Yalnız Kendine Dolu Yürekler

Bazen bir insanla uzun uzun konuşursunuz ama aslında hiç kimseyle konuşmamış gibi hissedersiniz. Çünkü karşı nızdaki yalnızca kendi sesiyle meşguldür; sizi duymak, anla mak ya da yer açmak gibi bir niyeti yoktur. Yüreği sadece kendiyle dolu olan insanlar dan bahsediyorum. Görünür de kalabalıkların içindedirler ama iç dünyalarında sadece kendilerine yer vardır. Bu insanlar çoğunlukla yüksek sesle konuşurlar ama içten içe sessizdirler. Çünkü başka bir ruhla temas kurma becerilerini zamanla kaybet mişlerdir. Onlar için bir diya log, karşılıklı akış değil; kendi düşüncelerini duyurmak için bir monolog alanıdır. Size soru soruyormuş gibi yapar lar ama cevabınızla ilgilen mezler. Çünkü esas ilgilendik leri, kendi düşüncelerinin bir yankısını duymaktır. Bu tür yürekler aslında bir tür yalnızlığın esiridir. Kendilerini merkeze koydukça, etrafların daki dünyayı dışarıda bıra kırlar. Oysa gerçek paylaşım, kendinden bir adım geri çe kilip başkası için yer açmayı gerektirir. Empati, başkasının yüreğine misafir olma cesa reti ister. Ama yüreği sadece kendiyle dolu olanlar, misafir ağırlamaktan çok kendi ayna larında kaybolmayı seçerler. Peki bu insanlar kötü müdür? Hayır, çoğu zaman değil. Belki incinmiş, belki unutulmuş, belki de hiç dinlenmemiş bir geçmişin yorgunluğuyla do ludur içleri. Kendini anlatma arzusu, anlaşılma özleminden doğar. Ama bu özlem, başka larının da anlaşılmak iste diğini unutursa, körelen bir yalnızlığa dönüşür. Yüreği sadece kendine dolu olanlara kızmadan önce, onların taşıdığı yükü anlama ya çalışmak gerek. Ancak bu anlayış, onların da kendi iç çeperlerinden çıkma cesa retini göstermesiyle anlam kazanır. Yoksa bu tek taraflı çaba, yeniden bir suskunluğa dönüşür. Belki de hepimiz zaman zaman bu hale geliyoruz: Yalnızca kendimize kulak kesildiğimiz, başkasını duy mayı unuttuğumuz anlarımız oluyor. Ama önemli olan, bu aynada uzun süre kalmamak. Arada başımızı kaldırıp etrafı mıza bakmak; bir başkasının gözlerine, hikâyesine ve ses sizliğine yer açmak. Çünkü yüreğin gerçek zenginliği, sadece kendini değil, başkala rını da taşıyabildiğinde ortaya çıkar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Büşra Köse Arşivi