
Şule GÜMRAH
Alevlerin Gölgesinde Bir Yaz Daha
Alevlerin Gölgesinde Bir Yaz Daha
Son günlerde birçok şehrimizde başlayan ve günlerce söndürülemeyen yangınlar yüreğimizi yakmaya devam ediyor. Her yaz, adeta bir kader gibi, ciğerlerimizi yakan bir haberle uyanıyoruz: orman yangınları. Yemyeşil coğrafyamızın bir bölümü daha alevlere teslim oluyor, binlerce ağaç kül oluyor, canlılar evsiz kalıyor ve bizler, bir kez daha çaresizce izliyoruz bu yıkımı. Bu sadece yanan ağaçlar değil; bu, geleceğimizden koparılan bir parça, ekolojik dengemize vurulan büyük bir darbe.
Bu yıl da durum farklı değil. Hatay'dan Manisa'ya, İzmir'den Muğla'ya kadar pek çok ilimizden yangın haberleri geliyor. Gökyüzünü kaplayan duman, ciğerlerimize dolan is kokusu... Haber bültenlerinde helikopterlerin, uçakların cansiperane mücadelesini izliyoruz, karadan alevlere karşı koyan kahraman itfaiyecilerimizi, orman personelini görüyoruz. Onların mücadelesi takdire şayan. Ancak bu mücadelenin her yaz, daha da şiddetlenerek devam etmesi, bizlere bir şeylerin eksik olduğunu, bir yerlerde yanlış yaptığımızı haykırıyor.
Peki, bu yangınlar neden bu kadar sık ve yıkıcı oluyor? İklim değişikliği, kuraklık ve sıcak hava dalgaları elbette önemli faktörler. Ancak göz ardı edemeyeceğimiz bir diğer gerçek de insan faktörü. Kasıtlı kundaklamalar, ihmal sonucu çıkan yangınlar... Kimi zaman bir piknik ateşinin sönmeden bırakılması, kimi zaman atılan bir sigara izmariti, kimi zaman da kötü niyetli ellerin sebep olduğu bu felaketler, doğamıza telafisi güç yaralar açıyor.
Yangınlar sadece ağaçları ve hayvanları değil, insanları da etkiliyor. Köyler boşaltılıyor, evler küle dönüyor, yaşam alanları yok oluyor. Yangın bölgesinde yaşayanların travması, uzun süre geçmeyecek derin izler bırakıyor. Ekonomik kayıplar da cabası. Tarım alanları, turizm gelirleri, hepsi bu yangınlardan nasibini alıyor.
Artık sadece "geçmiş olsun" demekle yetinemeyiz. Bu felaketlerle mücadelede daha etkin ve kalıcı çözümler üretmek zorundayız. Önleyici tedbirler hayati önem taşıyor: Orman yollarının düzenli bakımı, yangın gözetleme kulelerinin ve ekiplerinin artırılması, erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, halkın bilinçlendirilmesi... Her birey, ormanları koruma sorumluluğunu taşımalıdır.
Yangınlara sebebiyet verenlerin en ağır şekilde cezalandırılması da caydırıcılık açısından büyük önem taşıyor. Çünkü yanan sadece ağaçlar değil, aynı zamanda geleceğimizdir. Bu yaz da alevlerin gölgesinde yaşıyoruz. Umarız bu acı tecrübelerden ders alırız ve gelecek yazlara daha yeşil, daha güvenli bir Türkiye bırakabiliriz. Aksi takdirde, her yaz aynı acı senaryoyu izlemeye mahkum kalacağız.