Dünya, ekranlarından bir kez daha tarihe ve her şeye rağmen insanlığın bitmediğine tanıklık etti. Gazze’ye insani yardım götürmek ve ablukayı kırmak için yola çıkan Küresel Sumud Filosu, yalnızca denize açılan bir gemi değil; vicdanların, adalet arayışının ve insanlığın sembolü olarak tarihe geçti.
Filonun taşıdığı kutular, sadece un, ilaç ya da temel gıda değildi. O kutular, dünyaya gönderilmiş bir mesajdı: “Sessiz kalmayacağız.” Çünkü Gazze’de yıllardır süren abluka, artık sadece bir bölgenin değil, tüm insanlığın vicdanını kuşatan bir zincire dönüştü.
İşgal güçlerinin denizde gerçekleştirdiği baskın, canlı yayınlarla dünyanın gözleri önünde gerçekleşti. Kimi gözler korkuyla, kimisi öfkeyle, kimisi ise çaresizlikle izledi.
Küresel Sumud Filosu, aslında yalnızca Gazze’ye değil, tüm insanlığa sesleniyor!
Hakikat karşısında suskunluk, en ağır işbirliğidir. Bir toplumun çocukları açken, dünyanın diğer ucunda sofraya oturan bizler de o açlığın tanıklarıyız.
Belki de filonun en büyük başarısı, ablukanın sembolik duvarlarını delmesidir. Çünkü artık mesele, gemilerin limana ulaşıp ulaşmaması değil. Mesele, bu yolculuğun dünya vicdanında açtığı gediktir.
Bugün Gazze sahilinde dalgalar hâlâ aynı ritimde vuruyor kıyıya. Ama o dalgaların taşıdığı ses artık daha gür: “Direniş yalnızca silahla değil, vicdanla da olur.”
Küresel Sumud Filosu, işte tam da bu nedenle bir gemiden çok daha fazlası. O, insanlığın sınavı…