Değerli Okurlar

Bir rivayettir anlatılır: Bir gün Sultan II. Murad Hacı Bayram Veli’nin ziyaretine gider. İstanbul’un fethinden konu açılır. Büyük veli, bir süre başı yerde düşündükten sonra şöyle der: “Sultanım, bana öyle geliyor ki, bu Konstantiniyye şehrini siz alamayacaksınız. Şehir mutlaka Müslümanların eline geçecektir. Lâkin şehrin Müslümanların eline geçmesini siz ve ben göremeyeceğiz. Konstantiniyye’yi sizin şehzadeniz ile benim şu köse el ele vererek fethedecektir.”

“Şehzade,” Henüz doğmamış Sultan Fatih’ti; “Köse” de Fatih’in hocası ve manevî desteği Akşemseddin Hazretleri idi. (Akşemseddin Hacı Bayram Veli’nin talebesidir. Babası mezarı Amasya’ da bulunan "Kurtboğan Evliyası" olarak bilinen Şeyh Hamza’dır.) Sultan Murad şehzadesi Fatih’in eğitimine önem göstererek ona hoca olarak Akşemseddin Hazretlerini atamıştır. Hacı Bayram Veli, Fatih Sultan Mehmet doğmadan İstanbul’un fethini göremeden 1430 yılında haklı çıkarak vefat etmiştir. Bu rivayeti haklı çıkartmak ve peygamberimizin hadisine nail olmak için II. Mehmed, bilinen adıyla Fatih Sultan Mehmed, Avrupalıların deyimiyle Grand Turco (Büyük Türk) 21 yaşında 6 Nisan’da başlayan ve 53 gün süren uzunca bir kuşatmanın ardından bir sürü zorluğa rağmen 29 Mayıs 1453 günü, tarihte 32 kez kuşatılan İstanbul fethederek ve Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu yıkmış, yeni bir çağ başlatmıştır. İşte bu gün, her yıl fethin yıldönümü olarak kutlanır. Seçimlerin gölgesinde önceki gün İstanbul’un fethinin 570. yılı kutlandı. Bu vesileyle tüm atalarımızı, kahramanlarımızı, vatan uğruna can veren şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Sultan Alparslan’ın 1071 Malazgirt Zaferi ile birlikte Türklere açtığı Anadolu kapıları, Fatih’in İstanbul’u fethiyle perçinlenmiş ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millî sınırlar içerisinde vatan bir bütündür bölünemez.” sözüyle bize vatan olmaya devam etmiş, yüzyıllar boyunca bizlere başkentlik etmiş olan bu şehrin jeopolitik, ekonomik ve siyasi önemi günümüzde de halen devam etmektedir. Bundan sonra da inşallah medeniyetlerin kardeşliğinin, barışın, hoşgörünün şehri olarak devam edecek ve bizden sonraki nesillerimize kalacaktır.

Lakin artık tüm ülke olarak seçimlerin verdiği gerginlik ve belirsizliği millet olarak üzerimizden atarak, enerjimizi, önümüzde bulunan zorlukları aşmak için harcamalıyız. Hepinizin malumu bizleri zor günler bekliyor. Toplum olarak hepimizin genel sorunları ve memnuniyetsizlikleri, siyasilerimizden istekleri ortak… Ekonomik sorunlara, hayat pahalılığına ve genç işsizlik oranlarına, mültecilerle ilgili sorunlara yoğunlaşarak ülkemizi daha yaşanabilir bir hale getirmeleri temennisiyle…

Sağlıcakla kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Halil Öz Arşivi