BM Genel Kurulu'nun ilk haftasına Filistin damgasını vurdu

BM Genel Kurulu'nun ilk haftasına Filistin damgasını vurdu
BM Genel Kurulu'nda çok sayıda ülke liderinin yaptığı konuşmalarda, İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Gazze'deki insanlık krizi ve soykırımın durdurulması çağrısının yanı sıra Filistin devletinin kurulmasına yönelik destekler gündem oldu

BM üyesi ülkelerin lider ve üst düzey temsilcilerini bir haftalığına New York'ta bir araya getiren, 23-29 Eylül tarihlerinde düzenlenen BM 80. Genel Kurulu'nda Filistin'e destek konuşmaları damga vurdu.

Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump ve eşi Melania Trump'ın kullandığı yürüyen merdiven aniden durması, Trump'ın Genel Kurulu'ndaki hitabına başlamadan önce teleprompterde yaşanan arıza ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un trafikte mahsur kalması gibi aksilikler de dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Genel Kurul'a hitabı ve katıldığı çok sayıda toplantının yanı sıra Trump, Macron, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Kanada Başbakanı Mark Carney ile görüşmesi dahil yoğun diplomasi trafiği de öne çıktı.

İsrail'in Gazze'deki saldırılarının durdurulması ve Filistin'e destek gündem oldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de bir yanda elinde en modern ve en öldürücü silahlar olan düzenli ordu, diğer tarafta ise masum sivil ve çocukların olduğunu belirterek, "Bu, terörle mücadele değildir. Bu, 7 Ekim (2023) olayı öne sürülerek yürütülen bir işgal, tehcir, sürgün, soykırım daha doğrusu bir toplu kıyım politikasıdır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütün dünya liderlerine sesleniyorum, gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür." ifadelerini kullandı.

İngiltere Başbakan Yardımcısı David Lammy, Gazze'de yaşananların insanlık dışı olduğu ve sona ermesi gerektiğini belirtirken İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Tel Aviv'in Filistin Devleti'ni engelleme ve Batı Şeria'da yeni yerleşim yerleri inşa etme hakkına sahip olmadığını vurguladı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da ülkesinin Filistin Devleti'ni tanıma kararı almasının ardından Gazze için "güvenilir bir barış planı" benimsediklerini söyledi.

Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lokke Rasmussen, "Filistin Devleti'nin tanınmasının, anahtarlarının artık İsrail hükümetinin elinde olmaması gerektiğini" vurgularken Slovenya Dışişleri Bakanı Tanja Fajon ise Gazze'nin, "uluslararası toplumun başarısızlığının ders kitabı örneği" haline geldiğine dikkati çekti.

Öte yandan, İsrail'i "tüm Filistin topraklarının tam kontrolünü ele geçirmeye" çalışmakla suçlayan Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Vassily Nebenzia, Gazze'nin "sistematik olarak yok edildiği" uyarısında bulundu.

Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı ve Hırvat Üyesi Zeljko Komsic, Gazzelilerin, BM sözleşmelerine göre soykırımla karşı karşıya olduğunu vurgularken Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatovic de Gazze'deki Filistin halkının kötüleşen insani durumdan derin kaygı duyduklarını aktardı.

İsrail'in Gazze'deki saldırılarında on binlerce kadın ve çocuğun öldürüldüğünü belirten Hırvatistan Cumhurbaşkanı Zoran Milanovic ise kalıcı barışın Filistin halkının meşru siyasi emellerinin evrensel olarak tanınmasıyla sağlanabileceğinin altını çizdi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de İsrail'in saldırılarının, işgal altındaki Filistin topraklarında şiddeti, bölgesel ve küresel barışı tehdit edecek şekilde daha da derinleştirdiğini vurguladı.

İsrail'in Gazze'deki saldırılarının "kesinlikle kabul edilemez" olduğunu belirten Japonya Başbakanı İşiba Şigeru, Tel Aviv'in iki devletli çözümü engelleyecek adımlarını sürdürmesi halinde ülkesinin Filistin Devleti'ni tanıyabileceğini söyledi.

Güney Kore Dışişleri Bakanı Cho Hyun da ülkesinin "İsrail'in Gazze kentinin kontrolünü ele geçirmek için başlattığı kara harekatından derin endişe duyduğunu" belirtti.

Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, ellerini kürsüye vurarak yaptığı konuşmada, "Bugün, Gazze'de hala felaket niteliğindeki bir durum gözlerimizin önünde yaşanıyor, masum insanlar yardım için ağlıyorlar. Kurtarılmak için ağlıyorlar. Onları kim kurtaracak? Masum insanları kim kurtaracak?" dedi.

Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva da Gazze'deki mevcut soykırımı hiçbir şeyin haklı gösteremeyeceğine dikkati çekerken Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce "(İsrail ve ABD) İki ülkenin kararıyla şu anda bir soykırım uygulanıyor." ifadelerini kullandı.

Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric ise Gazze'deki katliamlar nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun uluslararası bir mahkeme tarafından yargılanması talebinde bulundu.

Öte yandan, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati Gazze Şeridi’ne uluslararası güç gönderilmesi fikrine açık olduklarını söylerken, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi de İki devletli çözümün önündeki tek engelin İsrail hükümetinin aşırı sağcı tutumu olduğunu söyledi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ise Filistin yönetimini finanse etmek için bazı ortaklarla acil uluslararası bir koalisyon kurulduğunu açıkladı.

ABD tarafından vizesi iptal edildiği için New York'a gidemeyen ve BM Genel Kurulu katılımcılarına telekonferansla hitap eden Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını derhal durdurması, insani yardımların önkoşulsuz girmesine izin vermesi ve Gazze'de açlığı silah olarak kullanmasına son vermesini talep etti.

Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani BM Güvenlik Konseyi’ne Filistin devletinin kurulmasını destekleme çağrısında bulunarak İsrail’in Suriye’yi bölme girişimlerini reddettiklerini ifade etti. Ürdün Kralı 2. Abdullah da İsrail'in barış temellerini yıktığını ve Netanyahu hükümetinin barışı istemediğini dile getirdi.

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf da Gazze'deki durumu "tam teşekküllü bir soykırım kampanyası" olarak nitelendirdi. Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu ise Gazze'de iki devletli çözümün Filistin halkı için kalıcı barışın en onurlu yolu olduğunu kaydetti.

Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, İsrail'in Gazze'de soykırım işlediğine dair artan bir küresel mutabakat olduğunu belirtirken Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ise Filistinlilere yönelik "soykırımın durdurulması" çağrısında bulundu.

Trump ve eşinin kullandığı yürüyen merdiven durdu
ABD Başkanı Donald Trump, eşi Melania Trump ile BM binasına giriş yaptığı sırada kullandığı yürüyen merdiven aniden durdu.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, olayın ardından ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, "Eğer BM'de birisi, Başkan ve First Lady yürüyen merdivene adım atarken kasıtlı olarak onu durdurduysa bu kişi derhal işten çıkarılmalı ve soruşturulmalıdır." ifadesini kullandı.

BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric ise Trump'ın BM'ye girişinde yaşanan bu durumun, ABD delegasyonuna bağlı bir kameramanın müdahalesinden kaynaklanmış olabileceğini açıkladı.

The Times'ın haberinde, BM'deki bazı görevlilerin, fonları kesen Trump, yürüyen merdivene geldiğinde, merdiveni bilerek durdurup "BM'nin parası bitti" mesajı vermek için kendi aralarında şakalaştıkları öne sürüldü.

Macron trafikte mahsur kaldı
Öte yandan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da New York'ta Trump'ın konvoyu nedeniyle yolların kapatılması yüzünden aracında trafikte mahsur kaldı. Fransız Büyükelçiliğine gitmek üzere yola çıkan Macron, aracının ilerleyememesi üzerine polis memurlarına bizzat giderek yol kapanmasının sebebini öğrendi.

Bunun üzerine Trump'ı telefonla arayan Macron, "Nasılsınız? Tahmin edin ne oldu? Sokakta bekliyorum çünkü her yer sizin için kapatıldı." sözleriyle durumu aktardı.

Macron, birkaç dakika sonra yaya olarak Büyükelçiliğe gitmek üzere yoluna devam ederken, Trump'la telefonda görüşmesini sürdürdü.

New York sokaklarında yaklaşık 30 dakika yürüyen Macron, isteyenlerle fotoğraf çektirdi.

Trump'ın teleprompter tepkisi
Trump, BM Genel Kurulu'ndaki hitabına başlamadan önce teleprompterde teknik bir arıza yaşadı.

Konuşması kısa süreliğine kesintiye uğrayan Trump, duruma tepki göstererek, "Bu prompteri kim kontrol ediyorsa başı dertte, dostum başın büyük belada." ifadelerini kullandı.

Trump, kısa süre sonra konuşmasına kaldığı yerden devam etti.

Kaynak:Anadolu Ajansı