
Yılmaz Sandıkcı
Merak Günah Mı?
Geçtiğimiz günlerde Katarlı, Arap bir müşterim, “İslam’a göre merak günahtır” dedi. Önce şaşırdım sonra, “merak nedir” diye merak etmeye başladım. Merak, bir şeyi anlamak, öğrenmek, görmek vb. için duyulan istek olarak tanımlanırken, günah olacak tarafını bu kadar öne çıkarmak nedendir?
*
Merakın öğrenmenin ilk adımı. Aklın, düşüncenin kıvılcımı, bilimin motoru delişmenin dinamosudur. Fark ettim ki “merak günah” diyen kişinin “merak” sözünden anladığı şey ile, benim anladığım şeyler çok farklıydı. Ve işin kötüsü bu farkı farketmeden din adına konuşarak çocuklarımıza merak etmeyi, sorgulamayı, düşünmeyi yasaklayanlarda vardı. Öyleyse, sağlıklı bir iletişim kurmak için sözcüklerin farklı anlamlarını da dikkate alarak bütünsel bir konuşma yapmalıyız diye düşündüm.
*
Merak sözcüğünün kökenin öğrenmek için etimolojisine baktığımda; yeterli bir sonuç bulamasam da Arapçada “incelme,duyarlık göstermek” anlamı veren bir kelimenin kökünden türemiş gibi… Latincedeki kaynağı ise “dikkatli, özenli, çalışkan” anlamı veren sözcüklerden türemiş görünüyor merak. Zaman içinde, merak sözü bilimde, felsefede, dinde ayrı anlamlar verecek şekilde kullanılır olmuş. Kafa karışıklığı bundan.
*
Merak sözcüğüne İslam dini açısından bakınca da anlamının yeterince doğru anlaşılmadığı anlaşılıyor. Çünkü İslamda merak için günahtır diye kestirip atan bir hüküm yok, tam tersine sözcüğün farklı anlamlarına göre farklı hükümler var. Yani bize söylenen “merak günahtır” sözündeki yanlışlığın sebebi, İslam dini değil, birçok diğer sözcükte olduğu gibi dini anlamadan konuşanlar olduğu anlaşılıyor!
*
Kur’an’da merak etmeyi teşvik eden olduğu kadar yasaklayan ayetler de var. Yani anlam açısından tek bir “merak” yok! Bu durumda hangi merak günahtır? Sorusu çıkıyor! Örneğin; Gâşiye suresinin 17. ve 18. ayeti “Peki onlar devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bakmazlar mı?” diyerek müslümanları doğayı merak etmeye çağırıyor. Kur’an’da Allah onlarca kez “hiç akletmez misiniz?” diye sorarken de beşer türünü düşünmeye, sorgulamaya, öğrenmeye teşvik ediyor… Bu eylemlerin merak duygusu ile başladığı bilinmiyor mu sanki?
*
Öte yandan, başkasının özelini, gizlisini araştırmak, gaybı, geleceği bilmeye çalışmak gibi konulardaki merak teşvik edilmiyor İslam’da ve kötülenip, yasaklanıyor. Bu ahlakın da gereği!... İki kişi konuşurken, ne konuştuklarını merak edip gizlice dinlemek bu yüzden hem ayıp, hem günah. Çünkü konunun bağlamını bilmeden yapılan dinlemeden yanlış anlamalar oluşabileceği ve bu yanlış anlamaların da kötü sonuçlara sebep olabileceği çok açık değil mi.
*
Demek ki İslam dini, salt merakı değil, merakın kaynağını dikkate alarak, merakın kaynağına göre farklı hükümler veriyor. Genellemeci, bodoslama bir hüküm vermiyor. Ancak dini anlayacak kadar düşünemediği halde konuşan müslümanlar, analitik düşünmeyi bilmeyen beşer türü, bodoslama hükümler vererek “doğru bilgiler ile bile müslümanları yanlış yollara" saptırabiliyor.
*
Bir de konuya doğa ve bilim açısından bakalım; bilim; doğanın yaratılış varoluş şeklini anlama çabasıdır ve dolayısı ile bilim, yaratıcının doğaya gizlediği kuralları, formülleri, sistemleri, örüntüleri bulmaya anlamaya çalışır. Bu çalışma için de merak gerekir. Bilimsel merak…
*
Bilim tarihine bakalım; ağaçtaki elma Newton’un başına düştüğünde “elmanın neden yere düştüğünü merak eden” Newton, bu merakının gereği sorular sorar ve cevap bulma çabasına katılan diğer “meraklı” kişiler ile birlikte zaman içinde yerçekimi diye açıklanan kavramın çevresinde, insanlığın uzaya gitmesini sağlayan roketlerin çalışma prensiplerini belirleyen bir bilimler zinciri doğar. Aynı şekilde bir de bizim Nasrettin hocamıza bakın; ağaçtaki ceviz başına düştüğünde ne demişti? Hatırlayın! Dedelerde merak olmazsa, torunlar bilim yapamaz!
*
Savaşlar artık cephede bilek gücü ile yapılmıyor, savaşlar artık her yerde, göklerde ekonomide, ekranlarda beyin gücü ile üretilen bilim ve teknoloji ile yapılıyor. Peki bilimsel merak duygusunu bastıran toplumlar ne yapıyor? Bugün kimya, biyoloji, psikoloji, sosyoloji, tarih, tıp, mühendislik, sanayi, teknoloji hepsi de merakın ürünü değil mi? Bu yüzden “merak günahtır” genellemesi büyük bir haksızlık olmaz mı? “Merak güçtür” demek gerekmez mi?
*
Öte yandan, başkalarının özel hayatına, magazin dedikodusuna duyulan merak ile evrenin, yaratılışın, varoluşun sırların, kendimize, yaratana karşı duyacağımız merakı aynı kefeye koyamayız değil mi, koymamalıyız. Bu yanlışı yapanlar, ve bu yanlışa sorgulmadan kananlar hem din adına, hem tarih hem de siyaset adına kolayca aldanırlar. İnsan kılığında insanlık düşmanlarına hizmetçi olurlar…
*
Merak aklın uyanması, ayağa kalkmasıdır ama nereye doğru yürüyeceğini seçmek bize düşer. Bu da düşünme biliminin konusuna girer, eğer merak, felsefedeki anlamı ile aklı uyandırırsa bilim, teknoloji, gelişme getirir ama tersi durumda fitne.. Peki “İslam’a göre felsefe günahtır” diyenlerin niyeti ne? Niyeti belirleyen kişinin bilinç seviyesi ile takvasıdır. Bilinç yoksa takva olur mu? Selam ve dua ile…