
Yılmaz Sandıkcı
Kurtlar ve Koyunlar
İsterseniz Suriye üzerinden, isterseniz Türkiye üzerinden, isterseniz Sudan veya Libya üzerinden hayal kurarak okuyun;
*
Doğada özgürce yayılan koyunları yakalıp, hapsedip, istedikleri zaman birinin tadını çıkarmayı öğrenen beşer türü zamanla hayvancılıkla geçinen toplumlar kurmuş.
*
Otu bol yerlere yerleşip, köyler, şehirler oluşturmuş. Koyunları da doğaya salmış bazen. Kendini özgür sansa da koyunlar ancak çobanın istediği, sınırları belli yerlerde gezmiş.
*
Aynı doğada özgür yaşayan kurtlar, koyunları esir alanlar yüzünden aç kalınca, hayvancılık ile geçinen toplumlara yakın gezmeyi öğrenmiş.
*
Kurtların çoğaldığı dönemlerden birinde, koyunlarını korumak isteyen köylüler bir yandan yetişkin kurtlara karşı tuzaklar kurarken diğer yandan yavru kurtları yakalayıp, aç bırakıyormuş. Kurtlara karşı kinleniyormuş. Çünkü koyunlarını çalışıyomuş kurtlar. Oysa koyunları doğadan çalan kendileriymiş…
*
Doğanın düzenini bozan beşer, kendi yanlışını sorgulamak yerine, doğa kurallarına uygun yaşamaya çalışanları suçlamaya başlamış. Ve tabi ki konuşa konuşa kendini haklı çıkarmış. Özgürlüğü hatırlatan kurtlara karşı kini de gittikçe artmış. Öyleki açlıktan ölmek üzere olan bazı yavruların önüne tuzağa düşürdükleri zayıflamış kurtları atıp, olanları izleyerek eğlenir olmuşlar. Kurda canavar diyen beşer canavardan da canavarmış alsında ama konuştuğu zaman haklı çıkmayı, koyunları ikna etmeyi biliyormuş…
*
Tuzaktaki çaresiz zayıf kurtları yenerek yaşama tutunabilen yavru kurtlar ise kendilerine bu imkanı veren insana boyun eğmeyi öğrenmiş. Tok olmayı özgür olmaya tercih eden bazı yavrular, koyunlar ile birlikte “insan” denen canavarın esiri olmuş.
*
İnsan, esir yetişen bu kurtları, özgürlüğü için canını vermeye hazır olan kurtların üzerine salarak kendi ahırını güvende tutmaya başlamış. Beni yakan kibriti de benim ağacımdan yaptı bu insan, diyen orman misali.
*
İslam düşmanı emperyalist güçlerden kapitalist olanlar, komünist olanları yenebilmek için bazı müslümanları adını Siyasal İslam koydukları bir projenin içine aldı. Müslümanları da kullanarak komünist İslam düşmanlarını yendi. Aslında Müslümanları kullanarak kendi düşmanını yendi kapitalistler.. Sonra sıra müslümanlara geldi.
*
Siyasal İslama kanan müslümanlar eliyle Allah’ın İslam dinine iman eden müslümanları zayıflatma, kontrol altında tutma aşamasını yönetiyor şimdi İslam düşmanı emperyalist güçlerden kapitalist olanlar. Hem de ne yönetiyor!
*
Müslüman Türk genci, ben Türk ülküsü için canımı veririm diyor ama emperyalizmin dünyayı paylaşamadığı için çıkan savaşta İslam düşmanı emperyalist güçlerden kapitalist olanların işgaline karşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşına bile düşman olmuş bazı yavrularımız. Emperyalist İslam düşmanlarını yenerek ve özgürlüğünü kazanabilen ilk müslüman devlet olan Türkiye Cumhuriyetine bile düşman olmuş bazı yavrularımız!
*
Hangi Türk ülküsü için canımı veririm diyorsun sen ey yavru? Kimin yalanına kanıyorsun sen, kimi yalanını yayıyorsun sen?
*
Kendi özgürlüğüne, özgürlüğü sağlayana düşmanlık edenlerin zihniyeti, neyin esareti ile açıklanabilir? İslam dini mi? Olmaz!... Gelenekler mi? Hiç olmaz!... Siyasal İslam projesi mi? Bi dakka! Allah’ın dini İslamı, bir insan projesine çevirerek kullananlara kananlar varsa da olmaz!...
*
Olmaz çünkü düşman kurdu kurda kırdırır sonra koyunların başına tek başına oturur… Uyanmak, uyarmak duası ile kanmayı bırakıp, işin aslını arayanlara selamlar.