Tülay Gizem Başar

Tülay Gizem Başar

Taraflı Kötülükler…

İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalar devam ederken daha kötü ne olabilir ki diyoruz ve İsrail anlık cevaplar olarak daha kötülerini gözler önüne seriyor. İki gün önce İsrail güçleri, akşam saatlerinde Gazze'de bir hastaneyi hedef aldı. Bu durum medyaya nasıl yansıdı?

Kimileri İsrail’in saldırısını açıkça yazsa da kimileri İsrail’e arka çıkarak ‘Hastanede patlama meydana geldi’ yazdı.

Herkesin bildiği gibi İsrail, Gazze’ye tek başına saldırmıyor. Arkasında sadece Amerika, İngiltere ve Avrupa devletleri yok. Uluslararası medya da bu durumun arkasında.

Bir ‘Gazeteci’ olarak düşününce nasıl gerçeğin çarpıtıldığına tam olarak şahit olup acınası hallerine diyecek bir söz bulamadım.

Geçtiğimiz günlerde Gazze’deki ‘Hastane Katliamı’ İsrail-medya iş birliği ile gerçekleştirildiği ortada.

Almanya’nın resmi haber organı DW, İngiliz yayın kuruluşu BBC ve Amerika’nın en güçlü gazetesi New York Times sivillerin hastanede katledilmesinde rol oynadılar.

BBC, 16 Ekim günü yayınladığı haberle vurulan hastaneyi açıkça hedef olarak ortaya koydu.

DW ise yayınladığı haberde, bir hastanenin vurulmasının “savaş suçu olarak değerlendirilmeyeceğini” ne yazık ki ifade etti.

New York Times ise Gazze’de 500’den fazla sivilin öldüğü hastane saldırısını, “hastanede patlama” ifadeleriyle servis etti. Bu hangi gazetecinin akla mantığa uyacak şekilde yazacağı bir haberdir?

******************************************

Sevgisiz Çağ!

Günlerdir izlediğimiz korkunç savaş manzaraları karşısında değil keyifli bir an geçirmek normal yaşam standartlarımız bile gözüme büyük geliyor.

Ne acı dönemlerden geçiyoruz. Ne acı ki etik ahlakı hiçe sayarak hareket eden ve meydanın sahibi gibi davranan birçok kişinin savunmalarını izliyoruz. Ne korkunç görüntülere maruz kalıyoruz.

Hayatımız bir yanda büyük bir acı, bir yandan kahkahalar ve bir yandan boşluk ile devam ediyor.

Bir yanda küçük çocuklar hayatlarını kaybediyor, bir yanda çocuklar neşe içinde sıcak yuvalarında uyuyor.

Kurgu derslerinde öğretilen ‘Paralel Kurgu’ sanki şu an hayatımıza entegre olmuş gibi.

Bir yanda aileler yok oluyor, bir yanda aileler kuruluyor.

Bir yanda evler Gazze’de bombalanıyor, bir yanda evler daha yaraları sarılamayan ‘6 Şubat Depremi’ sonrası yeniden inşa ediliyor.

Keşke dünyanın tek anlaştığı nokta sevgi ve saygı olsaydı.

O zaman filler tepişirken ezilen çimenler olmazdı.

Masum insanların çocukların canına katleden insanların eli de dili de lal olsaydı…

Masumların canını alarak güç gösterisi yapmak ne zamandan beri savaş ahlakına uygun oldu?

Keşke bu insanlar sevgiden başka hiçbir kelime, duygu bilmeseler.

Elinde ekmek ile ölümü bekleyen çocukları mutlu etmek için çabasalardı.

Bu çirkin dünyadan, güzelliğe çıkmamızın tek kurtuluşu maalesef bu...

Sevgi olmadan bu insanların savaşı asla durmayacak.

Birlik, bütünlük olmayacak. Günlerdir izlediğim korkunç görüntülerden çıkmamız mümkün değil.

Çocukların çaresizliği, annelerin feryadı, dağılan hayatlar.

Geçmişte olduğu gibi ebette durgunlaşacaklar. Ama asla bitmeyecekler.

Çünkü hayatlarında eksik etmedikleri tek şey hırs ve kötülük olmuş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Tülay Gizem Başar Arşivi