Haber Kanallarını İzlerken Dikkat! Savaş Görüntüleri Çocukların Psikolojisini Etkiliyor!

Haber Kanallarını İzlerken Dikkat! Savaş Görüntüleri Çocukların Psikolojisini Etkiliyor!
 İnternet Editörü
İsrail-Filistin savaşının görüntüleri hemen her mecrada yer alıyor. Çocukları bu görüntülerden her an korumak mümkün olmuyor. Her türlü şiddetin çocuklar üzerinde yarattığı farklı travmalar, fiziksel ve psikolojik etkiler olabiliyor. Uzmanlar, “Savaşın...

İsrail-Filistin savaşının görüntüleri hemen her mecrada yer alıyor. Çocukları bu görüntülerden her an korumak mümkün olmuyor. Her türlü şiddetin çocuklar üzerinde yarattığı farklı travmalar, fiziksel ve psikolojik etkiler olabiliyor. Uzmanlar, “Savaşın çocukların ruhsal dünyasında önemli etkilere yol açıyor” dedi.

İsrail'in Gazze'ye saldırılarının, savaş atmosferinin görüntülerle evlere ulaştığını belirten Selçuk Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Arş. Gör. Dr. Fatma Öztat, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Öztat, “Şiddete maruz kalma ile şiddeti meşrulaştırma arasındaki ilişki çeşitli bilimsel çalışmalara konu olmaktadır. Çocuklar medya aracılığı ile şiddete maruz kaldıkça, şiddetle ilgili algıları normalleşebilir” ifadelerini kullandı.

‘SAVAŞ GÖRÜNTÜLERİ ŞİDDETİ

NORMALLEŞTİREBİLİR’

Çocukların kontrolsüz şiddet içeriklerinden uzak tutulması gerektiğini ifade eden Arş. Gör. Dr. Fatma Öztat, “Şiddete maruz kalma ile şiddeti meşrulaştırma arasındaki ilişki çeşitli bilimsel çalışmalara konu olmaktadır. Çocuklar medya aracılığı ile şiddete maruz kaldıkça, şiddetle ilgili algıları normalleşebilir. Bu jenerasyonun çocukları son 10 yıl içinde bizim coğrafyamızı da farklı şekillerde etkileyen şavaşların görüntülerine maruz kaldılar. Suriye, Ukrayna-Rusya ve son olarak Filistin’deki soykırım görüntülerinin onların belleklerinde acı izler ve telafi edilemez yaralar açabileceğini düşünüyorum. Çocuklar elbette yaşlarına ve farkındalık düzeylerine göre dünyanın gerçeklerinden haberdar olmalılar ama bu farkındalık doğrudan şiddet görüntülerine maruz kalarak olmamalı. Aileler çocuklarıyla beraberken kontrol edemedikleri ortamlarda şiddet görüntüleriyle karşılaştıklarında mutlaka görüntüleri açıklamalı, çocuğun algılayabileceği ve bakış açısı geliştirebileceği ölçüde yorum ve eleştiriler getirebilmeli, mümkünse belli bir yaşın altındaki çocuklar kontrolsüz şiddet görüntülerinden uzak tutulmalıdır” şeklinde konuştu.

ÇOCUKLARA SAVAŞ NASIL ANLATILMALI?

