Ümmühan Tünen

Ümmühan Tünen

İnfak Medeniyettir

Medeniyet ve infak bir madalyonun iki yüzü gibidir. Freud der ki: “Medeniyetin ilk şartı adalettir”  peki müslümanlara emredilen infak da adaletten değil midir? Elbette ki öyledir. Bazı insanlar kendi sorumluluklarını yerine getirmeyip de suçunu merhametli ve adaletli olan Allah’a isnat etmeye çalışsa da, infak emriyle yeryüzünde bir denge kurulmaktadır.

İslamın dikkatle üzerinde durduğu konulardan birisi de infaktır. İnfak ve nifak kelimeleri aynı kökten gelmektedir. Ne kadar da tuhaf değil mi? Arada çok ince bir çizgi var ve hangi tarafta duracağımız-Beled suresi  8,9,10. Ayetlerden anlayacağımız üzere “Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona hak ve bâtıl şeklinde iki yolu göstermedik mi?” bize bırakılmış. Ekonomini hayatımızın merkezine yerleştirilmesi elbette büyük bir acı fakat infak sadece maddi yönü olan bir durum değil. “Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah, her bakımdan sınırsız zengindir, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir)” buyuruyor Rabbimiz. Hayvanlar için kenara bırakacağınız su veya yemek bile sizden bir şey eksiltmediği gibi size bu hayatta huzur ahiret hayatınızda ise salihat olarak dönecektir.

Hemen hemen her işimizde teknoloji vesilesiyle kolaylık sağlanmakta fakat yine de bir şeyler eksik ki biz bunca kolaylığa rağmen mutlu olamıyoruz. “Sevdiklerinizden infak etmedikçe iyilerden olamazsınız.” (Al-i İmran, 3/92) ayetiyle sayılan yemek yedirme ve misafir ağırlama ile ilgili teşvik ihtiva eden rivayetler, infak medeniyetini doğurmuştur. Evlerde misafirlerin konaklaması için yapılan özel ve müstakil odalar, yol boylarına konaklamak üzere inşa edilen kervansaraylar, herkesin karnını doyurmak üzere açılan imaret ve aşevleri, köylerdeki köy odaları ile buralardaki hizmetin devamlılığı için kurulan vakıflar hep infak duyarlılığıdır. Özünden ve sevdiğinden koparıp vermektir. Bugün de evlerimizde misafir odaları var ama mobilya ve eşyalardan misafirin konaklayacağı pek yer kalmamaktadır. Evler fiziki olarak genişlese de gönüller daraldıkça misafir konaklama yeri bulunamıyor”  oysa biz kökleri infak medeniyetine dayananlarız. Her yerde bir kapmaca yarışına girdik. Gerek sosyal medya gerek gerek dünya bizi ait olduğumuzdan koparmayız başarmak üzere maalesef. Son olarak; “Yaz dostum, yoksul görsen besle kaymak bal ile yaz dostum, garipleri giydir ipek şal ile yaz dostum, öksüz görsen sar kanadın’ kolunu yaz dostum, kimse göçmez bu dünyadan mal ile yaz tahtaya bir daha, tut defteri kitabı ,sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı” diyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümmühan Tünen Arşivi