Dünya Filistin’in adil ve huzurlu şekilde yaşamasına izin vermekten adeta kaçınıyor. İnsan olmaktan ziyade vahşetin temsilcisi gibi sürekli olanlara bir güruh temsilci destek veriyor.
Bunu insan olmakla açıklamaları beni ziyadesiyle şaşırtıyor. Çünkü ben yapılanları bir insanlık yönünden göremiyor ve kesinlikle açıklayamıyorum.
Sosyal medyada birkaç dakika gezinirken ya da televizyon ekranı karşısında durduğum esnada nefesimizi kesen görüntüler ile karşı karşıya kalıyorum.
Bu durumu açıklamak o kadar zorken birilerinin çıkıp İsrail’i savunması anlamlandırılır gibi değil. İnsan yaşamına kast etmenin makul ve mantıklı açıklamaları varmış gibi gece gündüz televizyonlarda konuşulmasına yabancılaştım artık.
Temel hakları elinden alınmış bir ülke… Suyun, elektriğin, yiyeceğin, iletişimin ve daha nicesi… Birkaç ülke dışında Dünya koca bir ‘Soykırım İzleyici’ olmuş durumda. Sindirilecek hareketler elbette değil.
Buradaki öfkemin çok insani olduğunu iddia ediyorum. Hiçbir şekilde kuvözdeki bebeklerin ahını bu dünyanın kaldırabileceğini düşünmüyorum.
Gazze’de çekilen acının dünyadaki tek karşılığının daha fazla reyting olması kalbimi fiziken acıtıyor.
Paylaşımların izlemek ile sonu gelmiyor. Peki, bu durum ne kadar izlenmeye değer olacak? Birileri buna dur diyebilecek mi?
Daha kaç annenin, bebeğin, çocuğun ve masum insanın ahı alınacak? Böylesini kabul etmiyorum.
Bahar ayı geldiğinde açacak çiçekten umudum varken benim insanlıktan artık umudum kalmadı.
Topları, tüfekleriyle, bombaları, yargılarıyla dümdüz ettikleri topraklarda bir umudumun kalmasından zira sadece utanabilirim.
Peki, bizler böyle düşünürken Dünya ne düşünüyor? Bence Dünya seyirci kalmakla meşgul! Düşünme algısına veda etmiş bir topluluk artık…
Dünya artık tersine dönüyor. Önceden barış ve huzur içinde yaşam için çabalanırken artık hırs ve savaş için çabalanır olundu.
Herkesin putu kendine şirin, herkes başkasının putuna İbrâhim...