Şekerfuruş Mescidi

Bu hafta sizlere bir mahalleye adını veren bir yapıdan bahsetmek isterim; Şekerfuruş Mescidi.

Selçuklu’dan günümüze intikal eden tarihî eserlerden olan mescit, Larende’ye inen Müminehatun Sokağı üzerindedir. Şekerfuruş Mesciti’nin muhafaza edilen kitabesinden öğrendiğimiz üzere Şaban adında bir zatın oğlu olan Şekerfuruş’un esas adı Hasan’dır. Mescit miladi 1220 yılında bu zat tarafından yaptırılmıştır.

Gıyaseddin Keyhüsrev ve I. Alâeddin Keykubat dönemlerinde yaşamıştır. Şekercilik yaptığı için, Şeker Furuş unvanıyla anılmıştır. Zamanın büyük velilerinden ergin ve olgun bir kişidir. Açıktan keramet sahibi evliyalardandır. Kaynaklarda tuzu şeker yapmak gibi kerametlerinden bahsedilir ve kendisi Hoca Fakih’in müritlerindendir.

Zaman içinde hasar gören mescit, 1087 yılında musahib-i şehriyâri Mustafa Paşa tarafından onartılmış,1923 yılında imamı tarafından tamir ettirilmiş, 1961 yılında Eski Eserleri Sevenler Derneğince, 1990 ve 2006 yıllarında da Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore edilmiştir.

Tek kubbeli kübik bir yapıdan oluşan mescidin cephe duvarları, alt bölümleri kuzey cephesindeki sivri kemerli kapı açıklığının üst çerçevesi seviyesinde düzgün kesme taş kaplamalı olup, çatı kotundaki iki sıra kirpi saçak kornişine kadar olan bölümü tümüyle tuğla örgülüdür.

Yapının kuzey, güney ve batı cephelerinin üst bölümünde, kubbe kasnağının aksiyal yönlerine açılmış yuvarlak kemerli ve dışlıkları alçı şebekeli birer pencere yer alır. Doğu cephesinin güney kanadında ve kesme taş duvar yüzeyine açılmış dikdörtgen formlu ve demir parmaklıklı bir pencere ile cephenin kuzey kanadında tuğladan sivri kemerli bir kapı açıklığı bulunmaktadır. Devşirme iki mermer sütunun söve olarak kullanıldığı kapı açıklığında, kemerin üzengi seviyesinden itibaren üst bölümü, tuğla örgülü profilli silmelerle yanlardan ve üstten çerçeve içine alınarak, alınlığında, turkuaz ve patlıcan moru sırlı kesme mozaik çiniler ve düz turkuaz sırlı levha çinilerle geometrik bir kompozisyon oluşturulmuştur. Çinilerin sınırlandırdığı yüzeye de tâ’lik yazıyla dört satırlık Türkçe bir onarım kitâbesi yerleştirilmiştir. Kitâbede, “İş bu Mescid-i Şerîf imâmı tarafından tecdiden tamirine muvaffak olunmuştur ihvan ve erbâb-ı kulûbdan bânî ve muammirini hayır ile yâd ve güzel duâ edilmesi içün rica olunur sene 2 haziran 1339 sene 16 Şevvâl 1341” yazılıdır.

Çini levhalardan birinin üzerinde sadece “Besmele” yazısı kalabilmiştir. Kapı çerçevesinde kullanılmış kare formlu çini mozaiklerin bir kısmı üzerinde de, kesildikleri için okunamayan kimi yazı kalıntılarına tesadüf edilebilmektedir. Kapı açıklığı, onarımlar sırasında, kesme taş duvarlara oturtulmuş ahşap konsolların taşıdığı tek yöne eğimli basit bir ahşap sundurma çatıyla örtülmüştür.

Kıble duvarının ortasındaki mermer mihrap ile güney-batı köşesindeki ahşap vaaz kürsüsü ve güney-doğu köşesindeki ahşap minberi yenidir.

Mescidin adı, Konya şeriye sicillerinde Çifte Kubbe Mescidi olarak da geçmektedir. Mescidin çevresi zamanla dolmuş ve yapı bugün bir hayli çukurda kalmıştır, haziresi de zamanla kaldırılarak yeri bahçe hâline getirilmiştir.Bu nedenle mescidin bahçesinde bulunan mezarlar hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır.

Ecdat yadigârı bu eserlerin kıymetini bilip, tarihimize sahip çıkmak temennisi ve emeği geçen tüm büyüklerimize birer Fatiha hediye etmek duasıyla.

Sevgi ve saygı ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Özel Arşivi