
İlyas Tuncer
Keskin Diller Milleti Kanatır
Türk siyasi hayatı tarih boyunca farklı isimleri doğurmuş. Onların siyasete yön vermesini sağlamıştır. Siyaset, Türk kamu düzenini bazen cebren bazen de siyasi getirim gereği şekillendirme çalışmasına girmiştir. Fakat siyasi başarıları yüksek olan ya da siyaset ile birlikte milletin tamamını kucaklayabilen bir siyasi lider olabilmek, kamu düzenine karşı inorganik bir müdahale etmek yerine kamunun isteklerine kulak kabartıp siyasi politikalarını bu doğrultuyla yön verebilirmiş olanlar millet tarafından kucaklanmış kimseler olabilmiştir. Tarihimiz bu yeteneklere sahip onlarca siyasi lideri sinesinden çıkarmış, çıkarmaya devam edecektir.
***
Millet tarafından bağrına basılan siyasi liderler gün olur da milletten yüzünü dönerse ya da milletin ihtiyaç ve taleplerini kulak ardı ederse, o güne kadar kazanmış olduğu tüm birikimlerini tek tek kaybetmeye mahkûmdur. Tarihimiz öylesine derin ve öylesine geniştir ki bu örneklerle dolup taşımıştır. Bu işin başında sonunda liderlerin siyasi görüşleri yahut ideolojileri millet tarafından kucaklanmasına engel olmamıştır. En büyük örneği Kara Oğlan lakaplı Bülent Ecevit’tir. Yıllarca sol ideolojiyi benimsemiş olmasına rağmen Türk milletinin istek ve arzularına kavuşmasında iki büyük başarısı vardır ve her ikisinde de bunun karşılığını siyasi olarak almış millet ile kucaklaşmayı başarmıştır.
***
Siyasi parti liderlerinin bugün yapması gereken işler birbirlerine öfke ile sataşmak yerine birlikte ülke insanlarının istek ve şikâyetlerini dinleyip ortak çözüm bulmaktır. Zafer Partisi lideri Prof. Dr. Ümit Özdağ diğer siyasi liderden farklı olarak milletin dertlerini dinleyip onları iktidara ve diğer vatandaşlara duyurmak adına Hande Karacasu aracılığıyla kısa film ile göz önüne getirmeyi başarmıştır. Milletin yumuşak karnı olmasa da bunu ilerleyen günlerde milletin başına büyük dert haline geleceğini göremeyenler Ümit Özdağ'ı kripto ilan ederek milletin önüne günah keçisi olarak atma hevesindeler. Günah keçisi bulmak yerine derdin ne olduğunu araştırıp çözüm yolları aramak zannımca siyasi çıkarlarına ters düşmesiyle dillere alınmayacak sözlerle Ümit beye saldırıldı.
***
Bu yapılan siyasi tarihimizde benzerine az rastlanır bir lekedir. Bu lekelendirme politikasına ailevi nedenleri bahane ederek Ümit beyin de dâhil olması kanımca yanlıştı. Ama geçmişte yetiştiği kültür onu ailevi konularda hassasiyet katmasına sebep olmuştur. Bu problemde devletin bakanı olarak olmaması gereken bir lisan ile hakaret eden Süleyman Beyin özür dilemesi gerekir; Ümit beyin de Devletin bakanı için isimle hitap edip tüm unvanlardan sıyrılıp tehdit dili kullanmaması gerekirdi. Bu şuana kadar yapılan yanlışlardır, artık geçen günleri bir kenara bırakıp bir televizyon programında buluşup dertler ne ise daha uygun bir lisanla tartışıp çözüme kavuşturulmasını bekleriz.
***
İktidar değişikliği siyasiler arasında imkân görüldüğünde kavgalar daha da şiddetlenir, lisanlar olabildiğince kesinleşir. Bu 90'larda da açık bir biçimde görülmekteydi. Bir zaman koalisyon da kurmuş olmalarına rağmen Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz arasında geçen tartışmalara ailelerinin isimleri bile karışmıştı.
***
Bu tartışmalar Zafer Partisini ana muhalefet partisi görünümü kazandırmış, ana muhalefet partisinin gücünü kaybetmemesi için aynı fikirde olmalarına rağmen tartışmanın kaynağı Kemal bey ilan edilmiştir. Yıllardır değişmeyen günah keçisi ilan edilme halini başkası üzerinde kullanmamışlardır. Tertemiz bir üslup ile siyasetin temiz günlere kavuşması ümidiyle.