Muhammed Mustafa Çetinkaya

Muhammed Mustafa Çetinkaya

Mayıs mı Geldi, Yoksa Şubat mı?

Mayıs geldi. Takvim öyle söylüyor.

Ama pencereden dışarı baktığımda gri bir gökyüzü, omuzları çökerten bir rüzgâr ve inadına ince ince yağan bir yağmur var.

Hava ne tam kış ne tam bahar...

Sanki karar verememiş gibi. Aynı bizler gibi.

Konya'nın göbeğinde, Mayıs ayının ilk günlerini yaşarken, pencereden dışarı baktığımda gördüğüm manzara adeta bir zaman yolculuğu gibi. Yeşil filizler yerine, gri gökyüzü ve ürperten bir soğuk...

Hani derler ya "aklı karışık" diye, işte tam da öyle bir havayla karşı karşıyayız. Sanki takvimler şaşmış, baharın müjdecisi Mayıs, kışın soğuk nefesiyle gelmiş.

Geçtiğimiz kış da farklı değildi aslında. Ocak ayında parklarda tişörtle oturanları gördüğümüzde, "Küresel ısınma bizi iyice şaşırttı" diye düşünmüştük.

Şimdi ise Mayıs ayında kaloriferleri yakmak zorunda kalmak, bu şaşkınlığımızı katbekat artırıyor. Belki de kendi konfor alanımızda yaşarken, dünyanın dengesinin nasıl değiştiğini göz ardı ediyoruz.

Mevsimlerin bu sıra dışı halleri, küresel iklim değişikliğinin somut birer yansıması olabilir mi?

Konya semalarında Mayıs ayında esen bu soğuk rüzgar, sadece üşütmüyor, düşündürüyor da. Mevsimlerin dansındaki bu şaşkınlık, umarım daha büyük bir dengesizliğin habercisi olmaz.

Belki bir gün, içimizdeki mevsimi düzeltebilirsek, gökyüzü de kendine gelir. Çünkü bazen bir bahar, dışarıdan değil, insanın kalbinden başlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Muhammed Mustafa Çetinkaya Arşivi