Hoca Cihan Kimdir?

Her ilçemizde ve dahi neredeyse her mahallemizde bize yol haritası çizecek bir ilim mimarının bulunduğu bir şehirde yaşıyoruz ki ne mutlu bize. Hayat felsefeleri ve duruşlarıyla bizlere rehber olacak öyle değerlere sahibiz ki gıpta edilmemesi imkânsız. Bu hafta sizler Hoca Cihan’dan bahsetmek isterim. Selçuklu ilçesinde geniş bir bölgeye ismini veren bu şahsiyet kimdir sizce?

Hâce-i Cihan, halk arasındaki unvanıyla Hoca Cihan son derece bilgin, edip, ilim ve sanat adamlarını koruyan devlet görevlilerinden bir zattır. Hazreti Mevlâna ve Sadreddin-i Konevi ile aynı dönemde yaşamıştır. Asıl isminin Süleyman olduğunu ise Yusuf Ağa Kütüphanesi’ne kayıtlı 5467 numaralı kendi el yazısı ile yazmış olduğu kitaptan öğrenilmiştir.

Kendisinin doğum ve ölüm tarihleri net olarak bilinmemekle beraber Sultan Alaaddin Keykubat döneminin önemli devlet ve bilim adamı olarak kayıtlarda geçmektedir. Hoca Cihan’ın, Hoca Ahmet Fakih’in talebelerinden ve Nasreddin Hoca’nın arkadaşlarından olduğu da rivayetler arasındadır.

Esmihan hanımdan dünyaya gelen oğlu Ali Can, hekimlerin tedavi edemediği bir hastalığa tutulduğunda Sadreddin-i Konevi Hazretleri, Ali Can’ı manevî şekilde tedavi etmiştir. Bu olay üzerine Hoca Cihan, bugünkü Sadreddin-i Konevi Camii, zaviye ve kabristanın bulunduğu yerdeki konağı çevresi ile birlikte kendisine hediye etmiş ve Sadreddini-i Konevî talebelerini burada yetiştirmiştir.

Hz. Pir daima konuştuğu gibi nakşeden bir velidir. Sadece Hoca Cihan’ a yazdığı mektupta sanatlı (neşe-i müsecca) ve aynı zamanda kısa ancak kafiyeli bir anlatım kullanmıştır ki bu durum Hoca Cihan’ın yazı ve konuşma dilindeki üslubuna binaen tercih edilmiştir. Bu durum Hz. Pir’in mektubun muhatabına verdiği değeri de göstermektedir.

Mektubunun birinde ise Hz. Pir “Tertemiz canlı sultanların övdükleri sultan, ahir zaman mehdisi, Allah yardımı taline, erlerin nazarına sahip” gibi vasıflarla Hoca Cihan’ı övmektedir.

Selçuklu ilçesinde bulunan Tekke Mezarlığı’nın girişinin sol kısmında bulunan türbenin diğer adı ise Mursaman’dır. Hoca Cihan, sağlığında yaptırmış olduğu türbeye defnedilmiştir. Mursaman isminin nereden geldiği hakkında pek çok görüş ortaya atılmıştır.Konya’nın ileri gelenleri ismin, “mir-i zeman”dan veya “mir-i zeban”dan bozma olduğunu ileri sürerken, İbrahim Hakkı Konyalı ismin Horasanlı’dan bozma olabileceği ihtimali üzerinde durmuştur.

Konyalı, Türbe ile ilgili olarak;

“ Mursaman Türbesi de, halkça bir çok kez sınanmıştır. Türbe tavanının mini mini taş hevenklerle dolu olduğunu gördüm. Sıtmadan kurtulmak isteyenler, o devirde küçük bir taşa bez parçası bağlayarak tavana asarmış. Burası aynı zamanda “ayırt” tekkesiymiş. Hasta çocuklar buraya götürülür, sandukanın yanına yatırılırmış. Eğer çocuk ağlarsa kurtulur, uyursa ölürmüş. Eski halk inanışları ve folklorunu tetkik edenler için bunları kaydetmekte fayda umuyorum.” demiştir.

Şehrimizde bulunan büyüklerimizin kıymetlerini bilip himmetlerine lâyık olabilmek duası ve ruhaniyetlerine birer Fatiha hediye etmek temennisiyle.
Sevgi ve saygı ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Özel Arşivi