Vekil Mustafa Kalaycı: 'Emekli Aylığı Yükseliyor Yeni Düzenlemeler Yolda'
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, TBMM’ye sunulan kanun teklifiyle emekli maaşlarında önemli bir artış yapılacağını açıkladı. 4 milyonu aşkın emekli 16.881 TL’nin altında maaş almayacak. Kalaycı, prim-maaş dengesizliğine dikkat çekerken; seyyanen zam, özel enflasyon endeksi ve BAĞ-KUR prim gün sayısında düşüş gibi yapısal düzenlemelerin de gündemde olduğunu vurguladı.
Vekil Mustafa Kalaycı, “Kanun teklifinin 11 maddesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 3 maddesi Milli Savunma Bakanlığı, 2’şer maddesi de Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı faaliyet alanı ile ilgili konulara dair düzenlemelerden oluşmaktadır. Teklifin ilk üç maddesi ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal işleyişinde etkinlik ve verimliliğin, komuta kademesinde sürekliliğin sağlanabilmesi amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda bazı düzenlemelere gidilmektedir. Kuvvet harp akademileri yerine, kuvvet harp enstitüleri oluşturulduğundan Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanlığında kuvvet harp enstitüleri komuta ve kurmay öğrenimini başarıyla tamamlamış generallerin korgeneral-koramiral ve orgeneral oramiral rütbelerine terfi edebilmeleri öngörülmektedir. Yüksek Askerî Şûra kararıyla hizmet süresi uzatılabilecek general ve amirallerin yıllık sayısı 36’dan 60’a, toplam sayısı 47’den 75’e çıkarılmakta ve kuvvet komutanlıklarına atanan orgeneral-oramiraller ile diğer orgeneral-oramirallerin yaş haddi 67’ye yükseltilmekte ve Cumhurbaşkanına yaş haddinin birer yıllık sürelerle 72 yaşına kadar uzatılabilmesi yetkisi verilmektedir. Albay, tuğgeneral, tuğamiral, tümgeneral ve tümamiral rütbelerinde bulunan halihazırdaki muharip sınıfı personelin korgeneral-koramiral ve orgeneral-oramiralliğe yükselebilmeleri için kuvvet harp enstitüleri komuta ve kurmay öğrenimini başarıyla tamamlamış bulunmak şartının aranmaması ve harp akademileri eğitimini başarıyla tamamlayan personelin, kuvvet harp enstitüleri komuta ve kurmay öğrenimini başarıyla tamamlamış sayılması yönünde geçici düzenleme yapılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve şerefli komutanlarımızın, liyakat ve terfi konularında bazı itham ve iddialarla siyasi tartışmaların içine çekilmesi haksızlıktır, son derece yanlıştır. Yaş haddininuzatılma yetkisi Cumhurbaşkanına değil de kime verilecektir? Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanı Devletin başıdır ve TBMM adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmektedir. Komisyonda da açıkça ifade edildiği üzere yapılan düzenlemeler Türk Silahlı Kuvvetleri ve Millî Savunma Bakanlığının görüşlerini içermektedir. Dolayısıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç ve planlamaları dikkate alınmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri millet ordusudur, kanun ordusudur, kahramanlık onurudur, ülkesine ve vatanına bedeli ne olursa olsun aşkla hizmet etmekte, fedakârlıkta sınır tanımamaktadır. Terörle mücadelede destanlar yazan, iç ve dış savunmamızı fedakârca yapan, şehit ve gazileriyle M.Ö.209’dan bu yana geçen 2234 yıldır düşmanları titretip milletimizi gururlandıran Türk Silahlı Kuvvetleri ilelebet övünç madalyamızdır” dedi.
