
Muhammed Mustafa Çetinkaya
İnsanı İnsan Yapan Değer
Günümüz dünyasında hızla akıp giden zamanın, değişen değerlerin ve artan bireyselliğin içinde bazen kaybolduğumuzu hissederiz. Koşturmacalarımızın, hedeflerimizin ve maddi kaygılarımızın arasında gözden kaçırdığımız, aslında bizi ayakta tutan çok temel bir duygu vardır: merhamet.
Merhamet, sadece başkasının acısını hissetmekten ibaret değildir. O, bir başkasının derdine ortak olmak, onunla empati kurmak, ihtiyaç duyduğunda el uzatmak ve hatta bazen sadece varlığımızla teselli olmaktır. Bir hayvanın gözlerindeki çaresizliği görmek, bir çocuğun masumiyetine kayıtsız kalmamak, yaşlı birine yol göstermek, düşene yardım eli uzatmak... İşte bunların hepsi merhametin farklı tezahürleridir.
Ne yazık ki, içinde bulunduğumuz çağda merhametin sesi bazen kısık çıkıyor. Toplumda artan kutuplaşmalar, ötekileştirme ve hoşgörüsüzlük, merhamet duygusunun zayıflamasına neden olabiliyor. Oysa ki merhamet, bizi birbirimize bağlayan en güçlü köprüdür. O olmadan, sadece bireysel çıkarlar peşinde koşan, empati yeteneğini yitirmiş bir toplum haline geliriz.
Merhamet, sadece başkalarına fayda sağlamakla kalmaz, aynı zamanda merhamet gösteren kişinin ruhunu da zenginleştirir. Başkasının yüzündeki tebessüme sebep olmak, bir kalbe dokunmak, tarif edilemez bir iç huzur ve mutluluk verir. Bu yüzden merhamet, karşılıklı bir kazanımdır; veren de alan da ondan nasibini alır.
Merhamet, sadece bireysel acılara değil, sistemik adaletsizliklere karşı da bir duyarlılık geliştirir. İnsanlar, başkalarının maruz kaldığı eşitsizlikleri ve haksızlıkları gördükçe, daha adil bir dünya için mücadele etme ihtiyacı hissederler. Kadın hakları, çocuk hakları, azınlık hakları gibi birçok sosyal adalet hareketi, temelinde merhamet duygusunu barındırır.
Unutmayalım ki, bu dünya hepimizin ortak yaşam alanı. Birbirimize göstereceğimiz anlayış, hoşgörü ve en önemlisi merhametle, daha yaşanılır, daha adil ve daha barışçıl bir gelecek inşa edebiliriz. Merhamet, insanı insan yapan en temel değerlerden biridir ve onu korumak, yaşatmak hepimizin sorumluluğudur.