200 yıllık halıları 3 nesildir tamir ediyorlar!

Selçuklu ve Osmanlı Devleti'yle birlikte Anadolu coğrafyasının tamamına yayılan halı-kilim kültürü bugün başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde değerli halı koleksiyonlarıyla popülaritesini devam ettiriyor. Zamanla eskiyen, boyası atan ya da tahrip olan kıymetli antika halılar günümüzde sayısı her geçen gün azalan sayılı zanaatkarın ellerinde itinayla tamir edilerek geleceğe taşınıyor. Antika halılar değerini kaybetmemesi için benzer renk ve dokudaki ipler ile tamir ediliyor. 1950'lere kadar çoğunlukla gayrimüslim zanaatkarlarca devam ettirilen halı tamir işçiliği Türk ustalarında sektörde dahil olmasıyla birlikte geliştiriliyor. Konya’da bu sektörün son temsilcilerinden biri olan Dizayn Halı El Dokuma Halı Kilim sahibi Akif Demirci, 33 yıl önce babasından öğrendiği işine bugün oğlu ile devam ediyor.
“33 YILLIK EMEK”
Babasından öğrendiği işine 33 yıldır emek verdiğini söyleyen Akif Demirci, “33 yıldır bir fiil sadece alım satım ve tamir tadilat yaptırarak müşterilere bu şekilde hizmet sunuyoruz.Bu meslek bizim amcalarımızın mesleği idi. Onlardan heveslenerek rahmetli annem ve babam da dokumalarını yapıyordu. Yani emeğe karşı bir özentimiz vardı. O şekilde amcalarımın yanında başladık. Sevgimiz giderek büyüdü. Severek yapıyoruz mesleğimizi. 33 yıldır emek verdik. Yani bu işte çok şükür ekmek yedik, bir şeylere sahip olduk elhamdülillah. Oğlumda aynı şekilde benim halı sevgimi görünce o da bu işi yapmak istedi. Onunla birlikte çalışıyoruz. Böyle işi olmayan arkadaşlar geliyorlar, bize tamir işlerinde yardım ediyorlar. Yani herkese yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu sektörde bana başkanım derler. Yani milletin halıcı camiasında bir sıkıntısı eksiği gediği olursa bana sorar benimle istişare yapar o yüzden bana başkanım derler. Ben lise mezunuyum ama 33 yıldır bu işe emek verdiğim için sadece Türkiye'de değil dünyanın neresinden ürün gelirse cinsiyle aşağı yukarı bilirim” şeklinde konuştu.
HEPSİ EL EMEĞİ GÖZ NURU
Ellerinde bulunan tüm ürünlerin el dokuması olduğunun altını çizen Akif Demirci, “Bizde hiç makine halısı olmaz, her biri el dokuması halı. En yenisi en az 20 senelik halı, burada 150-200 senelik halılar bile var. Her biri el sanatı, koyunun ve keçinin yünlerinden, doğal yünlerden yapılmış. Bir kadının iki ay uğraşarak yaptığı da var, iki üç tane kadının iki üç sene uğraşarak yaptığı halı da var.Halılarda bu şekilde bir emek var. Eskiler bu halıları yaparken kar amaçlı düşünmemişler. Sadece çocuklarının çeyizine veyahut kendi için ömür boyu kullanmayı düşünerek yapmışlar. O yüzden de hiç hile hurda yapmamışlar. Eski ürünlerde bir zevk var o da bizi heveslendiriyor. Mesleğimizi sevmemize katkı sağlıyor. Sanatı tam özveri ile yapmışlar. Bizde o özenilmiş işleri gördükçe işimizden kopamadık. Son zamanlar masrafa yenik düşüyoruz, masraflar çıkartamıyoruz ama yine de çabalıyoruz. Unutulmaya yüz tuttu. Bu işi bizim dışımızda yapan 2-3 tane kişi kaldı diğerleri maalesef yenik düştü. Kalanlar da biz de direnmeleri çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.
YURT DIŞINA GİTMİŞ HALILAR GERİ GELİYOR
Tadilatlarını yaptıkları ürünlerin çoğunun yurt dışından geldiğini belirten Demirci, “Daha önce pazarlar kurulurdu. Köylüler getirir pazarlarda satarlardı. Şimdi emeğinin karşılığını alamayınca getiremez oldular. Pazarlar bitti. Mesela 80 sene önce veya 100 sene önce dokunmuş halıyı çocuğuna hediye etmiş. Çocuk şimdi halıyı kullanmıyor. Neden kullanmıyor diye soracak olursanız, yeni halılar daha göze hoş geliyor. Bir de bu halılar biraz meşakkatli bir bakım istiyor. Yani bakım istedikçe göze hoş geliyor ama bunun farkında değiller. Gençlik bunun hevesinde değil. Öyle olunca bunun kıymetini bilmiyorlar. Bir makine halısıyla falan takas yapıyorlar. O şekilde bize ulaşıyor. Zamanında Almanya, Hollanda, Amerika ve tüm Avrupa ülkelerine turizmciler sayesinde giden halılar dönüşümlü olarak bize geri geliyor” diye konuştu.
EMEK EMEK TADİLATI YAPILIYOR
Yurt dışından veya yurtiçinden kendilerine ulaşan halıları elleriyle tamir ettiklerini söyleyen Demirci, “Eğer ki biraz deforme olduysa tadilatını yapıyoruz. O şekilde yine bu ürünleri tekrar kazanıyoruz.Yani bu ürünlerin kullandıkça kenarları sökülmesin diye başlarına güzelce zincir çekiyoruz. Sonra içinde böyle ufak tefek yaralanma olduysa, fare zarar verdiyse veya bir kenarda uzun süre kalırsa güveleniyor. Bu güvelerde yaralar açıyor. Onların tadilatını yapıyoruz. Aynı sıfır yeni ürün gibi oluyor. Örneğin halı 150 senelikse o renklerde o yaştaki ürünlerden renklerini ayarlayarak birebir orijinaline uygun iplerle tadilatını yapıyoruz. Tadilatını yaptığımız ürünleri de artık çağ internet çağı olduğu için internet üzerinden satış yapıyoruz” dedi.