Tercih Dönemi Tuzağa Dönüşmesin! Geleceğinizden Olmayın!

Her yıl milyonlarca öğrenci üniversite hayalini gerçekleştirmek için ter döküyor. Ancak sınavda yüksek puan almak her zaman hayallere kavuşmak için yeterli olmuyor. Yüzde Yüz Eğitim Kurumu Rehberlik Öğretmeni Ayşe Kaya, gazetemize yaptığı açıklamada, sınavdan sonraki en önemli adım olan tercih sürecinde yapılan hatalara dikkat çekerek öğrencilere ve velilere önemli uyarılarda bulundu.
"SIRALAMA HER ŞEY DEĞİL, MESLEK SEVGİSİ ÖNCELİKLİ OLMALI"
Tercih sürecinin yalnızca akademik başarıya dayalı bir sıralama olmadığını, öğrencinin kendi istek, ilgi ve yeteneklerine göre şekillenmesi gerektiğini vurgulayan Ayşe Kaya, “Öğrenciler üniversite tercihlerinde sadece aldıkları puana ya da sıralamaya göre değil, ileride yapmaktan keyif alacakları mesleklere göre hareket etmeliler. Çünkü üniversite eğitimi yalnızca dört yıl değil, aslında bir ömürlük meslek yolculuğunun temelini oluşturuyor. Bu yüzden, ‘Puanım yetiyor, yazayım’ mantığı yerine, ‘Bu bölümü gerçekten istiyor muyum?’ sorusunu sormaları gerekiyor.” dedi.
"MESLEĞİN GERÇEKLERİNİ ÖĞRENMEDEN TERCİH YAPMAYIN"
Birçok öğrencinin tercih ettiği bölümü ya da mesleği tam olarak tanımadan karar veriyor. Bu durumun ilerleyen yıllarda mutsuzluk ve mesleki doyumsuzlukla sonuçlanabileceğine dikkat çeken Kaya,“Örneğin mühendis olmak isteyen bir öğrenci sadece bölümü değil, mezun olduktan sonra ne iş yapacağını, nasıl bir ortamda çalışacağını, özel sektörde mi kamu kurumlarında mı daha çok istihdam edildiğini araştırmalı. Aynı şekilde sağlık alanına yönelen bir öğrenci nöbet sistemini, yoğun çalışma temposunu göz önünde bulundurmalı. Bu detaylar tercih sürecinde göz ardı edilirse, üniversite hayatı beklentilerin çok dışında bir tablo çizebilir” şeklinde konuştu.
ÖSYM YERLEŞTİRMEYİ NASIL YAPIYOR?
Tercih sürecinde yapılan teknik hatalara da değinen Kaya, ÖSYM'nin yerleştirme kriterlerini anlatarak özellikle ilk kez tercih yapacak öğrenciler için önemli bir bilgilendirme yaptı: “ÖSYM, 2 yıllık bölümler yani ön lisans için TYT puanını, 4 yıllık lisans programları içinse YKS başarı sıralamasını baz alıyor. Ancak sadece puana değil, üniversitelerin hangi aralıktaki sıralamalardan öğrenci aldığına da dikkat etmek gerekiyor. Örneğin, bir bölüm geçtiğimiz yıl 80 bininci sıradan öğrenci aldıysa, bu yıl çok daha alt sıralardan alma ihtimali düşük olur. O nedenle öğrenciler sadece kendi puan ve sıralamasına değil, bölümlerin geçmiş yıllardaki taban puan ve sıralamalarını da incelemeliler.”
EK TERCİHLER KONUSUNDA DİKKATLİ OLUN
Birçok öğrencinin ilk tercihlerde yerleşememesi durumunda umut bağladığı “ek tercihler” konusunda dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Ayşe Kaya, “Bu sürecin birçok risk barındırıyor. Ek tercihler, birinci yerleştirme süreci tamamlandıktan sonra üniversitelerde boş kalan kontenjanlar üzerinden yapılır. Ancak bu kontenjanlar oldukça sınırlı ve belirsizdir. Öğrenci istediği bölüme giremeyebilir ya da istemediği bir bölüme yerleşebilir. Bu nedenle, öğrencilerin ilk tercih listelerini mümkün olduğunca bilinçli ve kapsamlı şekilde hazırlamaları gerekiyor. Ek tercihler her zaman bir alternatif ama aynı zamanda belirsiz bir risk taşır” ifadelerine yer verdi.
BÖLÜM HAYALİ OLMAYANLAR NE YAPMALI?
Hayal ettiği ya da hedeflediği net bir bölüm olmayan öğrencilere de çeşitli alanlar üzerinden rehberlik eden Ayşe Kaya, öğrencilerin özellikle iş bulma olanakları açısından önü açık olan bölümlere yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak,“Eğer öğrencinin net bir meslek hayali yoksa alanına göre gelecekte iş bulma şansı yüksek olan bölümlere yönelmesi mantıklı olacaktır. Sayısal alanda Tıp ve Diş Hekimliği gibi bölümler hâlâ en çok tercih edilen ve istihdam olanağı sunan alanlar. Önceki yıllarda popüler olan eczacılık ise artık mezun fazlalığı nedeniyle biraz geride kalmaya başladı. Eşit ağırlık alanında Hukuk hala güçlü bir bölüm. Ayrıca Bilişim Suçları ve Ağır Ceza gibi yeni açılan ve ihtisaslaşma gerektiren bölümler de önümüzdeki yıllarda öne çıkacak. Sözel alanı için Gastronomi, Aşçılık ve İlahiyat gibi bölümler önerilebilir. Dil alanında ise İngilizce Öğretmenliği ve Tercümanlık, hem yurt içinde hem yurt dışında iş imkânı açısından oldukça avantajlı bölümlerdir. Tercih süreci sadece öğrencilerin değil, aynı zamanda ailelerin de bilinçli olması gereken bir dönem. Veliler çocuklarının gerçek isteklerini göz önünde bulundurarak yönlendirmeli, kendi hayallerini ya da baskılarını onlara yüklememeliler. Unutulmamalı ki bu yolculuk öğrencinin geleceğiyle ilgilidir” ifadelerini kullandı.