Vekil Mustafa Kalaycı, “Kanun teklifinde, emekli aylığı asgari ödeme tutarı 16.881 liraya yükseltilmektedir. SGK Nisan ayı verilerine göre 16 milyon 879 bin emekli, dul ve yetim bulunmaktadır. Emekli, dul ve yetimlerin 11 milyon 420 bini SSK, 2 milyon 919 bini BAĞ-Kur, 2 milyon 540 bini de memur emeklileridir. 5510 sayılı Kanun SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarının her yıl ocak ve temmuz aylarında bir önceki altı aylık TÜFE değişim oranı kadar artırılmasını öngörmektedir. Memur emekli aylıklarındaki artışlar ise memurlarla yapılan toplu sözleşmeye göre belirlenmektedir. Buna göre; SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıkları yüzde 16,67 oranında, kamu çalışanlarının ve emeklilerinin aylığı ise yüzde 15,57 oranında artırılmıştır. Emekli aylığı asgari ödeme tutarı da bu kanun teklifi ile yüzde 16,67 oranında artırılmaktadır. Böylelikle dosya maaşı 16.881 liranın altında olan 4 milyon 11 bin emeklimizin bu aylığı alması sağlanmaktadır. Emeklilerimiz; geçmişin gücü, geleceğin aydınlığıdır.Emekli, dul ve yetim aylıklarını artıracak her kararın destekçisiyiz,bununla birlikte bugünkü hayat pahalılığı şartlarında çalışanların ve özellikle emeklilerin maaş artışının yeterli olmadığı aşikardır. Emeklilerimizin beklentilerinin önümüzdeki süreçte karşılanacağına inanıyoruz. Her maaş artış döneminde memur emekli aylıkları ile SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıkları arasında fark ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan, emekli bazı vatandaşlarımızın "Ben daha çok prim ödedim ama daha az prim ödeyenle yaklaşık aynı emekli aylığını alıyorum." diye haklı şikâyetleri bulunmaktadır. Aslında sosyal sigorta sisteminde ödenen primler ile bağlanan emekli aylıkları arasında bir denge olması gerekmektedir. Bugün bu dengede bozulma olduğu, emekli aylıkları arasında ciddi eşitsizlikler oluştuğu görülmektedir. Sigortalılar arasında her bakımdan norm ve standart birliğinin sağlanması, mevcut emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri giderecek düzenlemenin yapılması, emekli aylıklarında yapılan artışların genel enflasyon endeksi yerine bu kesimin tüketim kalıplarını ve hayat standardını dikkate alan özel bir endekse göre yapılması görüşündeyiz. Ayrıca emekli aylığı bağlanmasında güncelleme katsayısı ve aylık bağlama oranlarının gözden geçirilmesini ve seyyanen ödemenin emeklilere de yapılmasını gerekligörüyoruz. Cumhur İttifakı sözlerini de unutmamıştır, BAĞ-KUR'luların prim gün sayısını 7200'e düşürecek, birinci dereceye gelen memurlara 3600 ek gösterge verecek, ev kadınlarına prim desteğiyle birlikte emeklilik hakkı tanıyacak düzenlemeler de mutlaka yapılacaktır. Yapılan değerlendirmelerde, en düşük emekli aylığının ve net asgari ücretin TÜRKİŞ tarafından açıklanan açlık sınırının altında olduğu sürekli olarak ifade edilmekte, emeklilerimizin ve çalışanlarımızın beklentileri istismar edilmektedir. oruyorum, en düşük emekli aylığı, hatta net asgari ücret acaba ne zaman açlık sınırının üzerine çıkmıştır? Son 25 yıllık verilere bakıldığında net asgari ücretin ilk defa 2019 yılı Ocak ayında açlık sınırının üzerine yükseltildiği ve müteakip beş yılın dördünde de ocak ayları itibarıyla bu durumun sürdürüldüğü görülecektir. Haziran ayları itibariyle ise net asgari ücret, açlık sınırının 2002 yılında yüzde 55’i, 2010 yılında yüzde 67’si, 2015 yılında yüzde 71’i iken şimdiise yüzde 85’idir. Asgari ücret ve emekli aylıklarına yapılan artışlara rağmen yaşanan enflasyon nedeniyle bu artışlar yetersiz hale gelmektedir. En çok dar ve sabit gelirlileri olumsuz etkileyen enflasyonla kararlı mücadele sürdürülmektedir. Yıllık enflasyon Haziran ayı itibarıyla yüzde 35,05 düzeyine kadar inmiştir” ifadelerine yer verdi.
