Miâdı Dolan Dostluk

Hayatımızda bazı insanlar vardır; bir gün tanışırsınız ve sanki yıllardır tanıyormuşsunuz gibi gelir. Sohbetler kendiliğinden akar, sırlar paylaşılır, kahkahalar birbirine karışır. Sanki dün başlamış gibi hissedersiniz, ama aslında bir ömürlük bir bağ kurduğunuza inanırsınız. İşte tam da bu yüzden, o "bir anda" biten arkadaşlıklar, kalbimizde derin bir yara açar. Ne oldu, nasıl oldu, neden oldu soruları zihnimizi kemirir durur.

Oysa dün her şey yolundaydı. Bir şaka paylaştınız, bir plan yaptınız, belki de birbirinizin zor zamanlarında destek oldunuz. Sonra bir sabah uyanırsınız ve sanki görünmez bir duvar örülmüştür aranıza. Mesajlarınıza cevap gelmez, aramalarınıza dönülmez, ortak tanıdıklar bile bir tuhaf bakar yüzünüze. Bir anda, o sımsıcak bağın yerini, buz gibi bir sessizlik alır. Bu sessizlik, bazen bir tartışmanın, bazen yanlış anlaşılan bir sözün, bazen de hiç anlaşılmayan bir sebebin sonucudur.

Bu tür ani kopuşlar, insanı derinden sarsar. Bir ilişkideki yavaş yavaş soğuma, kabullenmesi daha kolay bir süreç olabilir. Ama bir anda gelen bitiş, tıpkı saplandığı yeri tam olarak göremediğiniz bir ok gibidir. Acıtır, kanatır ama nedenini bulmak zordur. Bu durum, insanı kendine dönüp "Ben neyi yanlış yaptım?" diye sorgulamaya iter. Oysa her zaman sizinle ilgili olmak zorunda değildir. Bazen hayat, insanları farklı yönlere çeker. Bazen birilerinin öncelikleri değişir. Bazen de insanlar, kendilerini açıklama gereği duymadan sessizce uzaklaşmayı tercih eder.

Bu ani vedalar, bize insan ilişkilerinin kırılganlığını hatırlatır. Bir bağın ne kadar güçlü olursa olsun, özen gösterilmesi gereken bir yapı olduğunu gösterir. Belki de bize, ilişkileri sürekli beslemenin, iletişimi açık tutmanın ve karşılıklı anlayışın ne denli önemli olduğunu fısıldar.

Peki, böyle bir durumla karşılaştığımızda ne yapmalıyız? Öncelikle, bu acının normal olduğunu kabul etmek gerekir. Yas tutmak gibi bir süreçtir bu. Ardından, kendinizi suçlamaktan vazgeçmek önemlidir. Her zaman her şey bizim kontrolümüzde değildir. Ve son olarak, belki de en önemlisi, hayatımıza giren ve çıkan her insanın bize bir şeyler öğrettiğini fark etmektir. Kopan her bağ, bir boşluk bıraksa da, yeni bağlar kurmak ve mevcut dostlukları daha da güçlendirmek için bir fırsat sunar. Unutmayın, bazı vedalar, aslında yeni başlangıçların habercisidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Büşra Köse Arşivi