Savaş görüntülerinin çocuklara açıklanmasının bir hayli zor olduğunun altını çizen Fatma Öztat, “Küçük bir çocukken, Körfez Savaşı’nı haberlerde izlediğimizi hatırlıyorum. Hatta çocuklar ve savaş denildiğinde aklıma gelen ilk karelerden biri Körfez Savaşı’nın ekrandaki görüntüleri olmuştur. Ekrandaki “canlı yayında Körfez Savaşı” yazısını unutamıyorum. Gecenin karanlığını aydınlatacak kadar aralıksız yağan bombaların “manzarasını” unutamıyorum. Oradaki ailelerin, çocukların neler yaşadığını düşündüğümü hatırlıyorum. Galiba çocuk olmayı o süreçte geride bıraktım. Dünyaya, adalete, güvene dair umutların çöküşü, savaşın, istilanın ya da dünyanın kabadayılığına soyunan “büyük güçlerin” varlığını öğrenmeye başlamak, bir çocuğun ruh dünyası için hayli ağır bir yük olsa gerek. Üstelik şu anda Filistinlilere yapılan soy kırımın dünyada örneği yokken bunu çocuklara nasıl izletebilir nasıl anlatabiliriz bilemiyorum. İsrail’in kendisini savunmaya gücü olmayan sivillerle hatta çocuklarla savaştığını, hastaneleri bombaladığını, yıllardır Filistinlilere akıl almaz eziyetler yaptığını çocuklarımıza nasıl ifade edebiliriz… Çocukları daha iyi öldürebilmek için kurulan giyim, gıda, deterjan vb. tüketim markalarını nasıl açıklayabiliriz? Havsalamızın almadığı zulmü, çocuklarımızın farkındalığı için bir şekilde anlatmak, bir yerden başlamak gerekiyor, galiba onların da büyüme zamanı geldi…” diye konuştu.

‘DAHA DUYARLI BİR MEDYAYA İHTİYAÇ DUYUYORUZ’

Çocukların üzerinde medya yönetiminin nasıl olması gerektiğini vurgulayan Öztat, “Kontrolsüz şiddet görüntülerinin ülkemizde özellikle sosyal medyada daha sık olmak üzere medyadaki çoğu alanda dolaşıma girdiğini biliyoruz. Zaman zaman çok izlenen kanalların ana haber bültenlerinde dahi hiç düşünmeden ekrana yansıtılan şiddet görüntüleriyle karşılaşabiliyoruz. Daha duyarlı bir medyaya bu süreçte ihtiyaç duymaktayız. Hem dünya gündeminden haber veren hem de görüntülerle duyguları suistimal etmeyen içeriklere ihtiyacımız var. Özellikle sosyal medyada kaynağı ve doğruluğu belli olmayan halkı galeyana getirme amaçlı görüntüler sıklıkla paylaşılıyor. Sosyal medya başta olmak üzere tüm medya için şiddet görüntüleriyle ilgili daha dikkatli olunmasını teşvik edecek yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu süreçte özellikle küçük yaştan itibaren çocukların ve gençlerin medya okuryazarlığı hakkında bilgi sahibi olması sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.

Selçuk Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Arş. Gör. Dr. Fatma Öztat, sözlerine şu şekilde devam etti; “Filistin’in işgali, hatta soykırımı hakkında çocukların farkındalık kazanmasına yönelik çalışmalara ihtiyaç duyulduğuna inanıyorum çünkü kendi geçmişinden, derin köklerinden bihaber bir gençlik yetişmesini istemiyorsak şimdi değil de ne zaman harekete geçeceğiz? Çocuklarımızın kardeşlerini hedef alan bu işgali, onların yaşlarına, kapasitelerine göre, mümkün mertebe ajite edici mesajları kullanmadan, en azından tüketim ve yaşam alışkanlıklarında sorumluluk almaya yönelterek açıklama yoluna gitmeliyiz. Şiddetin detaylarını paylaşarak veya kontrolsüz şiddet görüntüleriyle değil, tarihsel süreçte o bölgede nelerin yaşandığını, günümüzdeki soykırımın nedenini ve gündelik hayatlarımızda yaşam pratiklerimizde nelere dikkat ederek kardeşlerimize destek olabileceğimizi çocuklarımıza aktarmalıyız. Çocuklar ve gençler doğru bir üslupla dünyanın gerçeklerinden haberdar olmalı, ülkelerine ve dünyadaki kardeşlerine faydalı olabilecek hedefler geliştirmeye yönlendirilmelidir.”

Kaynak:Konya'nın Sesi