
Psk. Mehmet AKER
Sevgi Yoksunluğu: Kökler, Tonlar ve Yeniden Büyüme
Hepimizin içinde bir yerlerde yankılanır şu his: “Keşke biraz daha sevilseydim...”
Birçoğumuz çocukluğumuzda duygusal olarak tam anlamıyla doyurulmadık. Bu eksikliğin nasıl ortaya çıktığı ve bugün bizi nasıl etkilediği ise kişisel bir serüvendir. Bu yazıda, sevgi yoksunluğunu farklı bir perspektiften ele alacağız, duygusal bir keşif yolculuğu gibi.
1. Köklerde Saklı Güvensizlik
Bazı çocukluklar, “güvenli bağlanma” değil; “temkinli bağlanma” ile şekillenir. Anne-babanın sevgisi koşula bağlanmış olabilir ya da duygusal yakınlık eksik kalmıştır. Bu durum, sevgiye dair içsel bir tedirginlik yaratır, sevilmenin ne zaman biteceğine dair daimi bir endişe...
- Örnek: Elif, çocukken annesi sık sık “Dikkatli ol!” dermiş. Kucağa değil, uyarılara alışmış. Bugün ilişkilerinde sevmek kadar sevilmek de ona zorluk yaşatıyor.
2. Yalnız Olmak Yetmez; Anlaşılmak Gerek
İnsan sosyaldir ama gerçekten duyulmak başka bir şeydir.
Yüzlerce kişiyle temas halinde olmak, ruhsal olarak bağlantıda olmak anlamına gelmez.
- Örnek: Ahmet, her gün onlarca mesaj alıyor ama en çok bir arkadaşının “Bugün nasılsın?” diye sorması rahatlatıyor onu. Çünkü sadece varlığı değil, duyguları da görülmek istiyor.
3. Düştüğümüz Değer Tuzakları
Düşük öz-değer, sevgiye görünmez yasak tabelaları koyar.
“Ben buna layık değilim.” inancı varsa, sevgi gelse bile onu kabul etmek zorlaşır.
- Örnek: Serap, sevgilisi ona “Saçların çok güzel olmuş.” dediğinde “Ne alakası var, daha yeni kestirdim.” diyerek iltifatı küçümsüyor. Ama aslında altında “Gerçekten mi? Yoksa sadece hoş görünmek için mi söylüyor?” şüphesi var.
4. Geçmişten Gelen İzler
Bazı ilişkiler, geçmişin travmalarını tetikler.
Bir aldatılma, bir terk edilme ya da bir ihanet... Bazen bunlar tekil bir olay gibi görünse de, zamanla insanın ilişkilerdeki davranış kalıplarını şekillendirir. Bu izler, fark edilmedikçe geleceği sabote etmeye devam eder.
5. Yalnızlıkta Saklı Güç
Yalnızlık her zaman bir ceza değildir. Bazen kendinle kalmak, içsel sesini duymak ve yaralarını görmek için bir fırsattır. Ancak bu yalnızlık, anlamlı bağlarla dengelenmediğinde, bir boşluk hâline gelir ve duygusal açlık büyür.
Tamir Atölyesi: Kendinle Yeniden Bağ Kurmak
1. Derin Bir İç Görü: Profesyonel Rehberlik
Terapist; geçmişi kurcalayan biri değil, iç dünyanı anlamana yardımcı olan bir rehberdir.
- Örnek: BDT sürecinde kişi, “Her şey kontrolümde olmalı” düşüncesinin arkasındaki korkuları fark eder. Bu farkındalıkla, daha sağlıklı düşünme biçimleri gelişir.
2. Kendinle Kucaklaşma: Öz‑Şefkat
Kendine nasıl davrandığını fark etmek, iyileşmenin ilk adımıdır.
- Egzersiz: Aynada kendine bakıp, “Sen değerlisin. Hatalarınla, eksiklerinle bile sevilmeyi hak ediyorsun.” demek ilk başta yapay gelse de zamanla iç sesi dönüştürür.
3. Anlamlı Bağlar Kurmak
Kalabalıklar değil, derin bağlardır ruhu iyileştiren.
- Etkinlik önerisi: Birlikte yemek yapmak, doğada yürüyüşe çıkmak, kitap paylaşımı gibi basit ama anlamlı etkinlikler, ilişkileri besler.
4. Anda Kalmak, Duyulara Dönmek
Zihni geçmişten ya da gelecekten koparıp şimdiye getirmek iyileştiricidir.
- Pratik: Her gün “Bugün beni mutlu eden 3 küçük şey”i yazmak, farkındalığı artırır.
5. Bedenle Temas: Oksitosin ve Güvende Hissetme
Fiziksel temas, biyolojik olarak da iyileştiricidir.
- Deneyin: Sıcak bir duş, bir sarılma, bir evcil hayvanla temas... Bunların hepsi oksitosin salgılatır ve kendini daha güvende hissetmeni sağlar.
6. Rutinler ve Küçük Kazanımlar
Rutinler, hayatın zeminini oluşturur.
- Öneri: Her gün “Bugün kendim için ne yaptım?” sorusunu yanıtlayın. Bir fincan çay içmek bile bir başlangıç olabilir.
Kapanış
Sevgi bir ihtiyaç değil, bir içsel kaynak. Ve bu kaynak bir dönem kurumuş olsa bile, yeniden canlandırılabilir. Bu bir maraton; sabır, farkındalık ve şefkatle ilerlenir.
Eğer içinizde bir yer hâlâ eksik hissediyorsa, unutmayın: Aradığınız şeyin ipuçları zaten sizde saklı. Belki biraz tozlu, biraz unutulmuş... Ama hâlâ orada.
Sık Sorulanlar
- Sevgi eksikliği neden tekrarlanıyor?
Çocukluktan gelen içsel şemalar, benzer ilişki döngülerini tekrar tekrar yaşatabiliyor. - Sadece terapi yeterli mi?
Terapi mükemmel bir başlangıçtır; ancak dış dünyada da yeni bağlar kurmak gerekir. - Ne kadar sürede iyileşme görülür?
Bu kişiye göre değişse de, düzenli uygulamalarla 3–6 ay içinde anlamlı ilerlemeler gözlemlenir.