Yılmaz Sandıkcı

Şikago'dan Selamlar

Yılmaz Sandıkcı

Şikago'dan Selamlar

Yurt dışına her çıkışımda Türkiye’nin ne kadar büyük olduğunu bir daha görürüm.

Ne kadar uzaktan bakarsan o kadar büyüktür Türkiye, ve güçlü...

Ancak içeriden bakınca o büyüklüğü temsil etmeyen kafaların küçük akıl dünyası Türkiye’yi küçültür sanki, ve zayıflatır biraz da...

* Bu seyahatimde ABD’den görünüşümüze değinmek istiyorum.

* Türkiye: Fırsatlar ve Riskler ülkesi, hem de her alanda.

* Açıklanan verilere göre 2025’e güçlü bir büyüme ivmesiyle giriyoruz. Yılın ikinci çeyreğinde ekonomi %4,8 büyümüş; turizm ve ihracat gelirleri beklentilerin üzerinde bekleniyor.

Enflasyonda hükümetin hedefi, enflasyonu 2027’de tek haneye indirmek.

Bu tablo, yatırımcılara umut verecek ancak, yüksek faizler ve kırılgan şirket yapıları risk oluşturuyor.

Bir de baskılanarak yapay şekilde düşük tutulan döviz kullarını ekleyin.

* Siyasi cephede ise tablo daha karmaşık. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası başlayan protestolar, toplumdaki kutuplaşmayı derinleştirdi.

Hukukun üstünlüğüne dair endişeler, uluslararası yatırımcı sermayenin Türkiye’ye bakışını olumsuz etkiliyor.

* Buna bir de CHP'ye kayyum atanması işini ekleyin.

* Ya barış süreci diyerek terörist ile devleti anlaşma masasına oturanlara ne demeli?

* Toplumsal alanda hem ekonomik sıkıntılar hem de ifade özgürlüğüne yönelik baskılar, genç kuşakların umutsuzluğunu artırıyor.

* Aileyi güçlendirme politikaları ve doğum oranlarını artırma çabaları, ekonomik ve sosyolojik zeminde farklı yankılar buluyor. Buna bir de TÜİK'in açıkladığı ekonomi verilerine güvenin azaldığını ekleyin.

* ABD açısından Türkiye, hem stratejik ortak hem de kırılgan bir deneyim alanı gibi sanki. Öyle bir deneyim ki fırsatını bulsalar ortaklıktan düşmanlığa taşıyacaklar.

* Ekonomide endişe, siyasette belirsizlik ve toplumda kutuplaşma… Bu üç başlık, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin kaderini belirleyecek diyorlar burada.

* Tabi bir de demokrasimizin durumu ortada;

Demokrasinin kalitesi muhalefetin gücüne bağlıdır.

Bu da hükümetin hukuk devleti ile kanun devleti arasındaki farkı anlamaya seviyesine...

Burada bir de hukukun siyasallaşması halinde kaybedilecek itibarı düşünün...

Hiç bir şatafat kurtaramaz bu düşüşü.

* Türkiye’nin önünde büyük fırsatlar var ama bu fırsatların gerçeğe dönüşmesi için yalnızca ekonomik rakamlar değil, kurumsal güven, yapısal reformlar, kafasal gelişme, hukukun üstünlüğü ve toplumsal uzlaşıya yönelik adımlar da şart...

Selam ve dua ile..

Yazarın Diğer Yazıları