Prof. Dr. F. Hümeyra YerlikayaAydemir

Prof. Dr. F. Hümeyra YerlikayaAydemir

Güneş Var D Vitamini Yok

İngiltere de yaşayan 89 yaşındaki David Mitchener, 2023’ün Mayıs ayında hiperkalsemi yani kan kalsiyum düzeyinin çok yükselmesi nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Tedaviye alınan şahıs, 10 gün sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Bu olayın ardından Aralık ayında tamamlanan adli tıp raporunda Mitchener'in D vitamini zehirlenmesi, kalp ve böbrek yetmezliğinden öldüğü bildirildi. David Mitchener’in ölümü dünya basınında geniş bir yer buldu. Bu durum ile eşlenik son zamanlarda vitamin takviyelerinin aşırı alındığında potansiyel riskleri veya yan etkileri, bu yan etkilerin ilaç prospektüslerinde, ilaç kutularının üzerinde belirtilme gereklilikleri vs. konuşulmaya başlandı.

D VİTAMİNİ NEDİR?

İsmine rağmen D vitamini aslında bir hormondur. Bu hormonumuz veya vitaminimiz kalsiyum emilimini destekler ve sağlıklı kemikler ve dişler için gerekli olan kanda yeterli düzeyde kalsiyum ve fosforun korunmasına yardımcı olur. D vitamini olmadan vücudunuz kalsiyumu ememez ve bu nedenle güçlü kemikler oluşturamaz ve koruyamaz. Bununla beraber bağışıklık, sinir ve kas-iskelet sisteminizin sağlığı için de kritik öneme sahiptir. Yapılan birçok çalışma da D vitamininin kanser hücresi büyümesini azaltabildiğini, enfeksiyonların kontrol altına alınmasına ve iltihaplanmanın azaltılmasına yardımcı olabileceği de gösterilmiştir. En iyi kaynakları yağlı balıklar, yumurta sarısı, peynir ve sığır karaciğeri olarak bildirilmiştir. Bu kadar değerli bir vitamini maalesef beslenme ile tam anlamıyla almamız mümkün gözükmüyor. Çünkü çok az gıda da D vitamini var ve buradaki miktarlarda bizler için çok da yeterli olmayabiliyor. Hal böyle olunca onu içeren besin takviyelerinin bir düzinesinin varlığı ve takviye formunun da fazla popüler olmasını sağlıyor.

İNSANLARIN VİTAMİNLERLE OLUMLU BİR İLİŞKİYE SAHİP OLMA EĞİLİMİNDEN DOLAYIDIR Kİ VİTAMİNLERİN TOKSİK OLABİLECEĞİ FİKRİNİ ANLAMAK ZOR BİR DURUM:

A, D, E ve K vitaminleri yağda çözünür, yani katı ve sıvı yağlarda çözünebilirler ve karaciğerimizde ve yağ dokumuzda depolanırlar. Zamanla bu vitaminleri çok fazla ve ısrarlı tüketirsek, bu vitaminlere vücudumuzda ihtiyacımız olandan daha yüksek seviyelere ulaşabiliriz ve vücut bundan gerçekten kurtulamaz. İşte o zaman toksik etkiler görülmeye başlanır. Kanda fazla miktarda kalsiyum bulunmasına yol açtığı için sık idrara çıkma, halsizlik, kas güçsüzlüğü, yüksek tansiyon, mide bulantısı ve kusma gibi fiziksel semptomlara neden olabilir.

BOL MİKTARDA GÜNEŞ IŞIĞINA MARUZ KALINMASINA RAĞMEN D VİTAMİNİ ARTMAMASI OLABİLİR Mİ?

Hemen hemen herkesin bildiği bir şey güneşe çık ve D vitaminin sentezlensin. Evet doğru. Gerçekten D vitamini derimizde bir ön formunda hazır beklerken güneş ışığı ile vücut tarafından kullanılabilir bir forma dönüşüp, karaciğere taşınıp burada da ufak bir makyaj ile hazır hale getirilir. Ama son yıllarda yapılan çalışmalarda görüldü ki söylenildiği gibi güneş ışığına maruz kalmanın hatta bol bol maruz kalmanın bile bazen D vitamini düzeyini pek de artırmadığı tespit edildi. Yukarda bahsettiğim gibi derimizdeki D vitamininin ön formunun kullanılabilir duruma gelinceye kadar o kadar çok mekanizma çalışıyor ki bazen bunlardan birinin eksilmesi, yavaşlaması veya bozuk olması söz konusu olabiliyor. Bu nedenle, mevcut kabul edilen standartlara göre, önemli miktarda güneş ışığına maruz kalma bile tüm bireyler için D vitamini yeterliliğinin korunmasını garanti edemiyor maalesef. Bu, ellerin ve yüzün 15 dakika boyunca güneşe maruz kalmasına izin veren ortak klinik önerinin D vitamini yeterliliğini sağlayamayabileceği anlamına geliyor. Bu nedenle, güneş ışığına yanıt olarak ciltte D vitamini üretimini sınırlayabilen, henüz tam olarak anlaşılamayan faktörlerin mevcut olması muhtemel görünmektedir. Her halükarda, D vitamini eksikliğinin yalnızca güneş ışığı yetersizliğinden kaynaklandığı kavramını gelişigüzel kabul etmememiz çok önemlidir.

D VİTAMİNİ VE K VİTAMİNİNİ BİRLİKTE ALMAK GÜVENLİ Mİ?

Hem D vitamini hem de K vitamininin optimal konsantrasyonlarının kemik ve kalp-damar sağlığı için faydalı olduğunu biliyoruz. Mevcut kanıtlara dayanarak, osteoporozun (kemik erimesi) önlenmesi ve tedavisi için kombine D ve K vitamini takviyesini önermek için yeterli kanıt yok. K vitamini durumu veya K vitamini takviyesi için henüz bir kesme değer elimizde mevcut değil.

D3 VİTAMİNİ VE D2 VİTAMİNİ TAKVİYELERİ ARASINDA FARK VAR MI?

D vitamini takviyesi satın alırsanız iki farklı formla karşılaşabilirsiniz: D2 vitamini ve D3 vitamini. D2 vitamini bitkilerden yapılır ve güçlendirilmiş gıdalarda ve bazı takviyelerde bulunur. D3 vitamini doğal olarak insan vücudunda üretilir ve hayvansal gıdalarda bulunur.

D2 vitamini ve D3 takviyelerinin kan seviyeleri üzerindeki etkilerini karşılaştıran birçok çalışmada, D3 takviyelerinin vitaminin kan konsantrasyonlarını daha fazla artırma eğiliminde olduğunu ve bu seviyeleri D2'den daha uzun süre koruduğu bulunmuştur. Bu yüzden D3 vitamini tercih edilen form olabilir.

ÖNEMLİ

Hiçbir besin takviyesi tamamen risksiz değildir. İnsanların her gün ne kadar D vitaminine ihtiyaç duyduğu ve hastalığı önlemek için en uygun serum seviyelerinin ne olması gerektiği konusunda bilimsel tartışmalar hala sürüyor. D vitamininin hastalıkların önlenmesindeki rolü popüler bir araştırma alanıdır, ancak önerilen miktarın ötesinde miktarlar almanın faydası hakkında net cevaplar hala kesin değil. Benim önerim özellikle kan düzeylerine bakılmadan bu vitaminleri gelişigüzel asla almamanız. Serum D vitamini düzeyleriniz yaklaşık 60 ng/ml'lik konsantrasyonlarda ise zaten nirvanadasınız, daha fazla yukarı çıkmayın derim….

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. F. Hümeyra YerlikayaAydemir Arşivi