Öğrenci seçme ve yerleştirmek ne kadar zor olabilir, neden böyle bir kurumun varlığına ihtiyaç duyulur acaba? Onların görevleri nelerdir ki büyük bir kurum ve binlerce liraya varan bütçeler neden onlara verilir? O kadar parayı yönetmeye ve kullanmaya yetkili kişiler neden üstlerine düşen görevi hep eksik yerine getirir?

Geçtiğimiz haftalarda üniversiteye giriş sınavlarında ki baraj uygulaması kaldırılmıştı. Bu yeni uygulama sonrasında baraj olmadan öğrenciler yeterlilik sınavlarına girdiler ama yeterli olduklarına neye ve kime göre karar verildiğini mantık çerçevesinde anlama, idrak etme imkanı bulamadık. Biz bunları hayretle takip edip, bizden küçüklerin yeterlilik sınavlarında elde ettikleri başarılarını nasıl kullanabileceklerini tartışırken; barajları aşarak üniversite kapılarını aralayıp ve hatta onunla da yetinmeyip yıllarca dirsek çürüttükleri okullardan mezun olan genç kardeşlerimiz; kamu personel seçme sınavına büyük bir heyecan ve iştahla girdiler. Girdikleri sınavın zorluk derecesini tartışıp başarı oranlarını hesaplarken birden karşılarına emek hırsızlarının varlığı haberi çıkıverdi. Ne kadar kolay değil mi, sen yıllarca çalış didin devletin namuslu bir memuru olabilmek için ama bir emek hırsızı çıksın ve senin yıllar boyu alnının akıyla savaşıp geceni gününe katmanı hiçe sayan onlarca insan devlete memur oluversin.

Kime bunların vebali, kim ödeyecek binlerce gencin yıllarını. Bunu parayla mı ödeyecekler yoksa çaldıkları gibi ömürlerinden mi ödeyecekler. Öyle olsa ödeşmiş olurlar mı acaba? Yoksa bu işin ardından da pişman oldukları için herkes kendi yoluna mı ayrılacak. Yıllarca bu tür hırsızlıkları hocaefendici terör örgütü yapmıştı. Son zamanlarda yayınlanan belgesel dizi için konuşan etkin itirafçı şahıs geçmiş dönemde bu tür olaylara ses çıkarmaya çalışmış olsa da “ağır baskılar” yüzünden ses çıkarmadan nasıl yaptıklarını anlatıyordu. O günler için bahsi geçen yöntem bu günlerde biraz daha farklarla yeniden önümüze geldi. Yöntem farklı sistem aynı, sorular sınavlardan önce bazı öğrenciler ile paylaşılıyor ki bazı öğrenciler başarılı olabilsin.

Öğrenci seçme ve yerleştirme kurumu kendisine ayırılan bütçe yetersiz kalıyor galiba, daha önce hiç kimsenin görmediği soruları türetip öğrencileri sınayabilmek için. Şımarmamak gerek genç kardeşlerim kısıtlı bütçeler ile sizlere gayet başarılı hizmetler sunulabiliyor. Mesela sınav giriş binalarında sizlere ıslak mendil imkanı, hiç kullanılmamış silgi ve kalem hatta kuru mendil de koyuyorlar ki emekleriniz için ağlarken gözyaşlarınızı silebilesiniz. Eskiden şekerleme de ikram ediyorlardı sizler için ama enflasyon yüzünden olsa gerek artık yok. İşin alay boyutunu bir kenara bırakırsak onlarca liramıza ne oluyor da her sınava giriş için ayrı ayrı para alıyorlar? Hem bu paralar soru türetenler ve o soruların gizliliği için kullanılması gerekirken neden devamlı böylesi insan psikolojisini hiçe sayan olaylarla karşı karşıya kalıyoruz? Yoksa biz emek hırsızlığının yanında birde maddi gasp mı ediliyoruz?

En kısa süre içerisinde emekleri ve paraları gasp edilen genç kardeşlerimizin haklarının geri verilmesini temenni ediyoruz. Umarım bu yaşadığımız son gasp olur, bunu yapan ve yapmaya tenezzül edenler gereken cezayı alırlar.