Psk. Mehmet AKER

Psk. Mehmet AKER

Görünmez Yaralar: Akran Zorbalığı

Görünmez Yaralar: Akran Zorbalığı

Hepimizin çocukluk albümünde birkaç bulanık kare vardır. Yalnızca gözümüzün önünden gitmeyen anılar değil bunlar; bazen bir teneffüste herkesin ortasında duyduğumuz alaycı bir kahkaha, bazen de okul çantasını gizlice çöpe atan bir “arkadaşın” yaptığı küçük bir ihanettir. Üzerinden yıllar geçse de izleri kolay kolay silinmeyen türden. Daha acısı ise, bir ebeveyn olarak aynı senaryonun bu kez başrolünde çocuğunuz olduğuna tanıklık ettiğinizde başlar. Yani, "bu döngü hiç kırılmıyor mu?" sorusu düşer insanın içine. İşte bu yazı, o soruya verilen bir cevabın ilk satırı olsun istiyoruz.

Akran Zorbalığı Nedir?

Akran zorbalığı; bir ya da birden fazla çocuğun, başka bir çocuğu fiziksel, sözel, sosyal ya da dijital yollarla tekrar eden ve kasıtlı biçimde incitmesidir. Burada dikkat çeken en önemli unsur "süreklilik" ve "güç dengesizliğidir." Zorba, genellikle karşısındakini güçsüz, yalnız ya da savunmasız olarak görür. Kurban ise çoğu zaman sesini çıkaramayacak, yardım isteyemeyecek kadar örselenmiştir.

Gerçek Hayattan Bir Kesit

Geçtiğimiz aylarda bir danışanım, 12 yaşındaki oğlunun okulda sürekli olarak “kız gibi” davranmakla suçlandığını anlattı. Çocuğun teneffüslerde yalnız bırakıldığı, top oynarken "sen yedek kal" denilerek dışlandığı bir düzene dönüştü bu durum. Çocukta başlayan mide ağrıları, uykusuzluk ve ders başarısındaki ani düşüşün sebebi, fiziksel değil psikolojik bir saldırıydı. Bu hikâye ne yazık ki istisna değil.

Zorbalığın Türleri

Akran zorbalığı birkaç başlık altında incelenebilir:

  • Sözel Zorbalık: Lakap takmak, küçümsemek, aşağılayıcı şakalar.
  • Fiziksel Zorbalık: Vurma, itme, eşyalarını almak ya da zarar vermek.
  • Sosyal Zorbalık: Gruptan dışlama, hakkında dedikodu yayma.
  • Siber Zorbalık: Sosyal medyada hakaret, özel bilgileri paylaşma, iftira.

Özellikle ergenlik döneminde siber zorbalık, intihara varan trajik sonuçlar doğurabiliyor. YouTube’da yayınlanan bir belgeselde (bkz: Audrie & Daisy, Netflix), siber zorbalık sonucu intihar eden genç kızların hikayesi anlatılıyor. Bu gerçekler, zorbalığın yalnızca okul duvarlarında kalmadığını, cep telefonlarına, bilgisayar ekranlarına kadar sızdığını gösteriyor.

Zorbalığın Görünmeyen Etkileri

Zorbalık yalnızca mağduru değil, uygulayanı da şekillendirir. Araştırmalar, zorba çocukların ilerleyen yaşlarda daha yüksek oranda suça karışma, madde kullanımı ve antisosyal davranışlar gösterdiğini ortaya koyuyor. Mağdur çocuklarda ise depresyon, özgüven kaybı, okuldan kaçma ve intihar eğilimleri gözlemleniyor. Kimi çocuklar sessizleşiyor, kimi ise öfkeye sarılıyor.

Zorba da çoğu zaman kendi yaralı çocuğudur. Görünürde baskın ve sert olsa da, altında değersizlik, ihmal ve güçsüzlük hissi vardır. Bu çocuk, evde duygularını ifade edememiş, kendi sınırları ihlal edilmiş, şefkat yerine eleştiriyle büyütülmüş olabilir.

Bu Davranışlar Nereden Geliyor?

Bir çocuğun zorba olması, çoğu zaman sadece onun seçimi değildir. Aile, medya ve toplumun birleşik etkisiyle şekillenen bir süreçtir bu. Şiddetle çözülen problemleri evde gözlemleyen bir çocuk, benzer davranışları arkadaş ortamına taşır. “Babası annesine bağırdı, ben de sınıf arkadaşımı azarladım.” Bu fark edilmeyen öğrenme zinciri, davranış kalıplarını içselleştirmeye neden olur.

Öte yandan medya ve dijital içeriklerdeki “güçlü olursan ayakta kalırsın” mesajı, çocukları yarış, güç ve hükmetme duygularıyla dolduruyor. Süper kahramanlar, dövüş oyunları, reality şovlar… Empati yerine rekabet öğretiliyor.

Aşırı Korumacılık da Bir Risk

Bir çocuğu sürekli korumak, onun her adımını gözetmek de kurbanlaşma riskini artırır. Çünkü bu çocuk, kendi başına hayır demeyi, sınır koymayı, zorlukla başa çıkmayı öğrenemez. Hayatla karşılaştığında donakalır. Korunmuş fanusta büyüyen çocuklar, zorbalar için kolay hedef haline gelir.

Ne Yapabiliriz?

Akran zorbalığını önlemek için yalnızca çocuğa değil, çevresine de müdahale etmeliyiz. İşte bazı somut adımlar:

  1. Empati Eğitimi: Okullarda duygu farkındalığı ve empati becerileri üzerine yapılan çalışmalar, zorbalığı ciddi oranda azaltıyor. (Bkz: Roots of Empathy programı, Kanada)
  2. İzleme ve Müdahale: Okul yönetimi, zorbalığı görmezden gelmemeli. Anonim bildirim sistemleri kurulmalı.
  3. Aile Eğitimi: Aile içi iletişim güçlendirilmeli. Anne babalar çocuklarının duygusal ihtiyaçlarını okuyabilmeli.
  4. Dijital Okuryazarlık: Çocuklara dijital dünyadaki davranışların sonuçları öğretilmeli.
  5. Destek Grupları: Hem mağdurlar hem zorbalar için rehberlik çalışmaları yapılmalı. Zorba da yardım almalı.

Önerilen Kaynaklar:

  • Kitap: Barbara Coloroso – Zorbalığı Durdurmak
  • Belgesel: Audrie & Daisy (Netflix)
  • Podcast: “Raising Good Humans” – Dr. Aliza Pressman
  • Eğitim Programı: UNESCO’nun “School Violence and Bullying” raporu.

Son Söz

Zorbalıkla mücadele, yalnızca çocukların değil, hepimizin sorumluluğu. Kimi zaman okul sıralarında başlayan bir yara, yetişkinlikte bir başka yara açar. Bu döngüyü kırmanın yolu, çocuklarımızı yalnızca akademik başarıya değil, insani değerlere göre de beslemektir. Her çocuk, duyulmak, görülmek ve anlaşılmak ister. Onlara bu zemini sunarsak, zorbalık değil, dayanışma kazanır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Psk. Mehmet AKER Arşivi