Başkan Ada: 'Pestisit' algısının önüne geçilmeli!

Başkan Ada: 'Pestisit' algısının önüne geçilmeli!
 Muhabir
Son günlerde gündeme oturan “pestisit kalıntısı” hem iç piyasada hem de uluslararası piyasada büyük olumsuzluklara yol açtı. Haksız rekabet oluşturan, halkı korku ve paniğe sürükleyen bu durum sonrasında uzmanı uyardı.

Avrupa ülkelerine gönderilen ürünlerin geri çevrilmesi ve gıda ürünleri üzerinde olması gerekenden daha fazla “pestisit kalıntısı” bulunması üzerine geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “rant peşindeler” söylemiyle herhangi bir olumsuzluk olmadığını ve zirai ilaç denetimini her zaman yapıldığını açıkladı. Peki, son günlerde gündeme oturan pestisit nedir, zararları neler? Gıda Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Hulusi Ada, sizler için açıkladı.

HASAT KAYBINI ÖNLÜYOR

Pestisitler genellikle hasat kaybını önlemek için kullanıldığını söyleyen Hulusi Ada, “Tarım ürünlerini zararlı organizmalardan korumak amacıyla kullanılan kimyasal veya biyolojik maddelere pestisit diyoruz. Genel olarak böcek (insektisit), mantar (fungisit), ot (herbisit), kemirgen (rodentisit) gibi zararlılarla mücadelede kullanılıyor. Pestisitler, ürün verimliliğini artırmak, hasat kaybını önlemek ve gıda arz güvenliğini sağlamak amacıyla yaygın olarak tercih ediliyor” dedi.

2-001.png

KALINTISI KANSERE YOL AÇABİLİR

Tarım ürünleri üzerinde kalan pestisit kalıntılarının kansere yol açabileceğini söyleyen Ada, “Tarım ürünlerinde kullanılan pestisitin ürünler üzerinde önemli faydaları bulunuyor. Bunlara örnek vermek gerekirse tarım verimliliğini ve ürün kalitesini artırır. Hasat kayıplarını azaltarak çiftçiye ekonomik katkı sağlar. Gıda zincirinde sürekliliği ve erişilebilirliği destekler. Faydası olduğu gibi zararları da mutlaka oluyor. Uygunsuz veya aşırı kullanıldığında gıdalarda kalıntı bırakabilir. Bu kalıntılar uzun vadede karaciğer, böbrek ve sinir sistemi hasarına, hatta bazı kanser türlerine yol açabilir. Pestisitler, sadece hedef zararlıları değil, faydalı böcekleri ve toprak mikroorganizmalarını da etkileyerek ekosisteme zarar verebilir. Su ve toprak kirliliği gibi çevresel sorunlara neden olabilir. Ayrıca bu kimyasallara sürekli maruz kalan çiftçilerde sağlık riskleri artar. Burada en kritik nokta, pestisitlerin tamamen zararlı olduğu değil, doğru ürünün, doğru dozda ve doğru zamanda kullanılması gerektiğidir. Mevzuata uygun kullanıldığında riskler minimize edilebilir” şeklinde konuştu.

68283dae83022226-w1200xh668.webp

PAZARDA HAKSIZ REKABETE YOL AÇABİLİR

Pestisit konusu üzerinden korku ve panik ortamı oluşturarak haksız ticari kazanç sağlamak isteyenlerin çeşitli yollara başvurabileceğinin altını çizen Hulusi Ada, “Son dönemde özellikle bazı gıda ürünlerinde yapılan analizlerde, limit üstü pestisit kalıntısı tespit edilmesi bu konuyu tekrar gündeme taşıdı. Ayrıca Avrupa Birliği ülkelerinde ithalata yönelik yapılan denetimlerde bazı Türk ürünlerinin geri çevrilmesi veya kara listeye alınması, konunun hem kamuoyunda hem de ihracatçılar nezdinde tartışılmasına neden oldu. Bunun yanında sosyal medya ve bazı medya organlarında yayılan sansasyonel haberler, bilimsel verilerden bağımsız şekilde konunun algı boyutunu da büyütüyor. Evet, bu durum ne yazık ki bazı kişi ve kurumlar tarafından korku ve panik ortamı yaratarak ticari kazanç sağlamak için kullanılabiliyor. Örnek vermek gerekirse pestisit karşıtı ürünlerin “organik etiketli” veya “pestisitsiz” diye pazarlanması, tahlil ve analiz hizmetleri üzerinden spekülasyon yaratılması, bilgi kirliliğiyle toplumun yanlış yönlendirilmesi, bunlara örnek gösterilebilir” ifadelerine yer verdi.

468542726-895535306110368-7662300191166314586-n-001.jpg

“MODERN TARIMIN ÖNEMLİ BİR PARÇASI”

Doğru miktarda ve doğru tekniklerde kullanıldığı zaman pestisitin tehlikeli değil faydalı olduğunu söyleyen Ada, “Teknik olarak değerlendirmek gerekirse, her pestisit tehlikeli değildir. Önemli olan, kalıntı miktarının uluslararası kabul görmüş Maksimum Kalıntı Limiti (MRL) altında olmasıdır. Bu değerler hem ulusal hem de uluslararası sağlık otoriteleri tarafından risk değerlendirmeleriyle belirleniyor. Bir ürünün analizinde pestisit tespit edilmiş olması, mutlaka sağlığa zararlı olduğu anlamına gelmez. Yasal limitlerin üzerindeki kalıntılar için ise denetim ve yaptırımlar devreye girmelidir. Bir gıda mühendisi olarak şunu net olarak söyleyebilirim. Pestisitler, doğru ve kontrollü kullanıldığında modern tarımın önemli bir parçasıdır. Ancak denetimsizlik, eğitimsiz uygulamalar ve etik dışı pazarlama yöntemleri hem tüketici sağlığını riske atar hem de güven kaybına yol açar. Bilimsel veriler ışığında hareket etmek ve gıda güvenliği politikalarını güçlendirmek bu konuda en etkili çözüm olacak” diye konuştu.