Vekili Mustafa KaIaycı, “Bilindiği üzere enflasyonun düşmesi fiyatların düşmesi değildir. Nitekim enflasyon düşmekle birlikte, fiyatlar genel seviyesindeki artış yıllık 35,05düzeyindedir. Hayat pahalılığı kaderimiz değildir ve bitecektir. Fiyat istikrarı ile refahın kalıcı hale geleceğine, toplumun her kesiminin hak ettiği payı mutlaka alacağına inanıyoruz. Türkiye bir yandan enflasyonla mücadeleyi sürdürürken bir yandan da üretimi, yatırımı, istihdamı, ihracatı artırmaya ve cari fazla vermeye dönük politikalar uygulamaktadır. Türkiye ekonomisinin son on yılda OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olduğu ve yıllık ortalama yüzde 4,9 büyüdüğü OECD raporunda vurgulanmıştır. 2024 yılında yüzde 3,2025 yılı ilk çeyrekte yıllık yüzde 2 büyüyen Türkiye ekonomisi ılımlı bir büyüme dönemindedir. Dezenflasyon başarısı devamında yüksek büyümeyi getirecektir. Dünya Bankası, küresel ekonomideki büyümenin 2025 yılında yüzde 2,7’den yüzde 2,3’e gerilemesini beklerken, Türkiye için 2025 yılı büyüme beklentini yüzde 2,6'dan yüzde 3,1'e yükseltmiş, 2026 yılında yüzde 3,6'ya ve 2027 yılında yüzde 4,2'ye yükseleceğiniöngörmüştür. Millî gelirimiz 2024 yılında 1 trilyon 322 milyar dolara ve kişi başına millî gelirimiz de 15.463 dolar düzeyine ulaşmıştır. Küresel düzeyde zayıf dış talep koşullarına rağmen ihracatımız haziran ayı itibarıyla yıllık yüzde 3,2 oranında artarak 267 milyar dolarla yeni bir rekor düzeye yükselmiştir. Aynı dönemde ithalat yüzde 2,9, dış ticaret açığı ise yüzde 1,9 oranında artmıştır. Cari açık nisan ayı itibariyle yıllık yüzde 40,3 oranında azalışla 15,8 milyar dolar düzeyindedir. Cari açığın milli gelire oranı sürdürülebilir seviyededir. 2024 yılında en çok ziyaretçi ağırlayan ülkeler sıralamasında Türkiye dünya 4’üncülüğüne yükselmiş, 61,1 milyar dolar turizm geliri elde etmiştir. 25 aydır tek haneli gerçekleşen işsizlik oranı 20 yılın en düşük seviyesindedir. Gerek iş gücüne katılım oranı gerekse istihdam oranı tarihi en yüksek seviyelere çıkmıştır. Makro finansal göstergeler belirgin bir şekilde iyileşmektedir. Ülkemizin brüt dış borç stokunun milli gelire oranı 2020 yılında yüzde 59,6’a çıkmış iken, 2024 yılı sonu itibariyle yüzde 39’a kadar gerilemiştir. Uluslararası Finans Enstitüsü raporlarına göre Türkiye, kamu borçluluğu, reel sektör borçluluğu ve hane halkı borçluluğunda en az borçlu ülkeler arasındadır. Türkiye'nin AB tanımlı genel yönetim borçluluk oranı 2024 yılında yüzde 24,7 iken bu oran AB üyesi ülkelerde ortalama yüzde 81, gelişen ülkelerde yüzde 69,5 düzeyindedir” dedi.
Vekili Mustafa Kalaycı, “2025 yılı ilk çeyreğinde tarım sektörü yüzde 2, sanayi sektörü ise yüzde 1,8 daralmıştır. İmalat sanayinde ve tarım sektöründe sıkıntı olduğunu biliyoruz. Tarımda kuraklık ve zirai don afeti nedeniyle önemli boyutta üretim kayıpları bulunmaktadır. Afetten zarar gören çiftçilerimizin zararlarının karşılanacağı açıklanmıştır. Bununla birlikte ülkemizin en büyük tarım havzalarından biri olan ve kuraklıktan en çok etkilenen bereketli Konya Ovasına yeni kaynaklardan acilen su getirmek zorundayız. Su sorunu dayanılmaz safhaya ulaşmıştır. Ayrıca, çiftçimizin kredi borçlarına ve tarımda kullanılan elektrik faturalarına yeni kolaylıklar getirilmesi görüşündeyiz, Sanayi üretimini artırmak ve yatırımların önünü açmak için tedbirler alınmaktadır. 