Ümmühan Tünen

Bu Yılın Son Gecesi…

Ümmühan Tünen


Takvim yaprağına bakınca sıradan bir tarih gibi duruyor olabilir ama Konya’da saatler farklı akar bugün. Çünkü bu gece, Mevlana’nın “ölüm” dediği şeyin aslında bir kavuşma olduğunu hatırlattığı gece… Şeb-i Arus.
Biz ölüm kelimesini duyunca ürpeririz. Bitmek, yok olmak, karanlık sanırız. Her zaman bu dünyanın güzel olduğuna inanırız. Mevlana ise yüzyıllar öncesinden başka bir kapı aralar: Ölüm, sevgiliye varılan düğün gecesidir. Ayrılık değil, vuslattır. Karanlık değil, aydınlıktır. Korku değil, sevinçtir, huzurdur. 
Bugün son gün deniyor ama aslında bir başlangıcın eşiğindeyiz. İnsan her gün biraz ölür; umudunu, sabrını, merhametini kaybettikçe… Ve her gün yeniden doğar; affettiğinde, anladığında, susup kalbini dinlediğinde. Şeb-i Arus bize bunu fısıldar: Asıl mesele bedeni değil, nefsi toprağa vermektir.
Konya bu gece sadece bir şehir değil. Bir duraktır. Dünyanın dört bir yanından gelen insanlar aynı duaya, aynı semaya, aynı sessizliğe ortak olur. Dilleri farklıdır ama gözlerdeki arayış aynıdır. Çünkü insanın sorusu evrenseldir.
Bugün son gece diye acele etmeyin. Mevlana aceleyi sevmezdi. Onun yolu sabırdır, hoşgörüdür, sevmektir. Bir an durun. Kalabalığın içinde bile yalnız kalabilin. Semazenin dönüşüne bakarken, kendi iç dairenizi düşünün. Kaç kez merkezden uzaklaştınız, kaç kez kendinize yabancılaştınız?
Şeb-i Arus bize ölümü değil, yaşamayı öğretir aslında. Kırmadan, dökmeden, üstünlük taslamadan yaşamayı… “Gel, ne olursan ol yine gel” çağrısı bir davet değil, bir sorumluluktur. Geliyorsan, yüklerini de bırakacaksın kapıda. Kibrini, öfkeni, önyargını…
Bugün son gün. Ama belki de ilk kez gerçekten hatırlamak için en doğru gün. Ölümün değil, sevginin ebedi olduğunu… Ve insanın, sevdiği kadar insan kaldığını.

Yazarın Diğer Yazıları