
Eray Eroğlu
Vakit; Birlik Vakti’dir!
Her sene Aralık ayında Hz. Mevlana’nın şehri Konya, yerli yabancı birçok misafire ev sahipliği yapar. 17 Aralık tarihi Hz. Mevlana’nın Vuslat Yıl Dönümü etkinlikleriyle anılır. Devlet büyüklerinin de ekseriyetinin katılımı ile Hazreti Mevlana’nın Vuslatı anılır ve bu geleneğin devam etmesine gayret gösterilir. Bu yıl 750. Vuslat Yıl Dönümü ‘Birlik Vakti’ mottosuyla gerçekleştirilecektir. Bu bağlamda Konya’nın yüzyıllardır devam edegelen geleneğe sahip çıkan ve Mevlevilik hafızasının korunması adına mücadele eden isimlere sahip olduğu bilinmektedir. Dünyanın dört bir yanına ulaşmış Mevlevilik öğretisinin aslını kaybetmeksizin ayakta kalması adına kıymetli çabalar harcayan isimlerin merkezi konumunda Konya bulunmaktadır. Şehirdeki birliğin misafirlere en özenli şekilde yansıtıldığı etkinliklerde, Mevleviliğe ve Vuslat etkinliklerine hassasiyet gösterilmektedir. Her sene bilvesile Şeb-i Arus etkinlikleri ile ilgili tartışmalar gündeme gelmektedir. Konya dışında organizasyonların yapılma girişimleri başta olmak üzere birçok konu tartışmalara sebep olmaktadır. İstanbul başta olmak üzere Şeb-i Arus etkinlikleri düzenlendiği vakit Konya bürokrasisi buna karşı çıkmaktadır. İslami hassasiyetleri yok sayan, Mevlevi geleneğine aykırı biçimde organize edilen tüm etkinlikler geleneğin tahrip edilmesine sebep olmaktadır.
17 Aralık tarihinde Konya’da devlet kurumlarının himayesinde gerçekleştirilen etkinlikler dışında yapılan kimi faaliyetlerinde olduğunu biliyoruz. Merdiven altı yerlerde icra edilen bu organizasyonlarının yanı sıra geçen sene Mevlana Meydanı’nda ortaya çıkan görüntüler de Konya halkının tepkisini çekmiştir. İran’dan gelen grupların yaptığı etkinler başta olmak üzere Avrupa üzerinden gelenlerin de bu şekilde organizasyonlar düzenlediğini söylemek durumundayız. İran üzerinden gelen grupların türbe etrafında gece vakti yaptıkları görünür biçimde ortadadır. Kadınlı-erkekli bu etkinliklerde diğer dinlerin sembollerinin de sema adı verilen bir gösteride kullanılması basit bir mesele değildir. Öte yandan bu organizasyonların kimilerinde kullanımı zararlı uyuşturucu maddelerinde kullanıldığı iddialarının hiç azımsanacak iddialar olmadığı aşikardır.
Geçtiğimiz senelerde yerel basında kadük kalan kimi haberlerde yer edinen misyonerlik faaliyetleri de vardır. Misyonerlerin daha önceki senelerde ara sokaklarda yaptığı faaliyetleri geçen senelerde türbe önüne kadar taşmıştır. İncil stantları açacak kadar cesur tavırları da göz ardı edilmemelidir.
Bütün bu faaliyetler, Mevlana’yı kullanarak yeni bir mistik din algısı yaratılma çabalarının yansımalarıdır. “Ben yaşadığım sürece Kur’an’ın kölesiyim, Muhammed Mustafa(SAV)’nın yolunun tozuyum. Kim benden bunun dışında bir şey naklederse o sözden de o sözü söyleyenden de şikayetçiyim.” diyen Hz. Mevlana’nın öğretileri üzerinden İslam dışında bir çıkarım yapmak düpedüz hainliktir. Bu ihanet İslam’a yöneliktir.
Mevlana’nın yeni ve iyi bir pazar olarak değerlendirilmesi de bir bu kadar tehlikeli görülmelidir. Küresel bir pazar olarak adeta bir Mevlana endüstrisinin üretildiğini görüyoruz. Mevlana ismi ile kebapçıdan, kolonyaya kadar uzanan geniş marka dağılımının yanında yukarıda da bahsedilen yeni din inşası ihanetine hizmet eden romanlarında bu endüstriden beslendiği atlanmamalıdır. Mevlevilikten ve Mevlana’dan bihaber isimlerin buradan beslenerek yazdıkları romanlarda büyük bir tehlike olarak değerlendirilmelidir. Sosyal medya paylaşımlarında sıklıkla Hz. Mevlana isminin cümlelerin sonlarına iliştirilmesi de bu tehlikenin bir uzantısıdır.
Gönül coğrafyamız Konya’da 750. Vuslat Yıl dönümü etkinliklerinin de bir olup birlik olup ‘Birlik Vakti’ çatısı altında Hz. Mevlana’nın ve Mevlevilik öğretisinin özüne uygun şekilde gerçekleşmesi dileğiyle.