Anlaşma sağlanabiliyorsa neden bebekler büyüyemeden öldü!

Gazze’de bir umut beklenen ateşkes sağlandı. Ama bu zamana kadar çok sayıda masum sivil ve bebek de canından oldu. Bu duruma çok üzülen ve Konya’da yaşayan Gazzeli Sameh Alnabih, “Filistin halkı; kanını ve parasını feda ederek bugüne kadar direnişini sürdürdü. Sonunda zafer onların oldu“ dedi
Hamas-İsrail savaşı veya Aksa Tufanı Operasyonu, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın, İsrail geneline geniş çaplı saldırısı ile başladı. İsrail’in barbarca saldırdığı Gazze'de aylardır süren kanlı vahşette 46 binden fazla sivil ve masum bebek hayatını kaybetti. Başta Türkiye olmak üzere dünyada pek çok ülke bu soykırıma sessiz kalmadı. Mazlumların sesi olmak için vicdan sahipleri hem İsrail’in ürünlerini boykot etti hem de sokaklarda İsrail’e karşı yürüyüşler, protestolar düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Gazze’deki soykırımın başladığı ilk günden beri onların yanında oldu. Nihayetinde 7 Ekim 2023’ten bu yana süren çatışmalarda gelişme yaşandı ve Gazze’de ateşkes sağlandı. Özellikle Gazze’de olmak üzere Konya’da da bu ateşkes büyük bir sevinçle karşılandı. Ancak çoğu kişi, “Madem uzlaşma sağlanabiliyordu, o zaman bu kadar masum insan niye öldü?” diyerek İsrail’e bir kez daha karşı çıktı. Ayrıca İsrail, Hamas ile arasında ateşkes anlaşması sağlandığının duyurulmasına rağmen Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına devam ediyor. İsrail, Hamas’ı anlaşmanın bazı maddelerini değiştirmekle suçlayıp kabinenin onay toplantısını ertelerken, Hamas yönetimi anlaşmaya bağlı olduğunu duyurdu. Eğitimi için ailesinden uzakta kalmak zorunda olan ve Konya’da yaşayan Selçuk Üniversitesi Gazetecilik bölümü öğrencisi Gazzeli Sameh Alnabih ise, konuyla ilgili gazetemize özel açıklamalarda bulundu.
GAZZE YIKILDI AMA YENİLMEDİ!
Gazze'ye yönelik soykırım savaşının başlamasından 15 ay sonra, Gazze’nin zaferle son noktayı koymasından çok mutlu olduğunu dile getiren Sameh Alnabih, 46 binden fazla şehit verilmesinin ardından ateşkes anlaşmasının sağlanmasını da üzüntülü karşıladı. Sameh Alnabih, “Ama Filistin davası tüm fedakârlıklara değer, kan dökülmeden gerçek zafer elde edilemez. Bu, Filistin halkı için yeni bir şey değil. Filistin halkı; kanını ve parasını feda ederek bugüne kadar direnişini sürdürdü. Allah'ın izniyle, sahadaki direnişin kararlılığı ve azmi ile tam kurtuluş sağlanana kadar teslim olmayacak. Silah ve imkân eksikliğine rağmen Gazze’nin Allah'a olan inancı daha güçlüydü. Gazze bugün dünyaya yaşamayı hak ettiğini kanıtlıyor ve her zaman Filistin davası haklı davadır” şeklinde konuştu.
YAKINLARI GAZZE’DEKİ SOYKIRIMDA ŞEHİT OLDU
Sameh Alnabih, Gazze’deki ateşkesten sonra nihayet ailesinin hayatından endişe etmeden rahat uyuyabileceğini belirterek aynı zamanda çok üzgün olduğunu söyledi. Alnabih, “Keşke şimdi Gazze'de olup onların sevincini paylaşabilseydim, keşke ailemden kaybettiğim tüm şehitlerimiz yanımızda olsaydı ve kanlarını döktükleri zaferin sevincini yaşasalardı. Bu savaşta ailemden 18 kişiyi şehit verdim. Amcam ve kardeşlerim gibi olan kuzenlerim şehit oldu. Onlar şu an aramızda değiller ama sonuçta bu Allah'ın takdiri ve ben Allah'ın onlara merhamet etmesini, cennette onlarla buluşmayı umuyorum. Yurt dışında yaşamak, onların üzüntülü zamanlarında ve hatta sevinçli zamanlarında yanlarında olmamı engelledi. Bu sadece benim için değil, yurt dışında yaşayan tüm Gazzeli öğrenciler için geçerli. Ama artık en önemlisi soykırım kabusu bitti. Sonunda halkımın insanca yaşama hakkına kavuşmasını umuyorum” diye konuştu.
“HABERLERDE KARDEŞİMİN ŞEHİT NAAŞINI TAŞIDIĞINI GÖRDÜM”
Gazze’deki soykırım sürecinde çok fazla zorlukla karşılaştığını belirten Alnabih, en önemlisinin de savaş sırasında İsrail işgali nedeniyle Gazze'nin internetinin kesilmesiyle ailesinden nadiren haber alabilmesi olduğunu dile getirdi. Alnabih, “Çoğu zaman onlar için korktuğum için uyuyamadım, evimizin yakınında bomba patlayabilir korkusuyla her an haberleri izliyordum ve maalesef bu olayların çoğunu yaşadım. Hatta bir gün tesadüfen küçük kardeşimin, komşumuzun evine düzenlenen işgal bombardımanı sonucu şehit olanların naaşlarını sosyal medyada haberlerde taşıdığını gördüm. Gerçekten tarif edemeyeceğim kadar kötü bir his. Ailem yiyecek ve su olmadan çadırda yaşayıp, kışın soğuğuyla ve yazın sıcağıyla karşı karşıya kaldılar. Onlara herhangi bir yardım sağlayamadım, çok kötü bir duygu ve açıkçası kimsenin bizim yaşadıklarımızı yaşamasını istemem” diye anlattı.
BU DERNEKTE FİLİSTİN DAVASI ÖN PLANDA
Konya'da Filistinli öğrencilere yönelik özel bir derneğin olduğundan da bahseden Sameh Alnabih, sözlerine son olarak şunları ekledi: “Derneğimiz, İstanbul'daki resmi Filistinli Öğrenciler Derneği'ne (FÖDERN) bağlı. Bu dernek her zaman Filistinli öğrencilere hizmet ve yardım etmeyi amaçlıyor. FÖDERN, Filistin davasıyla ilgili etkinlik ve faaliyetler düzenler ve Türk halkının Filistin davasına destek amacıyla düzenlediği tüm etkinliklere katılır. Özellikle savaş sırasında etkili bir rol oynadı ve ben de Filistin'e destek veren birçok faaliyete katıldım, bunlardan biri de Konya'da oldu. Bu derneğin sadece Konya'da değil, Türkiye'nin her ilinde öğrenci toplulukları var.” • TUBA KAYA