Yeni bir sayfa açmak… Kulağa klişe geliyor, değil mi? Defalarca duyduğumuz, kimi zaman bıkkınlıkla geçiştirdiğimiz, kimi zaman ise umuda sarılır gibi dört elle tutunduğumuz bir cümle. Ama yine de her şeyin özünde bu var: bir başlangıç.

Hayatın en temel döngüsü bile bunu fısıldar bize. Her gün yeniden doğan güneş, her mevsimin ardından gelen bir diğer mevsim, her nefes alışımız… Her biri, küçük ama anlamlı başlangıçlara işarettir. İnsan unutur bazen. Sanki hep aynı yerde duruyormuş gibi hisseder kendini. Oysa en çaresiz anlarda bile içten içe bir şey başlamak için sabırsızlanır. Bir düşünce, bir karar, belki de sadece bir adım.

Yeni bir işe başlamak, bir ilişkiye başlamak ya da bir alışkanlığı sonlandırmak… Her biri kendi içinde hem korkutucu hem heyecan vericidir. Çünkü başlangıçlar belirsizlik taşır; ama aynı zamanda ihtimallerle doludur. Kimi zaman bir vedadır başlangıç. Kimi zaman da yıllardır cesaret edilemeyen bir adımın sessiz kutlamasıdır.

Toplumda bize sıkça "devam et" denir. İnatla sürdür, vazgeçme, sabret… Ama çok az kişi, "dur ve yeniden başla" der. Oysa bazen asıl cesaret, devam etmekte değil; bırakmakta ve yeniden başlamaktadır.

Bugün yeni bir aya girdik. Belki bir takvim yaprağından ibaret gibi görünebilir. Ama belki de bu yazıyı okuduğun şu an, senin için bir başlangıç olabilir. Büyük hedefler koymaya gerek yok. Bazen sadece farklı bir sokaktan yürümek bile yeterlidir. Yeni bir sayfa açmak için, ille de büyük kararlar gerekmez. Bazen küçük bir niyet bile yeterlidir.

Unutma: Her şey bir başlangıçla başlar. Ve hiçbir başlangıç, geç kalınmış değildir.