‘Mevlana’nın dünyasında vuslatın yeri çok önemli’

‘Mevlana’nın dünyasında vuslatın yeri çok önemli’
 Muhabir
Bu yıl Vuslat Vakti temasıyla gerçekleştirilen Mevlana'nın 750. Vuslat Yıl Dönümü Törenleri, tüm hızıyla devam ediyor. Mevlana’nın maneviyat dünyasında vuslatın önemli bir yeri olduğunu belirten Dr. Öğr. Gör. Selman Karadağ, “Aşığın amacı vuslattır’ dedi

Hz. Mevlana’nın 750. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri, bu yıl “Vuslat Vakti” temasıyla başladı. Etkinlikler 7-17 aralık arasında sürecek ve dünyaya Hz. Mevlana’nın öğretileri duyurulacak. Bu kapsamda ‘Vuslat’ temasının önemini sizler için Selçuk Üniversitesi Dr. Öğr. Gör. Selman Karadağ ile konuştuk.

“VUSLAT BİR OLMAYI İFADE EDER”

“Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 yılının, Hz. Mevlâna’nın vefatının 750. yılında Hz. Mevlâna Yılı olarak belirlenmiş olması ve ülke genelinde tüm faaliyetlerin bu yılki genel temasının Vuslat Vakti olarak belirlenmesi gayet sevindirici bir gelişme olmuştur” diyen Selçuk Üniversitesi Dr. Öğr. Gör. Selman Karadağ, “Vuslat, kelime anlamı itibariyle sevgiliye kavuşmaktır. Mevlâna’nın tabiriyle ise Şeb-i Arûs yani düğün gecesidir. Bir olmayı ifade eden vuslatı, tasavvuf literatürüne dâhil edince diğer bir ifadeyle vuslata ilahi bir anlam yükleyince de Cenâb-ı Hakk’a ulaşmayı, kavuşmayı ifade eder vuslat. Öte yandan tam anlamıyla kendini bulup, kendi varlığından haberdar olup kendinden geçiş, kendini ve gayrıyı terk ediştir vuslat” dedi.

“BİR SON DEĞİL BİR BAŞLANGIÇ”

Hz. Mevlâna’nın bu hayattaki yolculuğunu aşk üzerine kurulu bir âriflik ve bilgelik üzerinde sürdürdüğünü söyleyen Karadağ, “Yani âşığın amacı, sonu vuslat olan yolculukta, karşılaşılan her türlü zorluğun üstesinden gelerek menzile ulaşmak ve kavuşmayı hak etmektir. Dolayısıyla onun için vuslat, bir son değil sevgiliye kavuşma yönüyle bir başlangıçtır. İşte Hz. Mevlâna’yı asırlardır hem zamanın hem de mekanın ilerisine götüren bu aşktır. Dolayısıyla onun, bedenindeki en küçük zerreye kadar hissederek yaşamaya çalıştığı ve sonunda kavuşmayla tekrar başlayacağını bildiği bu aşk yolculuğu asırlardır, her toplumdan insanı etkilemiş, yönlendirmiş ve öyle görünüyor ki yönlendirmeye de devam edecektir” diye konuştu.

“HAK AŞIKLARI ÖLÜMDEN UZAKTIR”

Mevlana’nın, Hak âşıklarının ölümden uzak olduğunu, onların dünyadaki diğer insanlar gibi ölmediklerini ve Cenâb-ı Hakk’ın sırlarına erişenlerin hakiki bilgi ile kuşatılarak ölümsüz olduklarını söylediğini ifade eden Karadağ, “Gerçeklerden haberli olarak ölen Hak aşıkları, sevgilinin huzurunda şeker gibi erirler. Ötelerden haberdar olanlar, Hak sevgisinde derlenip toparlananlar, şu insan kalabalığı gibi ölmezler. Aslında Hak aşıklarından ölüm uzaktır. Onlar ne ölürler ne de yok olurlar. Öte yandan Hz. Mevlâna, fırsatını buldukça insanı aşka ve asıl vuslata götürecek olan şeyleri sıralarken insanın aslına dönmesi gerektiğini de sıklıkla vurgular. Allah’ın yaratılmışlar arasında insanı özel bir yere koyduğunu da belirten bu dizelerden anlaşıldığına göre Hz. Mevlâna insana, baş gözünden kurtularak gönül gözünü açmanın sırlarını oldukça net şekilde vermektedir.

Netice itibariyle Hz. Mevlâna’nın ölüme bakış açısı daima bir başlangıç ve bir kavuşma olmuştur. Ona göre ölümden sonraki gerçek hayata insanın kendini hazırlaması için bu fâni dünyada üzerine düşenleri yapması gerekmektedir. İlk olarak nefsi ve kendini bilmesiyle başlayan bu gizemli yolculukta insan önce nefsini ortadan kaldırmalı ve kendine kavuşma arzusu içinde olmalıdır. Çünkü varlığından haberdar olunmayan şeylere özlem duyup kavuşma hasreti çekmek de abestir. Dolayısıyla ilk olarak kendimize olan vuslatı başarmalı ve sonrasında yukarıda Hz. Mevlâna’nın da sürekli tekrar ettiği ilahi aşka ulaşmanın yollarına sımsıkı sarılmalıyız” ifadelerini kullandı. •Buse Aşcı