*

Amacı, Müslüman devletler arasında iş birliği ve dayanışmayı güçlendirmek, İslam dünyasının hak ve çıkarlarını korumak şeklinde belirlenmiş.

Türkiyemiz kuruluşundan beri üye. Genel Sekreterliğin “Kudüs’ün kurtarılmasına kadar” geçici(*) olarak Cidde'de faaliyet göstermesine karar verilmiş.

*

Teşkilatın adı 28-30 Haziran 2011 tarihlerinde, Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen 38. Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda “İslam İşbirliği Teşkilatı” kısaca “İİT” olarak değiştirilmiş. Günümüzde 57 üyesi var.

*

Bunlar normal, ilginç olan şu; Güney Afrika Cumhuriyeti’nde müslümanların toplam nüfusa oranı da yüzde 1,5 olduğu GAC, İİT’na üye değil. Ancak, onca İİT üyesi Müslüman ülke varken, Filistin’de katliam yapan İsrail’i durdurmak için

Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda dava açmayı akıl eden ilk ülke Güney Afrika Cumhuriyeti olmuştu!

*

Bunu demişken, şunu da hatırlamadan geçemeyeceğim,

11 Kasım 2023 tarihinde Suudi Arabistan’ın Riyad şehrinde yapılan İİT toplantısında, Filistin’i korumak için İsrail’e ambargo uygulanması teklifi

BAE, S.Arabistan, Fas ve Bahreyn gibi İİT üyesi devletlerin vetosuna takılmıştı! Koskoca İİT, İsrail’i kınamakla(!)yetinmişti hatrlayın… İyi kınadılar amma! Fena kınamışlardı valla, ama dava açmayı akıl eden çıkmamıştı aralarında. Biz dahil!...

Türkiye, GAC’ın İsrail aleyhine açtığı davaya sonradan katıldı.

*

Müslüman - Türk çocuklarını meydanlarda toplayan, “Mehmetçik Filistine” “Kahrolsun İsrail” diye bağırtan, lanetleme ve kınama sözleri ile konuşmalar yapan siyasetçilerden İsrail’e karşı, Netanyahu’nun ve yandaşlarının soykırım ile yargılanması için ilk dava açmayı akıl edecek bir irade çıkamaz mıydı? Niçin çıkmadı? Yoksa fazla düşünmeyin, bizi dinleyin takip edin yeter, diyenlere kanmak, vardır bi bildiği demek  daha mı rahat?... Ne dersiniz? Müslümanlık bu mudur? Bu neyin müslümanlığıdır?

* Bu sorulara cevap ararken, önüme “Dünya İslamilik Endeksi” çıktı demiştim bir yazımda. Hatırlayalım birlikte; 2020 Dünya İslamilik Endeksi listesinde yani İslam ilkelerine uygun yönetilen ülkeler listesinin ilk 40 sırasında İİT üyesi veya Müslüman bir tane bile ülke bile yok iyi mi!… Türkiyemiz ise 100. Sırada yer alıyor… İyi de hangi İslamı yaşıyor Müslüman ülkeler?Kimin İslamını anlatıyor hocalar, Türk milletine? Şeriat isteriz diyenler, hilafet isteriz diyenler aslında kime hizmet(!) ediyorlar? Müslüman din kardeş, muhacir gibi sözlerle yurdumuza kabul ettiğimiz, iş ekmek, kimlik verdiğimiz bazı Arapların, Türkiye’de İsrail için ajanlık yapıyor olması da mı birilerini uyandırmıyor? Hatırlayın polisimizin yakaladığı sarıklı, türbanlı Müslüman kılıklı İsrail ajanlarını!

*

Bir de şu var, çocuklarımızı meydanlara çıkarıp “kahrolsun İsrail” diye bağırtıyorlar ya, tabi kahrolsun İsrail! Amenna, ama çocuklarımıza İsrail’i ve zalimlerini zulmünü durduracak, kahredecek şekilde eğitim verecek fen ve teknoloji okullarını, meslek, sanat ve mühendislik okullarını niçin daha fazla çoğaltmıyorlar? Çocuklarımızın merak ve sorgulama yaşında almaları gereken akılcı ve sorgulayıcı bilimsel eğitimi geciktirmenin kime yararı oluyor? Dua ile mi beddua ile mi durduracağız zalimleri;  Hafızayı şişiren ezber ile mi yoksa yüksek seviyede akıl, zeka, merak ve sorgulama gerektiren fen ile bilim ve teknoloji ile mi?...

*

Önceki tecrübelerimize göre, zaman kazanmak için barış yapan ve birkaç yıl sonra zulmüne kaldığı yerden tekrar başlayan İsraile karşı, bu sefer uyanık olmak dileği ile;

*

Allah’ın laneti zalimler ile hainler üzerine olacaktır elbette ama bir de layık olmadığı makamda oturduğu ve hak etmediği bir maaşı aldığı halde, yaptığı haksızlığı gizlemek için din, iman, ezan, bayrak sözleri ile milletimizi ve ümmetimizi aldatan, uyutmaya çalışan kifayetsiz muhterisler üzerine olacaktır. Bulunduğu makamın gerektirdiği liyakatı taşıyanlara selam ve dua ile…

---

(*) Ne zamana kadar?

Yazarın Diğer Yazıları