30 Mayıs 2025 tarihli Yeni Yatırım Teşvik Sistemi bir reform niteliğindedir. Bununla birlikte finansmana erişim konusunda daha fazla çaba gösterilmesi ve ihracatı destekleyici politikalara daha fazla öncelik verilmesi gerekmektedir. Kuşkusuz, reel sektöre en büyük destek enflasyonun kalıcı bir şekilde aşağı çekilmesidir. Reel sektöre ilişkin bazı veriler, sürekli pompalanan bazı iddiaların doğru olmadığını ortaya koymaktadır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği istatistiklerine göre, 2025 yılı ilk beş aylık döneminde kurulan şirket sayısı yüzde 2,5 azalmış, kapanan şirket sayısı yüzde 12 artmıştır. Bu dönemde 11.108 şirket kapanırken 44.896 şirket kurulmuştur. Yine, 2025 yılı ilk beş aylık döneminde kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 16 artmış, kapanan işletme sayısı ise yüzde 9,5 azalmıştır. Türkiye Esnaf ve SanatkârlarKonfederasyonu verilerine göre 2025 yılı ilk altı aylık döneminde sicilden terkin sayısı sadece yüzde 0,2, toplam terkin sayısı yüzde 3,5 artarken, tescil sayısı ise yüzde 25,2 artmıştır. Altı ayda sicilden terkin edilen esnaf sayısı 43.729 iken, yeni tescil edilen esnaf sayısı 157.100 düzeyindedir. Adalet Bakanlığı verilerine göre yıl içinde gelen icra ve iflas dosya sayısı 2024 yılında yüzde 30,2 azalmıştır. 2025 yılında ise bugüne kadar gelen dosya sayısında yüzde 10,5 artış vardır. Derdest dosya sayısı 2021 ve 2022 yıllarından daha azdır. İflas dosya sayısı 2024 yılında 387 olup, önceki yıla göre yüzde 37,7 azalmıştır. Ocak 2024-Mayıs 2025 döneminde konkordato talep eden firma sayısı 2.779 olup, bunların ciro bakımından toplam içindeki payı yüzde 0,6’dır. Karşılıksız çekler 2025 yılı ilk dört ayında adet olarak yüzde 18,3, tutar olarak yüzde 50,8 oranında artmakla birlikte toplam çekler içindeki oranı geçmiş yıllara göre daha düşüktür. Nitekim, adet olarak yüzde 1,7 olan karşılıksız çeklerin toplam çeklere oranı 2019 yılında yüzde 3,2, 2016 yılında yüzde 3,7 2009 yılında ise yüzde 6,7’dir. Tutar olarak yüzde 2,2 olan oran ise 2019 yılında yüzde 3, 2016 yılında yüzde 3,9, 2009 yılında ise yüzde 8’dir. Bankacılık sektörünün sermaye yeterliliği oranı yüzde 17,5 düzeyinde olup sağlam bir bünyeye sahiptir. Bankacılık sektörünün takipteki alacaklar oranı 2025 Mayıs ayı itibariyle yüzde 2,09’a yükselmekle birlikte geçmiş yıllara göre daha düşüktür. Zira bu oran 2022 yılında yüzde 2,10, 2021 yılında yüzde 3,15, 2020 yılında yüzde 4,08, 2019 yılında ise yüzde 5,36 düzeyindedir” diye konuştu.
Vekil Mustafa Kalaycı, “Türkiye ekonomisi, öngörülen hedefler doğrultusunda ve belirlenen program dahilinde kararlılıkla yoluna devam etmektedir. Türkiye'nin gelişmesi parlak bir geleceğe doğrudur. Türkiye, bölgesinde huzur ve istikrar adası gibi sivrilmiş yeni yönetim sistemiyle ekonomiden diplomasiye, savunma sanayisinden enerjiye, sağlıktan kültüre, terörle mücadeleden egemenlik çıkarlarımızı müdafaaya kadar her alanda göz doldurmuş, göğüs kabartmıştır. "Tam bağımsız güçlü Türkiye" ülküsüyle yerli ve millî üretimi artırmak, stratejik alanlarda dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla başlatılan millî teknoloji hamlesiyle artık ihtiyacımız olan birçok teknoloji Türk mühendisler tarafından tasarlanmakta, yerli ve millî üretilmekte, birçok ülkeye de ihraç edilmektedir. Türk savunma sanayinin ihracatı 2024 yılında 7,2 milyar dolar gerçekleşmiş, 2025 yılının ilk 5 ayında da yüzde 29 artış kaydetmiştir. Artık dünyanın dört bir yanına ihracat yapabilen Türkiye savunma sanayiinin toplam ihracat içindeki payı yüzde 3'ü aşmıştır. Millî teknoloji hamlesi ve millî enerji atılımıyla gerçekleştirdiğimiz yerli ve millî üretimlerden ve keşfettiğimiz doğal gaz, petrol ve kıymetli madenlerden sağlanan kaynaklar ekonomik güvenliğimizi sağlam esaslara bağlarken stratejik gücümüze güç katacak, elbette vatandaşlarımızın refahına da yansıyacaktır. Cumhur İttifakı olarak tek yüreğiz. Aynı hedeflere kilitlenmiş vaziyetteyiz. Türk ve Türkiye Yüzyılı sosyal, ekonomik, hukuki ve siyasal reformlarla pekişecektir. Bu yüzyılda özlemini duyduğumuz Türk mucizesi gerçekleşecek, Türk-İslam medeniyetinin timsali Türkiye Cumhuriyeti devleti olacaktır. Gelen Türk asrı, geleceğin gücü Türkiye’dir. Bu görüş ve düşüncelerle, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak kabul oyu vereceğimiz kanun teklifinin hayırlı olmasını diliyor, sizlere ve aziz Türk milletine saygılarımı sunuyorum” dedi.
Kaynak:Haber Merkezi