Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı davada karar!

Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı davada karar!
Mahkeme heyeti, İmamoğlu'nu "kamu görevlisine karşı hakaret" ve "tehdit" suçlarından toplamda 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı, "terörle mücadele eden kişileri hedef göstermek" suçundan beraat kararı verdi

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu'nun karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan ancak bu davada tutuksuz yargılanan İmamoğlu ve avukatları ile "mağdur" sıfatıyla Başsavcı Akın Gürlek'in avukatı katıldı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu ve bazı CHP milletvekilleri, belediye başkanları, yabancı diplomatlar ile partililer de izleyici olarak duruşma salonunda yer aldı.

Duruşmada İmamoğlu'na, önceki celse duruşma savcısı tarafından açıklanan esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapması için söz verildi.

Ülkenin ekonomik yapısına ilişkin değerlendirmelerde bulunan İmamoğlu, cezaevinde kendisine gelen çok sayıda mektubu okuyarak, dışarıda olan tüm hususlara ilişkin ekonomik analizler yaptığını söyledi.

Mahkeme heyeti başkanı, ifadesinde anlattığı hususlara bir önceki duruşmada da değindiği yönünde İmamoğlu'na uyarıda bulundu.

İmamoğlu'nun ifadesinin bazı bölümlerini duruşma savcısına bakarak vermesi üzerine cumhuriyet savcısı "Ben dinliyorum zaten bana niye bakıyorsunuz?" dedi.

Ekrem İmamoğlu mahkeme heyetine dönerek, "Savcı beye bakmak yasak mı?", savcıya ise "Sana bakmak yasak mı?" diye bağırarak sordu.

Mahkeme heyeti başkanı, salondakileri sessiz olması konusunda uyarırken, İmamoğlu'na "Ekrem Bey devam edin lütfen." dedi.

Savunmasında "Terörsüz Türkiye" sürecine değinen İmamoğlu, şunları söyledi:

"Türkiye'miz zor günlerden geçiyor. Zor bir kavşaktayız. Önemli gündemlerimizden birisi de Ekim 2024 tarihinden itibaren Türkiye'nin gündeminde olan 'Terörsüz Türkiye'. Terörsüz Türkiye diye tariflenen bu mesele bizim için çok önemli. Tarihimiz, Türk, Kürt, bütün vatandaşlarımızın demokratik, adil, müreffeh ve özgür bir hayat yaşaması için, terörün değil, barışçıl siyasetin güçlenmesi için attığımız adımlarla doludur. Türkiye'de barış ve huzurun güçlenmesi ve katkı sağlayacak her girişimin doğal şekilde aktörü ve koruyucusu oluruz."

İmamoğlu, sürecin hukuk ve adalet çizgisinden sapmayan, güçlü demokratik devlet düzeni tesisiyle başarıldığında, Türkiye'nin Orta Doğu'da kutup yıldızı gibi parlayacağını ifade etti.

İmamoğlu'nun ardından avukatı Fikret İlkiz söz alarak müvekkili hakkındaki iddialara karşı savunma yaptı.

Mahkeme heyeti, davanın sonra ereceğini belirterek, İmamoğlu'na son sözlerini sordu.

İmamoğlu, hakkındaki diğer davalar ile soruşturmalara ve tutuklu belediye başkanlarına değinerek, milleti adına mücadeleye devam edeceğini belirterek, "Kararlılığım bugün tarif edemeyeceğiniz seviyededir." ifadesini kullandı.

Ardından duruşmaya ara verildi.

İMAMOĞLU'NA 2 SUÇTAN 1 YIL 8 AY HAPİS CEZASI

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı.

Heyet, İmamoğlu'nu "kamu görevlisine karşı hakaret" suçundan 1 yıl 5 ay 15 gün, "tehdit" suçundan ise 2 ay 15 gün hapis cezasına mahkum etti.

Mahkeme heyetinin oy çokluğuyla aldığı karara bir üye hakimin şerh koyduğu bildirildi.

Heyet, İmamoğlu'nun "terörle mücadele eden kişileri hedef göstermek" suçundan ise oy birliğiyle beraatine karar verdi.

Mahkeme heyeti, İmamoğlu hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" başlıklı 53. maddesinin uygulanmasına karar verdi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, Başsavcı Akın Gürlek "mağdur" sıfatıyla yer aldı.

İddianamede, İmamoğlu'nun katıldığı bir panelde yaptığı konuşmada, Başsavcı Gürlek'e yönelik kullandığı ifadelerde suç içeriklerinin olduğunun tespiti üzerine resen soruşturma başlatıldığı kaydediliyor.

Halen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görevini yapan Gürlek'in geçmişte de terör suçlarına bakmakla görevli ağır ceza mahkemelerinde başkanlık, sulh ceza hakimliği ve Adalet Bakan Yardımcılığı görevlerinde bulunduğu aktarılan iddianamede, Gürlek'in görev yaptığı dönemlerde ve DHKP/C başta olmak üzere çeşitli terör örgütlerince hedef haline getirildiğinin bilindiği kaydediliyor.

Gürlek'in terör örgütlerinin çeşitli basın ve yayın organları ile sosyal medya hesaplarında açık kimlik bilgileri ve fotoğrafının yayımlanarak tehdit edildiğine dikkati çekilen iddianamede, İmamoğlu'nun söz konusu konuşmasıyla Gürlek'i hedef gösterip, "terörle mücadelede yer almış kişileri hedef gösterme" suçunu işlediği ifade ediliyor.

İddianamede, İmamoğlu'nun aleni şekilde kullandığı söylemlerin, kamu görevini sürdüren Akın Gürlek'i küçük düşürmeye yönelik ve küçültücü ifade niteliğinde olduğu, söz konusu ifadenin düşünceyi açıklama sınırlarını aştığı, suça konu ibare ve konuşmanın da ayrıca bir bütün halinde kişinin saygınlığına zarar vermeyi amaçladığı ve görüş açıklama niteliğinde bulunmadığı, eylemin ifade hürriyeti bağlamında hukuki koruma görmesinin mümkün olmadığı belirtiliyor.

İmamoğlu'nun konuşmasında Başsavcı Gürlek ve aile yakınlarının hedef alındığı, zarara veya kötülüğe uğratılacağını içeren ifadeler kullanıldığı belirtilen iddianamede, "Fiilin mağdur üzerinde korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olduğu, bu haliyle şüphelinin tehdit suçunu işlediği anlaşılmıştır." değerlendirmesi yer alıyor.

İddianamede, İmamoğlu'nun 27 Ocak'ta düzenlediği basın toplantısında ise mahkemelerde bilirkişi olarak görevli kişilerden birini, görevli tek bilirkişi gibi göstererek gerçeğe aykırı şekilde soruşturma şüphelileri lehine sonuçlanacak şekilde karar verilmesi amacıyla alenen hedef göstererek ve bu amaçla ismini de açıklayarak "yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs etmek" suçunu işlediği tespitine ilişkin soruşturmaya değiniliyor.

İki olay bir arada değerlendirildiğinde İmamoğlu'nun görevinin getirdiği konumu ve nüfuzunu basın önünde aleni olacak şekilde kullanarak yargı organları ve mensupları üzerinde baskı oluşturmayı ve mensubu olduğu parti lehine etkilemeyi amaçladığının değerlendirildiğine işaret edilen iddianamede, İmamoğlu'nun "kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret", "tehdit" ve "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek" suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

İmamoğlu hakkında ayrıca, Türk Ceza Kanunu 53. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır." maddesinin uygulanması talep ediliyor.

Kaynak:Anadolu Ajansı